Mesleğin içinde olanlarla bir araya geldiğimizde gündeme gelen önemli bir konuyu tekrar hatırlatarak yazıma başlamak istiyorum: Çevirmenlik mesleğinin, ilgili bakanlığımızın Meslekler Literatüründe yer almadığını biliyoruz. Yani çevirmenlik; meslek değil, yasası da yok.
Mesleğimizi yasasız, tanımsız, standartsız devam ettirirken, yaşamlarımızı öyle veya böyle bu meslekten kazanarak sürdürüyoruz. Çeviri sektörü olarak ülkemizin dışa açılmasında, ihracatının artmasından uluslararası ilişkilerin her alanında gelişmesinde önemi ve rolü yadsınamaz. Bir işin yani mesleğin ve sektörün temsilcileri olarak tanınma ve hak ettiğimiz yerin verilmesi konusunda da yeteri kadar istekli olduğumuz veya gayret ettiğimiz söylenemez.
Son yıllarda mesleğine değer veren, mesleki çalışmalar için derneklere üye olan çevirmen sayısı artmış, örgün eğitimi kurumları çoğalmış, iş çeşitliliği ve kapasitesi artmış, MYK koordinasyonunda Çevirmenlik Meslek Standardı tamamlanmış ve Yeterliliği hazırlama çalışmaları yapılmakta olsa da meslekleşme ve sektörün oluşması adına alınacak çok mesafenin olduğunu biliyoruz.
Çevirmenler Bildirgesi’ne imza koyan altı ülkeden olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kurumları bu güne kadar bildirinin gereğini yerine getirmemişler, gereğini de duymamışlar, mesleğin temsilcileri de belki farkında olmadıklarından, belki ihtiyaç duymadıklarından ya da örgütlü olmadıkları için seslerini duyuramamışlar.
Çevirmenlik Mesleği ve Belgesi
Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlükte meslek; “Belli bir eğitim ile kazanılan sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş” olarak tanımlanmaktadır.
Tanımına göre bir uğraşın, bir faaliyetin, bir meslek olarak kabul görmesi; diploma, lisans, ruhsat, sertifika, yeterlilik belgesi gibi bir belge ile kabul edilmesi, uygulama standartları ve etik kurallarının belirlenmiş olması gerektiğini ifade edebiliriz.
Diplomanın, ehliyetin, yeterliliğin, mesleki standart ve kuralların belirlenmesi ile, eğitim, gelişim ve uyum disiplinin sağlanması için örgütlenme ihtiyacı doğmaktadır.
Meslek tanımını esas alarak yaptığımız bu tespitler ışığında, bir işi meslek yapan üç temel unsurun gerekliliğini ortaya koymaktadır:
Belge,
Mesleği uygulama standartları ve etik kuralları,
Mesleki örgütünün bulunması bir işin mesleki değer kazanmasını sağlamaktadır.
Bu ifade ettiğim unsurlara göre, işimiz olan çeviri, diploma, belge, yeterlilik sertifikası, ulusal ve uluslararası çeviri işini uygulama standartları, mesleki etik kurallarının yanı sıra, ulusal ve uluslararası mesleki örgütlerin varlığı, reel sektörle etkileşim gücü ve bunun hissettirilmesiyle meslek olarak kabul görecektir.
Söz konusu bu temel unsurların eksiksiz varlığı ve uygulanması herhangi bir işe meslek olma değerini kazandırmaktadır.
Mesleğin küresel ve ulusal düzeyde yaygın olarak kabul görmesi, geleceğinin şekillendirilmesi ise meslek örgütünün kuruluş felsefesi, strateji ve politikalarının oluşturulmasının yanı sıra birlik, beraberlik içinde olmaları ve hedefe ulaşmada ortak inanç taşımalarıyla olanaklı olacaktır.
Meslek örgütünün işlevselliği ve meslek örgütü var olmasının koşulları nelerdir?
