ÇeviriBlog’tan herkese merhaba. Her hafta İngilizce bir deyimi açıkladığımız Deyimsel Perşembe serisinde bu hafta: What goes around, comes around.
Günümüzde, özellikle sosyal medyada sıklıkla karşılaştığımız bu deyim, Türkçede ”Ne ekersen onu biçersin.” şeklinde direkt karşılık buluyor.
Söylediklerimizin, hissettiklerimizin ve yaptıklarımızın gelecekte bize aynı şekilde döneceğini belirten bu söz, İngilizcede genelde spiritüel bağlamda kullanılırken; dilimizde, günlük konuşmalarda, ”Etme bulma dünyası.” , ”Eden ulur.” gibi türevleriyle biraz daha olumsuz anlamda yer buluyor.
Peki, söz konusu deyimin geçmişi hangi yıllara ve kimlere dayanıyor, hep birlikte inceleyelim. Araştırmalarımızdan ve tartışmalardan yola çıkıldığında, Paul Crump’ın 1962’te yazdığı Burn, Killer, Burn! adlı romanında, deyimin çok kez geçtiği belirtiliyor.
İlerleyen dönemlerde, deyimin 1970’lerde Amerika’da kullanılmaya başlandığını görüyoruz. Yazılı kaynaklarda ortaya çıkışına yönelik daha bilindik bir kaynak ise Eddie Stone’un Donald Writes No More adlı kitabı ile 1974’te görülüyor.
Gregory Y. Titelman tarafından hazırlanan ve 1996’da yayınlanan Random House Dictionary of Popular Proverbs and Sayings sözlüğünde ise deyimin Rusça kullanımına yer veriliyor; ”As the call, so is the echo.” (Nasıl seslenirsen öyle yankı bulur.)
İngilizce ile ilgili bir tartışma platformunda bir kullanıcı şöyle diyor: ”Referans olarak uygun kişi mi bilemiyorum ama annemin 1950’lerde ‘Ne verirsen onu alırsın.’ (You get what you give.) dediğini hatırlıyorum.”
Deyimin geçmişine yönelik, 70’ler ve 90’lar gibi nispeten yakın tarihlerden bahsetsek de deyimin içerdiği anlam, fikirsel açıdan yüzyıllara dayanıyor. İncil’in ilk kitapçığı Tekvin’de ”As you sow, you shall reap.” (Ne ekersen onu biçersin) şeklinde, tam olarak da dilimizdeki kullanımı görüyoruz.
Ek olarak, yaptığımız her şeyi bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde kendimizin belirlediğini ve her eylemimizin bir gün mutlaka bize döneceğini belirten Karma felsefesinin de temel ilkesini oluşturuyor bu anlayış. Bu bağlamda, inançlarımız ya da ilkelerimiz gereği fark etmeksizin, bize yardımcı bir anlayış söz konusu: Kibar, barışçıl ve pozitif olmak.
KAYNAK