Herkesin ve her kesimin gün içerisinde konuşurken kullandığı farklı kalıplar vardır, olabilir. Yabancı çalışanlarla veya müşterilerle konuşurken iş hayatında kullandığım birtakım İngilizce söz ve öbeklerini İngilizce ve Türkçe olarak sizler için derledim. İlk bakışta zor gibi gelebilir fakat dilinizde yer edinince siz de seveceksiniz. Umarım yeni başlayanlara ilaç gibi gelir. İyi okumalar.
develop a strategy | strateji geliştirmek |
manage the agreement | anlaşmayı yönetmek |
fullfill the criteria | kriterleri yerine getirmek |
achieve the goals | hedeflere ulaşmak |
make the payment | ödemeyi gerçekleştirmek |
pay in the bank | bankaya yatırmak |
make out an invoice | fatura düzenlemek / fatura kesmek |
allocate vehicle | araç tahsis etmek |
exchange the correspondances | yazışmak |
information exchange/ interchange | bilgi alışverişi |
constitute cost | maliyet oluşturmak |
ensure coordination | koordinasyon sağlamak |
receive consultancy | danışmanlık almak |
generate solution | çözüm üretmek |
maintain relationship | ilişkiyi sürdürmek |
having knowledge of/about | bilgi sahibi olmak |
utilize efficiently | etkin şekilde kullanmak |
quality objectives | kalite hedefleri |
set budget | bütçe oluşturmak |
make organization | organizasyon yapmak |
employ a method | yöntem uygulamak |
land a contract | sözleşme yapmak |
ensure the smooth progress of work | işlerin yolunda gitmesini sağlamak |
maintain / provide control | kontrolün sağlanması |
settle the conflicts | anlaşmazlıkların çözümü |
satisfy the demand | talepleri karşılamak |
observe the rules | kurallara uymak |
assign a task | görev atamak |
persue a strategie | stratejiye devam etmek |
be granted an award | ödüllendirilmek |
do harm | zarar vermek |
amount of damage | hasar miktarı |
establish a relationship | ilişki geliştirmek |
time the distance | mesafeyi ölçmek |
exempt from | muaf olmak |
measure the time | süreyi ölçmek |
give consideration | düşünmek |
render ineffective | etkisiz hale getirmek |
remedy the defects | hataları düzeltmek |
withold the right | hakkı saklamak |
suffer any delay | ertelemeye maruz kalmak |
incur loss / incur cost | zarara uğramak |
clearance through customs | gümrükten geçirmek |
rectify the error | hatayı düzeltmek |
obtain the consent of / give consent | rıza göstermek |
perform an analysis | analiz sergilemek |
in a timely manner | vaktinde |
with due regard | uygun olarak |
as set forth | ifade edildiği gibi |
as to whether | olup olmadığı ile ilgili |
be intimate with | yakın, samimi olan |
as per | uyarınca |
at hand | yakında / eli kulağında |
fall within | yer almak |
conduct the work | işi yürütmek |
as of the date of | tarihi itibariyle |
and so on (etc.) | vb. |
in this regard | bu bağlamda |
suffer delay | ertelemeye maruz kalmak |
enhance competitiveness | rekabeti arttırmak |
create job | istihdam yaratmak |
allow for | imkan tanımak |
append to the table | tabloya işlemek |
into the cross hairs | eleştiri okları hedefinde |
in a deep sorrow | içi kan ağlamak |
in reply to an advertisement | verilen ilana yanıt olarak |
flip a coin | yazı tura atmak |
at your own pace | kendi temponuzda |
by virtue of | istinaden |
It’s on me! | bendensin |
get time out at the school | okulda cezalı olmak |
potluck party | herkesin evinden öteberi getireceği parti |
7 o’clock is sharp! | saat tam 7’de |
broken English | bozuk İngilizce |
I am shortchanged | paranın üstünü eksik almak |
Keep the change, please! | üstü kalsın lütfen |
Teşekkürler.
Gerçekten çok işime yaradı :) bu liste için çok teşekkür ederim