- Mesleğin tanınması,
- Ekonomik olarak mensuplarına değer kazandırması,
- Yaşamsal ve işlevsel değerinin anlaşılması, takdir edilmesi,
- Mensuplarının tanışması,
- Meslek mensuplarını geleceğe taşıması, gelişmelerini sağlamak için eğitim ve kişisel gelişim çalışmaları,
- Mensuplarının hak ettiği saygıyı görmesi için çalışmalar yapmalıdır.
Bu amaçla; meslek örgütü; vizyon, misyon ve stratejilerini çizen ve sürekli geliştiren mesleğin gelişmesini milli takım ruhu ve sorumluluğuyla planlayan, tasarlayan yapıda olmalıdır.
Meslek örgütü üyeleri bu meslek için ideali hedeflemeli, uluslararası standartlarda denkliğini sağlamalıdır.
Bu beklentilerin karşılanması meslek örgütünün anlaşılır, mensuplarınca kabul edilir ve tartışmasız işlevselliğini gösterirken mesleği de mükemmelliğe ulaştırır.
Meslekte mükemmelliğin merkezi olmanın kuralları nelerdir?
Meslek örgütü; mesleğinin erbabı, mesleğini ifa etmek için gerekli bilgi, birikim ve donanıma sahip olan diğer bir ifadeyle işinin uzmanı, ustası sayılan deneyimi ve dinamizmi olan, üstat ve etik ilkelere bağlılığı ve örnek mesleki yaşamı olan meslek adamları ile yönetilmelidir. Çünkü ilkeleri ve değerleri, özverili ve gönüllü adanmışlığı, yetkinlikleri ve vizyonu, değer yaratan hizmetleri ve yetiştirdikleri ile her meslek adamı kendi alanında örnek gösterilen, izlenen bir liderdir.
Meslek örgütü olmanın kurumsal yönetim ilkeleri nelerdir?
- Hukuki çerçevesi ve ekonomik yapısı olan kâr amaçsız örgüt olup, yarattığı katma değeri tekrar mesleğin ve meslektaşlarının gelişimine harcayan, bu anlamda çeviri sektörüne, ülkemize, insanımıza, özellikle gençliğe örnek sosyal değerler ve katma değer yaratan kurum olmalıdır.
- Kurumsallaşmasını tamamlamış, özellikle liderleri ve tüm yönetim organları zamanını, bilgi, deneyim ve birikimlerini, becerilerini özverili ve gönüllü adanmışlıkla paylaşan, değer yaratacak meslek adamlarından oluşmalıdır.
- Yönetim felsefesi tüm örgütü ve üyeleri kapsayacak yönetişimi ve ortak aklı olmazsa olmaz temel unsurlar olarak kabul eden liderlerin yönettiği daima gelişmeye ve değişime açık canlı organizma olmalıdır.
- Meslek örgütüne liderlik edecek olanlar ise, kişisel çıkar gözetmeksizin, karşılıksız hizmet vermeyi ilke edinmiş, mesleğine ve sektörüne vefa borcu olduğunu hisseden, katkılarını bir tür “birikimlerinin zekâtını vermek” gibi düşünenler olmalıdır.
- Meslek örgütünün kurumsal sürdürülebilirliğinin güvencesi olan şeffaf, denetlenebilir ve hesap verilebilir kurumsal yapı, hukukun ve mesleğin gereklerinin yerine getirilmesine azami dikkat ve özen gösteren, kuraldışı eylemlere bilerek ve isteyerek taraf olmayan bir yönetim anlayışı bulunmalıdır.
- Meslek örgütünün üyeler ve taraflarca benimsenmesi, yönetimin etkin olabilmesi için yönetim organlarında hizmet, süreli olmalı, yönetici insan kaynağı yenilenmelidir. Yönetim organları oluşturulurken çıkar çatışmalarına fırsat verilmemelidir. Örgütsel kaynaklar kurumun geleceği başta olmak üzere mesleki çıkarlar gözetilerek kullanılmalıdır.
