Dünyanın dört bir yanına kültürüyle, diliyle, toplumsal yaşantısıyla yenilikler getiren Türk toplulukları ticaretin gelişmesi ve matbaanın da kullanılmaya başlanmasıyla kendi dillerinin güzelliklerini, tınısını farklı medeniyetlere ulaştırmaya başlamışlardı. Türk toplulukları dememizin sebebi Asya’nın dört bir yanında ve hatta Avrupa’da bulunan ve aynı etnik kökene ve dile sahip olan topluluklardan bahsettiğimizi belirtmektir. Bir halkın dili sadece sömürge konumuna geldiğinde değil aynı zamanda çeviriyle, yazın edebiyatıyla da değiştirilebilir. Bu hem dilin gelişmesini sağlar hem de yabancılaşmaya mahal verir. Toplumun kültürü ve dili bir bütündür. Dilde bir değişiklik olduğunda toplum doğal olarak bundan her anlamda etkilenmektedir. 1847’de İstanbul’da iki adet İngilizce gazete (The Levant Herald, The Levant Times), yedi adet Fransızca, bir adet Almanca ve 37 adet Türkçe gazete bulunmaktaydı. Bu veri bizlere o dönemde İngiliz, Fransız ve Alman kökenli insanların kültürümüzün içine girdiğini ve bizim medeniyetimizde yaşam sürdüklerini gösterir. Bahsettiğimiz bu kültür ve dil konusunu başka bir yazıda ele alacağız. Dillerin gelişimini kültürden, sosyo-kültürel yapıdan ve dönemden bağımsız bir şekilde ele alamazdık. Bu yazının devamında Türkçeden İngilizce ve Almanca dahil olmak üzere çeşitli dillere geçen kelimelerle ilgili bilgi vereceğiz.
Orta çağdan itibaren İngilizcenin Türkçeden kelimeler almaya başladığını görmekteyiz. Bu kelimeler birebir aynı şekilde karşı dile aktarılamaz, dilin kültürde kendisini bulup, farklılaşıp yer etmesiyle kelimeler şekillenir ve değişir. Hatta Türkçe kelimelerin bazılarının etimolojik anlamları da değişir. Bu kapsamda küçük bir bilgi aktarmak yerinde olacaktır; 16. yüzyılda İngiltere, Türkiye ve Rusya arasında direkt bağlantı yollarının kurulmasıyla beraber Türk dili ve kültürü hem bu farklı dillerden ve kültürlerden beslenmiş hem de kendi içinde bazı değişikliklere uğramaya başlamıştır.
Küçük bir araştırma sonucunda Türkçeden diğer dillere geçen kelimeleri sizler için derlemeye çalıştık. Keyifli okumalar dileriz!
İngilizce
“Ketch” kelimesi İngilizcede iki direkli yelkenli anlamına gelmektedir. Bu kelimenin Türkçedeki “Kayık” kelimesinden türediği düşünülmektedir.
“Ottoman” kelimesi İngilizcede çoğumuzun da bildiği Osmanlı anlamı dışında otoman(kumaş) ya da divan, sedir anlamlarını da içinde barındırmaktadır.
“Horde” kelimesi İngilizcede bir grup insan anlamına gelmektedir. Türkçede Ordu kelimesinden alındığı düşünülmektedir. Mesela burada daha çok sessel bir benzerlik olduğunu söyleyebiliriz. Aksi halde anlamsal olarak biz ordu kelimesini daha çok askeri manada kullanmaktayız.
“Odalisque” kelimesi ise yapısal olarak Fransızcanın, anlamsal olarak da Türkçenin özelliklerini bir arada bulundurmaktadır. Türkçede ise odalık (ayrıca cariye) olarak bilinmektedir. Akla ilk olarak harem gelse de haremden farklı olarak ailenin erkeğine değil bunun tersi olarak eşine, sultanına yönelik güzelliklerin sunulduğu bir mevkiidir. Odalık, Osmanlı Döneminde zengin Türk erkeklerinin köleleri tarafından sultanlarına bahşettiği hediyelerin verildiği bir yer olarak bilinmektedir. Genellikle de odalık sultana hiçbir zaman gösterilmez. Valide Sultan gibi bir anne figürü tarafından düzenlenir. Bu da aklımıza hemen Osmanlı kültüründe olan çeyiz kavramını bizlere hatırlatır.
Ek bilgi: 19. yüzyılda oryantalist akım “odalık” kavramından çok beslenmiştir.
Paklava/baklava, yogurt/yoghurt (yoğurt), sarma, airan (ayran), bulgur, pastrami (pastırma), caviar (havyar), kebap, döner gibi yemek kültürümüzden gelen kelimelerin diğer dillerde aynı kaldığını görmekteyiz. Bu da bir yandan Türk mutfağının ne kadar evrensel ve dünya çapında sevilen bir mutfak olduğunu bizlere göstermektedir.
Almanca
“Dolmetscher” kelimesi eski Türkçede tercüman için kullanılan “dilmaç” kelimesinden gelmektedir. Almancada da aynı anlamda tercüman için kullanılmaktadır. Bu kelimenin bir diğer versiyonu da “Übersetzer”dir. Aralarında küçük bir fark var; “Dolmetscher” daha çok sözlü çevirmenler için “Übersetzer” ise yazılı çeviri yapanlar için kullanılmaktadır. Şunu da belirtmek gerekir ki dilmaçtan türemiş olan “Dolmetscher” kelimesi daha eskiye dayanır ve eski Türkçedir.
