Zaman değişiyor, saatler ardı arkası kesilmeyen bir hızla ilerliyor, günler birbirini kovalıyor, yılların hızına yetişebilecek bir kelime ise henüz icat edilmedi… Bu gelişen dünyada maddi ve manevi birçok olumsuzluklar varken ve dünyanın ilk kurulduğu günden bugüne birden fazla farklı dilleri ve dil ailelerini içerisinde barındırıyorken insanlar nasıl anlaşacaktı eğer çevirmenler olmasaydı? Elbette bu biraz güç olacaktı. Belki dünyada var olan savaşlar ve anlaşmazlıkların hepsi dünyanın kullandığı basit bir ortak dilin olmamasından dolayı.
Son günlerde Avrupa Birliği’nde yaşanan İngilizcenin resmi dillerden çıkarılması olayının ardından birçok spekülasyon gerçekleşti. Bu olaya “Avrupa Birliği İngilizceyi resmi dillerinden çıkardı artık biz ve dünyanın geri kalanı İngilizce konuşmayacak” olarak yorumlamak saçmalık olacaktır.
Her şeyin en başına dönelim. Bugüne kadar dünyada ortak olarak konuşulan birkaç dil oldu ama hiçbiri kalıcı olmadı, zira dilin güçlü kalabilmesi için bir bakıma devletin de güçlü olması gerekiyor. Sonuç olarak, bir milletin dili ile ticaret yapıyorsanız o millet dil bakımından da hem ticarette hem sosyal yaşamda kazançlıdır. Aynı zamanda bu ortak dil ile o ülkenin kültürünü de almış oluyorsunuz, yani yapılan sadece ticaret veya seyahat olmuyor. Bu yüzden kimsenin kültürünün alınmaması ve ticari kaygılar gütmeyen aynı zamanda mevcut ortak dillerde olan eksiklerin de olmaması için tüm dünyanın rahatlıkla okuyup yazabileceği ortak bir lisanın gereksinimine ihtiyaç vardır.
Bu ihtiyacın sebebi ise mevcut kullanılan dilin de eksik yanlarının mümkün olması durumudur. Dünyada birçok dilbilimci mevcut, bu eğitimi almış insanlar mevcut. NATO’ya benzer bir topluluk oluşturup her ülkenin dilbilimcisiyle oturup geleceğin dünyası için kusuru neredeyse az olan bir ortak dil üretmek üstüne çalışılması gerek. Ne var ki teknoloji çağındayız ve bu sayede bilgiye çok rahatlıkla ulaşabiliyoruz. Bunu değerlendirmek mümkün. Yapılacak olan şey geleceğin ortak dili değil, geleceğin “Dünya Dili”dir. Bunun için en mükemmel araç ise hepimizin evinde, cep telefonlarında bulunan internet. Bu sayede dünya dilini yaygınlaştırmak daha kolay olacaktır ve böylesine bir dünya dili oluşturmanın faydaları saymakla bitmez.
Dünya Dili Ütopyası
Tüm dünya aynı dili konuşacak. Ülkelerinin konuştuğu dillerin eksikleri veya fazlalıkları bu dünya dili oluşturulurken göz önünde bulundurulacak ve böylece bir dil oluşturulacak. Bu çok ütopik bir hayal değil aslında, çalışmaların süresini kötümser yaklaşımla 10 yıl aldığımızda bunu yaymak en fazla 5 yılı alır ve gerisi eğitimle tamamlanır. Çağımızın teknolojileri böyle bir hızı ve böyle bir üretkenliği oluşturmak için yeterince elverişli.
Dünya dili ütopya gibi gözükse de aslında hiç de öyle değil. Bunun örneklerini edebiyat dünyasında görmek mümkün, özellikle fantastik dünyada. Yüzüklerin Efendisi yazarı J. R. R. Tolkien bunu başarmıştır. Elfçe diye bir dil üretmiştir, bununla kalmayıp cüce lisanı hatta Mordor’a ait bir lisan üretmiştir. Bu sadece bir edebi eser için yapılmış olsa bile, bu dil üretildi. Bu dilin cümle yapıları üretildi, bu dilin kuralları ve kalıpları üretildi ve bu kitabın hastası olan insanlar bu dili öğrenip kendi aralarında kullandılar. Bunların sayısız örneği var, üstelik Elfçe dili gereğinden fazla karışık bir dil. Edebiyattan çıkıp bilim dünyasına girelim; biyoloji, kimya, fizik, matematik bunlar ortak bir dile sahip dünyada. Bunu başarabilmişler. Neden günlük hayatta konuşulacak dilde başarılı olunmasın, hele ki internet gibi bir teknolojiye sahipken. Anlaşılacağı üzere dünya dili üretmek ütopya değil, sadece bunun için ciddi araştırmalar ve ciddi adımların atılmasını sağlayacak güzel yürekli cesur insanlara ihtiyaç var.
Dil üretimi zor gözüküyor olsa da değil, bu işin eksiğini dil uzmanları rahatlıkla halledebilir, tek sıkıntı yaratacak kısım bu dilin dağıtılması, yaygınlaştırılması olur ki o da günümüzde çok zor değil. Teknolojinin giderek mükemmelleştiği bugünlerde bunu yaygınlaştırmak çok zor olmasa gerek. Burada en büyük sorun devletlerin kendi çıkarları doğrultusunda dünya diline karşı çıkıp çıkmayacağı.
Nasıl ki dünyamızda çevre ortak çevre, denizler, okyanuslar ortak, dili de öyle olmalı. Dünya dili olmalı. Böylelikle insanlar daha rahat anlaşabilir, böylelikle belki savaşların bile önüne geçilebilir. Sonuç olarak biz insanların en büyük problemi iletişim değil midir? Önümüzde böyle bir seçenek varken bu seçeneğe arkamızı dönmek, görmezden gelmek veya bu seçeneğin kişisel çıkarlar uğruna önünü kapamak mantık dairesinden uzak bir hareket teşkil edebilir.
Geleceğin dili mevcut ülkelerin dillerinden biri olup o ülkenin etnik kimliğinden bir parçaya bürünmeye başlamaktansa (bu durum ister istemez oluşuyor, şuan İngilizcede oluştuğu gibi) sadece insanlık kimliğine hitap eden dünyanın dilinin adaletli bir şekilde oluşturulması ve kullanıma sunulması daha adil ve dünyadaki insanların nefes alması için yararlı olacaktır.
Ütopyalar sadece ütopya olarak kaldığında güzeldir ancak gerçekleştirildiğinde ise mükemmel olur.
Bir gün geleceğin dünya dilinde buluşmak ümidiyle…
Oğuzhan Duman