- Mesleki örgütlenme, katılımcı, sorgulayan, irdeleyen, çok sesli, farklılıkların birlikteliğinden sinerji yaratan, bağımsız demokratik ortamı arayan ve yaratan, demokratik davranabilen bireylerden, üyelerden oluşmalıdır. Örgütlenmenin sinerjisi meslek için kullanılmalıdır. Birlikte düşünüp ortak akıl oluşturup, mümkünse çalışma ritmini de yakalayarak, çalışmalardan zevk alarak hizmet üretmelidir.
Bireylere ve gruplara bağımlı olmadan, maddi manevi çıkarlar için odak oluşturmadan, hizmet etme ahlakı ve adalet duygusu olan yöneticilerden oluşan, hizmet bayrağının el değiştirdiği, katılımcı, meslek için hizmetin esas alındığı bir yönetim anlayışına, yaklaşımına sahip olmak “meslek örgütü” olmanın ilkeleridir diye düşünüyorum.
“Meslek örgütü” olmak; birbirinden farklı çevirmenlerin veya işletmelerin temsilcileri olan meslek ve iş adamlarını buluşturarak “biz bilinci”ni oluşturmaktır. Birlikte paylaşım ve katılım arzusunu harekete geçirmektir, “vizyon gücü” nün ifade edilmesidir.
Farklılıkların zenginliğini, birlikteliğin sinerjisi ile örgütsel güce dönüştüren “eylem gücü” dür. Mesleğin kurumsal kimliğinin ifadesi olan “meslek örgütü” meslek ile ilgili toplumsal farkındalığın “Yaratıcı gücü”dür.
Meslek örgütü olmanın ifade edilen bu gücü; ilkeleri ve değerleri, özverili ve gönüllü adanmışlığı, yetkinlikleri ve vizyonu, değer yaratan hizmetleri ve yetiştirdikleri ile her biri kendi alanında örnek gösterilen, izlenen bir lider olarak kabul ettiğimiz meslek adamlarının varlığı ile işlevsellik kazanabilecektir.
Meslek adamları, meslek örgütlerinin güç kaynağı olan değerleridir. Entelektüel sermayesidir. Örgütsel kültürün dinamikleridir. Dürüst ve şeffaf bir toplumun, demokratik ve kalkınmış bir ülkenin saygın yurttaşları olmak için meslek adamlarının birer değer olarak farkında olmalıyız.
Bu farkındalığın olmadığı, bilinç geliştirme sürecinin çalışmadığı ve gelişmediği toplulukların bir değer olarak varlığı söz konusu olmaz. Bu nedenle toplumumuzda meslek adamlığına olan duyarlılığın ve farkındalığın yaratılması bir yurttaşlık sorumluluğu olarak görülmelidir.
Biraz daha ileri giderek demokratik yaşamımızın temeli olan meslek örgütleri ve her alanda faaliyet gösteren STK’ların yapısı, yönetimi, yönetim ve sorumluluk algılaması ülke yönetiminde en etkin demokratik yöntem ve anlayışına dahi temel teşkil ettiği söylenebilir.
Bu açıklamalardan sonra, içinde bulunduğumuz meslek örgütlerimiz için bir değerlendirme yapmak gerekirse, kuruluşundan bugüne kadar geçen sürede örgütlerimizde bu değerler geçerli olmuştur.
Kurucularından olduğum ve 12 yıl yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığım, 1999 yılında çevirmen, çeviri işletmecisi, akademisyen ve redaktörleri tarafından kurulan Çeviri Derneği bugüne kadar kuruluş amaçlarından önemli bir kısmını yerine getirdi. Çeviri Derneğinin kurulmasıyla örgütlenmenin önemini, sektör akademi ilişkisin kurulması ve gelişmesini, meslektaşlar arasında iletişimin, bilgi alışverişinin artması gerçekleşmiştir.
Ayrıca sektörün işleyiş kurallarıyla ilgili gelişmelere katkısı olmuş, TSE ile kalite standardının geliştirilmesi EN 15038 AB Çeviri Hizmetleri Standardının yerelleştirilmesi çalışmalarına en büyük katkıyı sağlamış, yine MYK’nın koordinasyonun da yürütülen Çevirmenlik Meslek Standardı 6.Seviye’nin yazılması ve Mesleki Yeterliliklerin yazılmasına en önemli katkıyı sağlamıştır.
