- Çeviri alanında verilen akademik eğitimi kısaca anlatmanız, artı ve eksileriyle değerlendirmeniz mümkün mü?
Konferans çevirmenliği eğitiminde uzun yıllardan beri benimsenmiş ve uygulanmakta olan uluslararası eğitim ölçütleri vardır. Avrupa Birliği, Uluslararası Konferans Tercümanları Derneği (AIIC), Avrupa Konferans Çevirmenliği Yüksek Lisans Programları Birliği (European Masters in Conference Interpreting -EMCI), Uluslararası Kuruluşların Sözlü Çeviri Yöneticileri Ağı (Heads of Interpreting Services -HINTS) tarafından benimsenen ölçütler son derece örtüşmektedir. Bu ölçütler uyarınca konferans çevirmenliği eğitimi süresince her öğrenci eğitmenler gözetiminde en az 400 saat çeviri deneyimi (ardıl ve eşzamanlı çeviri) kazanmalıdır. Bu eğitim, profesyonel konferans çevirmenleri tarafından verilmeli ve eğitmenlerin konferans çevirmeni olarak kullandıkları çalışma dilleri ve bu dillerdeki yetkinlikleri bir uluslararası kuruluş (örneğin AB) ya da dernek (AIIC) tarafından akredite edilmiş olmalıdır. Konferans çevirmenliği eğitimi yüksek lisans seviyesinde verilmelidir. Türkiye’de Boğaziçi ve Bilkent Üniversitelerindeki Konferans Çevirmenliği Yüksek Lisans Programları bu ölçütlere uygun eğitim vermektedir. Her iki program da AB Mükemmeliyet Merkezidir; Boğaziçi Üniversitesindeki program ayrıca bu alanda en iyi eğitim veren üniversiteleri bir araya getiren EMCI’a Türkiye’den üye seçilmiş tek programdır. Her iki program da Avrupa Birliği kurumları tarafından desteklenmekte; derslerine AB (ve BU için EMCI) tarafından misafir eğitmenler gönderilmekte, Brüksel’de AB kurumları ziyareti ve AB burslardan yararlanma imkânları sağlanmaktadır. Ayrıca gerek giriş ve gerekse bitirme sınavlarına AB ve (Boğaziçi Üniversitesinde EMCI’dan) jüri üyeleri yer almaktadır.
Ayrıca birçok üniversitede lisans seviyesinde sözlü çeviri dersleri verilmektedir. Bu derslerde öğrencilere sözlü çevirinin değişik alanları anlatılmakta ve temel sözlü becerileri üzerinde durulmaktadır. Genelde bu alanda yaşanan en büyük zorluk yukarda söz edilen niteliklere sahip öğretim üyesi/görevlisi bulmakta ve özellikle lisans seviyesinde verilen eğitimde her öğrenciye eğitmen eşliğinde yeterince çeviri yapma imkânının sağlanmasında yatmaktadır.
- Çeviribilim/Mütercim Tercümanlık Bölümleri kuruluş yılı açısından henüz çok genç olmasına rağmen başarılı öğrenciler yetişiyor. Daha da ileriye götürmek için ders olarak ele alınmasını tavsiye ettiğiniz konular var mı?
Konferans ortamlarında bir konuşmacı tek bir konuşma için de bile çok farklı alanlara atıfta bulunabilir ve çevirmenin o anda gelen bilgiyi araştıracak zamanı yoktur. Bu açıdan çevirmenler iyi bir genel kültür sahibi olmalı ve ayrıca her toplantıdan önce konulara çok iyi hazırlanmalıdır. Üniversite eğitimi boyunca ekonomi, siyaset, uluslararası ilişkiler gibi alanlarda ders alınması konferanslarda sık gündeme gelen konuların arka planını daha iyi anlamaya yardımcı olur. Ayrıca güncel gelişmeleri ve gündemi takip etmek de önemlidir. Bir de konferans çevirmenleri değişen gündemi kendi çalışma dillerinin tümünde takip etmelidir. Örneğin, ülkenin gündeminde tartışılan konular ‘yargı reformu’, ‘Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’ ve ‘Yargıtay’ ise, bu kavram ve kurumların hem ülke içinde ne gibi anlamlar taşıdığını derinlemesine anlamalı, hem de diğer çalışma dillerindeki karşılıklarını bilmelidir. Bunun için de çevirmenlerin tüm çalışma dillerinde farklı kavramlara, kalıplara ve içeriklere hâkim olmaları önemlidir.
- Öğrencilik hayatlarını daha etkin hale getirmek ve kendilerini mesleğe hazırlamak için öğrencilere neler tavsiye edersiniz?
