Kimine göre tasarruf, kimine göre şifreleme yöntemi, kimine göreyse birer bellek: Palimpsets.
Bu kelime Latince “palimpsestus” kelimesinden günümüze “palimpsest” olarak aktarılmıştır. Latinceye de Eski Yunancadaki “palímpsēstos (yeniden kazınmış)” kelimesinden geçmiştir. Söz konusu kelime bir isimdir ve anlamı “üstündeki yazılar silindikten veya birisi tarafından silinmeye çalışıldıktan sonra üzerine yeni yazılar yazılmış parşömen”dir.
Eski Yunanlılar, üzerine taş kalemle yazmak ve kullanılmış yüzeyi mumla pürüzsüzleştirerek yazıları silip yeni yazılar yazmak için mumla kaplanmış tabletler kullanırlardı. İleri zamanlarda aynı yöntem Eski Romalılar tarafından kullanılacak ve Cicero’nun palimpsest kelimesini kullanışı bu uygulamayı tasdikleyecektir.
5. ya da 6. yüzyıldan kalma Gürcistan palimpsesti
Hayvan derisinden yapılan parşömenler kâğıda veya papirüse göre çok daha dayanıklı olduğu için bugünkü bilim adamları tarafından bilinen çoğu palimpsest parşömen üzerindedir. Independent’tan Jeff Farrell’in haberine göre Sina Yarımadası’ndaki Saint Catherine Manastırı’nda bulunan palimpsest belgelerle Kafkas Arnavutçası gibi 1500 yıl öncesine dayanan son derece nadir diller keşfedildi. Başlangıçta keşişlerin metinlerini yazdığı parşömenler sonradan kazınmış ve daha modern dillerde konuşan yeni nesil tarafından İncil’i yazmak için kullanılmış.
“Keşfin yeni altın çağı” olarak adlandırılan tekniği geliştiren araştırmacılar, çıplak gözle okunamayan gizli metni okumayı mümkün kıldı. Işık izgelerinin farklı parçalarını kullanarak materyallerin fotoğraflarını çekiyorlar ve bir bilgisayar algoritması yoluyla elektronik görüntüleri yerleştiriyorlar. Yöntem daha sonraki yıllarda kullanılmaya başlanmadan önce, parşömenlere uygulanan son derece değerli olan ilk yazıyı görmelerini sağlıyor.
Kaynakça: Independent