Çeviri Derneği’nin Çeviri İşletmecisi üyelerinin öncülüğünde 2007 yılında Çeviri İşletmecileri Derneği’nin kurulmasıyla, işletmecilerin sektörel yapılanmaya ve gelişime daha ciddi bir katkıda bulunmuşlar, örgütlenmenin de önemini daha çok ortaya çıkarmıştır.
Çeviri İşletmeleri Derneğinde, kuruluşundan itibaren kurucularımız, derneğimizin işlevselliğini yerine getirebilmesi için doğru bir başlangıç yapmaya, sağlam temellere ve kurumsal yapıya ulaşmak hususunda hemfikir olmuşlar ve inanmışlardır. İlk genel kurulun üzerinden henüz 7-8 ay geçmesine rağmen hazırlık döneminde ciddi bir çalışma temposu yakaladığı için bugün kurumsallaşma sürecini neredeyse tamamlamak üzeredir. Olanaklar ölçüsünde çalışmalarını sürdürmektedir.
Her ne kadar üye sayısı, sektörde yer alan işletmeleri temsil oranı açısından yeterli olmasa da sektörü temsilde ve mesleki sorunları ortak akılla çözümleme gücü ve tecrübesi açısından bir meslek örgütü olarak kabul edilebilir.
Kurum kültürümüzün ve mesleki yaşam değerlerimizin sürdürülebilir olması çok önemlidir.
Yeni üyelerimizin bu ilkeleri ve davranış kurallarını çok iyi anlamalarının sağlanması yönetimin sorumluluğudur.
Bu anlayış benzer mesleki örgütler için de aynı öneme sahiptir. Çevirmenliğimizi ve işletmeciliğimizi bu ilkeleri düşünerek ideal ölçülerde yapmalıyız.
Genel kurullar, yönetim toplantıları, biçimsel diğer toplantılar, iletişim yöntemleri kurum anlayışının etik mesajların verildiği en önemli ortamlardır, fırsatlardır. Bu ortamlarda mesleğe ve örgüte sahip çıkmak her meslek adamının en önemli görevidir.
İşletmeler ve onların yöneticileri başarılı olabilir. Çok para ve şöhret kazanabilirler. Ancak bunların kaybedilebileceğini, kaybedilmeyecek yegâne değerin gelecek nesillere bırakabileceğimiz mesleki tatmini getiren mesleki başarılar, etik ve ilkeli yaşam biçimidir. Bu yaşam tarzı da ancak örgütlenmiş bir yapı içinde görülebilir ve takdir edilebilir. Bir ömür boyu yaşam biçimimiz olacak bu ilke ve değerler ile yaşamak kendimizi gönülden mesleğe adamak ile mümkündür. Böylesi adanmışlık ise gönlünde meslek sevgisi olan meslek temsilcileri olan güzel insanlarla olabilmektedir.
Yaşamımız iki önemli karar etkiler, biri eş seçme kararı diğeri de meslek seçimi. Eşini ve mesleğini seven insanlar her yönüyle zengin ve mutlu olurlar inancındayım.
Yazar Hakkında
Osman Kaya
Dil Hizmetleri ve Yayıncılık konusunda uluslararası faaliyet gösteren Üniversal A.Ş.’nin ve Uniter Tercümanlık ve Turizm Ltd. Şti.’nin kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanıdır. Fransızca çevirmenliği 1975 yılından beri sürdürmektedir. Mesleğiyle ilgili konularda ve sosyal içerikli çeviriler yapmaktadır. Gazete ve dergilerde çeviri, dil hizmetleri konularında çeşitli yazıları yayınlanmıştır. Psikolojik Danışman, Çift ve Aile Terapistidir. Çeviri Derneği ve Çeviri İşletmeleri Derneği Kurucusudur.