Çeviri denildiği zaman aklımıza her zaman ya yazılı ya sözlü, bir dilden diğer dile aktarım gelmekte. Fakat çeviri dediğimiz bu büyük çatının altında onlarca farklı alan yatmaktadır. Bunlar içerisinde tek bir dil içerisinde çeviri, transkreasyon, işaret dili çevirmenliği ya da konumuz olan sesli betimleme gibi alanlar da yer alıyor.
Türkiye’de her bin kişiden üçü görme engelli statüsünde. Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre bu, 220 bin kişiye denk geliyor. Bu vatandaşlarımız, artık bizim için alışılagelmiş olan televizyon veya internet gibi medyalardan yeteri kadar yararlanamamakta. Bu noktada, yakın zamanda televizyonlarda ve internet videolarında denk gelmeye başladığımız “sesli betimleme” tekniği son senelerde ve özellikle 2018’den itibaren kendini göstermeye başladı. Peki bu sesli betimleme nedir?
Sesli betimleme; film veya tiyatro gibi alanlarda diyaloglar haricindeki bölümleri dolduran bir dış sesin, olayın geçtiği mekân, zaman, karakterler ve sessiz gelişen olayların betimlenerek görünüm ve duygularını anlatmasından oluşmaktadır.
Yani televizyonda ve internette gördüğümüz videolar, filmler ve dizilerin, her önemli ayrıntısının ve hareketinin diyaloglar arasında dinleyiciye anlatılmasıdır. Karakterlerin fiziksel özellikleri, ruh halleri, mimikleri, hareketleri; olayın geçtiği mekanın özellikleri, rengi, hissi; hepsi olabilecek en kısa ve en net şekilde karşıya aktarılmaya çalışılmaktadır.
Belirtmekte fayda var, sesli betimleme sadece videolar, diziler veya filmler için değil, tüm görsel elementler için kullanılmaktadır. Bir hayvanı betimleyebilirsiniz, bir objeyi betimleyebilirsiniz, bir olayı betimleyebilirsiniz, bir hissi betimleyebilirsiniz, bir film ya da tiyatro afişini veya video reklamını betimleyebilirsiniz.
Dünyanın gelişmiş ülkelerinde bir standart haline gelmiş olan sesli betimleme, ülkemizde ne yazık ki daha bebek adımlarını yeni tamamlıyor. Son zamanlarda THY’nin reklamlarında, TRT dizilerinde görmeye başladığımız sesli betimlemenin bir standart haline gelmesi için bir hayli yol kat etmek gerekiyor.
Bu noktada, Türkiye’de sesli betimlemede ilk ve tek kurum olan, 2006 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde başlayan ve ilerleyen senelerde kurumsallaşan SEBEDER’in (Sesli Betimleme Derneği) en büyük amacı, sesli betimlemeyi Türkiye’de bir standart haline getirmek ve bununla ilgili bir yasa çıkartılmasını sağlamak.
SEBEDER, Türkiye’de onlarca film, dizi, tiyatro, bale, festival ve dijital ortamda gönüllü olarak betimleme, seslendirme ve işaret dili hizmeti sunuyor. Tek amaçları ise Türkiye’deki tüm görme ve işitme engelli vatandaşların görsel ve işitsel materyallerden, herkesle birlikte eş zamanlı ve eşit olarak yararlanmasını sağlamak.
Bu noktada ise çevirmenler ve genel olarak çeviriye, dile gönül vermişler olarak yapmamız gereken, çevirinin sadece yazıdan veya konuşmadan; dilden dile aktarmadan çok daha fazlası olduğu farkındalığını yaratıp bizim için alışılagelmiş medyaları görme veya işitme engelli vatandaşlarımıza erişilebilir hale getirmek için elimizden geleni yapmak. Çevirmen bir elçidir fakat amacımız sadece dil engelini aşarak bir birlik sağlamak değil, tüm engelleri aşarak bu birliği sağlamak.
Kaynakça:
Sesli Betimleme Derneği (SEBEDER)
Ses Kardeşim
AA
EngelsizErisim