Bu alanda öğrencilik yıllarını iyi değerlendirmek isteyenler:
- Her şeyden önce ana dillerini çok önemsemeli: ana dilde çok zengin bir kelime/ kavram dağarcığına sahip olmak ve değişik ortamların ifade kalıplarını öğrenmeli. Güncel konular üzerine iyi yazılmış makaleler okumak, derin analizler yapabilen konuşmacıları dinlemek, değişik konularda düzenlenen etkinliklere ve toplantılara katılmak, gazete ve düşünce dergilerini düzenli olarak takip etmek faydalı olacaktır. Ayrıca, internete seçici bir şekilde yaklaşılırsa çok yararlı konuşmalara erişmek mümkündür. İyi üniversitelerin herkese açık derslerini (open course ware) izlemek, TED Talks ve Açık Radyo gibi farklı konularda gelişmeleri anlatan web sitelerini ve podcastleri takip etmek de yararlı olur.
- Yabancı dillerinin üzerinde yoğun emek harcamalı: konferans çevirmenliğinde ‘aktif’ yabancı diller ana dile çok yakın bir seviyede olmalıdır. Bir yabancı dili bu seviyeye getirmek epey yoğun çaba gerektirir. Bunun için hem güncel konuları hem de o dilin kültür ve düşünce dünyasını yakından tanımak ve takip etmekte fayda vardır. Yabancı dilde fark etmeden yaptığımız gramer ve telaffuz hatalarını fark etmek ve bunların da giderilmesi için, eğer mümkünse, o dili ana dil olarak konuşan biriyle birlikte çalışmak iyi olur. Yabancı dilin ana dil olarak konuşulduğu ülkelerde yaşamak ve eğitim almak da o ülkeyi ve kültürünü tanımaya imkân verir.
- Bir akademisyen gözüyle çeviri öğrencilerinin hangi konuda eksiklikleri var? Bu eksiklikleri nasıl giderebilirler?
Genel olarak öğrencilerimiz Türkçelerini oldukça yetkin kullanabiliyorlar. Ancak güncel olayları pek takip etmiyor; ekonomi, hukuk, yargı ve siyaset sistemini ve güncel tartışmaları yeterince izlemiyorlar. Doğal olarak benzer konuları yabancı dillerinde ifade etmekte de zorlanıyorlar. Oysa konferans çevirmenlerinin bu konuları bilmeleri ve tüm çalışma dillerinde esnek ve yetkin biçimde ifade edebilmeleri çok önemli. Özellikle simültane çevirinin ciddi bir zaman baskısı altında ve başka bir konuşmacının ifadelerini aktarmaya dayalı bir biçimde yapıldığı düşünülürse, bu tür bilgi açıkları büyük bir soruna dönüşebiliyor. Örneğin, mülteci sorununu bütün ayrıntılarıyla ele alan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri’nin konuşması Türkçe’ye gayet basit, renksiz ve zengin içeriğinden yoksun bir biçimde çevrilebiliyor. Çevirmen adaylarının bu alanda neler yapabileceklerini bir önceki soruda yanıtlamaya çalıştım.
- “Çevirmen” olmayı hedefleyen bir öğrencinin dil yeteneğinin yanında sizce hangi özelliklere sahip olması gerekmektedir?
Tüm dillerinde dil yetkinliğini arttırma iradesi ve heyecanı; genel kültür ve geniş bir dünya görüşü, açık fikirlilik, toplumsal duyarlılık, strese dayanabilme, geribildirime açık olma, hatalar ve zorluklar karşısında caymak yerine sorunun üzerine gidebilme bir konferans çevirmeni adayları için önemli özelliklerdir.
- Ülkemizde çevirmenin yerini nerede görüyorsunuz? Sizce hak ettiği yerde mi veya bunun için neler yapılabilir?
Türkiye’de konferans çevirmenliğini mesleğini temsil eden bir derneğin (TKTD) olması, eğitim konusunda 1980’lere dayanan tecrübeye sahip olunması ve 1960’lardan beri mesleğin dünya standartlarında yapılıyor olması bu alanı diğer sözlü çeviri türlerine kıyasla daha kurumsallaştırmış durumda. Ancak halen belirli dil kombinasyonlarında önemli açıklar var. Örneğin Türk İşaret Dili, Arapça, Farsça gibi dillerde profesyonel konferans çevirmeni sayısı çok az ve bu dillerde verilen eğitim çok kısıtlı. Ayrıca dünyada tipik konferans dillerinden olmayan ama Türkiye açısından önemli olan bölge dillerinde de konferans çevirmeni yetiştirmek için çaba sarf etmemiz gerekiyor.
Yazar Hakkında
Prof. Dr. Ebru Diriker
Prof. Dr. Ebru Diriker Boğaziçi Üniversitesi Çeviribilim Bölümü’nde öğretim üyesi ve Manchester Üniversitesi’nde Onursal Öğretim Üyesidir. Başta konferans çevirmenliği olmak üzere, sözlü çeviri üzerine pek çok yayını vardır ve AIIC, TKTD ve IATIS’in konferans çevirmenliği eğitimiyle ilgili komitelerinde görev yapmaktadır.