“Kiosk” kelimesi Almanya’da ve bazı Avrupa ülkelerine gazete, sigara vb. satan büfelere verilen isim. Kiosk, Avrupa dillerine Türkçe “köşk” kelimesinden geçen bir sözcüktür.
“Dudeln” kelimesi Türkçede “düdük” kelimesinden Almancaya geçmiş bir sözcüktür. Homurdanmak ve üflemek anlamlarını içinde barındırır.
“Schabracke” kelimesi Türkçede “çaprak” kelimesinden Avrupa dillerine geçmiştir. Almanca ve Fransızcada da “Schabracke” olarak kullanılmaktadır. Modern at eyerinin altına örtülen koruyucu örtüdür. Seremonilerde veya gezilerde kullanılmaktadır.
Arapça
Osmanlı İmparatorluğu’nun şimdiki Mısır, Tunus, Filistin, Cezayir vb. ülkelerdeki hakimiyeti sonucu Arap toplumlarıyla olan kültürel alışveriş kaçınılmaz olarak dile de yansımış, Arapçadan Türkçeye geçen birçok kelimenin yanı sıra Türkçeden de Arapçaya birçok kelime geçmiştir. Bu kelimeler Modern Arapçada hala kullanılmakla birlikte etkisini sürdürmektedir.
“كوبري – Kobru” kelimesi Türkçedeki köprü kelimesinden alınmıştır. Aslında köprü için Arapçada جسر (Jessr) kelimesi bulunmakta ancak özellikle Mısır’da hala Kobru kelimesi kullanılmaktadır.
“أوضة – Oda” kelimesi de yine Türkçede aynı anlamda kullanılan oda kelimesinden alınmıştır. Bu kelime için de Arapçada غرفة (Ghorfa) kelimesi vardır ancak özellikle Mısır’da oda kelimesi tercih edilmektedir.
“أفندم – Afandem” kelimesi Türkçedeki efendim kelimesinden alınmıştır. Mevkii olarak sizden yüksek birine bir cevap verirken kullanılır.
“كازوزة – Gazuz” kelimesi Türkçedeki gazoz kelimesinden alınmıştır ve gazlı içecekler için kullanılır.
“طرشي – Torsu” kelimesi Türkçedeki turşu kelimesinden alınmıştır ve aynı anlamda kullanılmaktadır.
Ayrıca Arapçadaki birçok meslek adı Türkçeden türemiştir. İşte onlardan bazıları:
“شيشكلي – Shishekli” kelimesi Türkçedeki çiçekçi anlamına gelir ve genellikle Suriye’de kullanılır.
“سفرجي – Sofraji” kelimesi Türkçedeki garson kelimesinden türemiştir.
“كبابجي – Kababji” kelimesi Türkçedeki kebapçı kelimesinden geçmiştir ve aynı anlamda kullanılmaktadır.
Bulgarca
Bulgarca da diğer Balkan dilleri gibi Türkçeyle kültürel alışverişini sürdürmüş ve Türkçeden birçok kelime almıştır.
Örneğin “терлик, терлици” kelimeleri Türkçedeki terlik anlamına gelir ve aynı anlamda kullanılmaktadır.
“демек” fiili Türkçedeki “demek” fiilinden türemiştir ve aynı anlamda kullanılır.
“гурбет” kelimesi Türkçedeki gurbet kelimesinden geçmiştir ve yurtdışına gitmek anlamında kullanılırken ayrıca modern Bulgarcada kullanımı pek tercih edilmez.
“боя” kelimesi Türkçedeki boya kelimesinden geçmiştir ve aynı anlamda kullanılır.
Macarca
“arszlán” kelimesi Türkçedeki arslan/aslan kelimesinden geçmiştir.
“bajrám” kelimesi bayram anlamına gelmektedir ve Türkçeden geçmiştir.
“szárma” kelimesi Türkçedeki sarma kelimesinden geçmiştir.
“jatagán” kelimesi bir tür kılıç olan yatağan kelimesinden geçmiştir.
Örneklerde de verildiği üzere Türkçe birçok dile kelime vermiş ve aynı zamanda birçok da kelime almıştır. Özellikle farklı kültürlerin bir arada yaşadığı ülkelerde veya toplumlarda bunun örneklerini görmek oldukça kolaydır. Farklı toplumsal değer bütünlerinde yetişen toplumlar birbirleriyle girdikleri etkileşim sonucunda hoşgörünün sonucu olarak kültürel bir alışveriş etkinliğine girmişlerdir ve kültürlerin buluşma noktasında insanlara yardımcı tek araç olan dil hem kültürleri geliştirmiş/geliştirmekte hem de kültürlerden beslenerek ve kendi sınırlarını aşarak yayılmış/yayılmaktadır.
Bu derleme yazı Emrullah Kara ve Çağıl Zehni tarafından birlikte kaleme alınmıştır.
Kaynakça:
Wikiwand-Odalisque
Quora-German Words of Turkic Origin
Ethnolinguistic group
Wikiwand-English Words of Turkic Origin
Quora-Turkish Words In Your Native Language
Wikibooks-Turkish/Loanwords
Quora-Turkish Loanwords in Arabic
The Baheyeldin Dynasty-Turkish Words Borrowed In Modern Arabic
Wiktionary-Hungarin Terms Derived From Ottoman Turkish
Öne Çıkan Görsel