ÇeviriBlog ailesi olarak Rus Dili ve Edebiyatı kazanan tüm arkadaşlarımızı tebrik ediyor, başarılarla dolu bir akademi hayatı diliyoruz. Sizlere bölüm hakkında fikir vermek ve güzel bir başlangıç yapmanıza yardımcı olmak adına Rus Dilbilimci ve Çevirmen Burak Cemil YILMAZ ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşmaktan onur duyuyor ve sizlere yardımcı olmasını umuyoruz.
Merhaba Burak Bey, bugün bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Aslında birçok okurumuz tarafından tanınıyorsunuz ve çevirdiğiniz kitaplar da zaman ilerledikçe daha büyük kitlelere ulaşıyor. Bugün gençler için bir röportaj yapmak ve yol göstermek adına bir araya geldik. Rus Dili ve Edebiyatı, her tercih döneminde rağbet gören bir bölüm. Peki yeni arkadaşlarımıza neler önerirsiniz?
Rus Dili ve Edebiyatı, diğer tüm dil bölümleri gibi emek ve heves isteyen bir bölüm. Bu bölümde Rusçayı ve Rus kültürünü öğrenmeye istekli olmak ileride başarılı olmanın anahtarlarından biri. Eğer bu bölümü yeni kazanmışsanız, önünüzde uzun ve keyifli bir yol olduğunu bilmelisiniz. Öncelikle Rus kültürüne ve tarihine giriş yapmanız sizi bu dilin inceliklerine daha yakın hale getirecektir. Kiril alfabesini öğrenerek başlamak size hazırlık sınıfında kolaylık sağlayacaktır. Unutmayın ki göz aşinalığı en baştaki o karmaşıklık hissini azaltabilir.
Üniversite hayatı boyunca ”İyi ki …” demek için bu yaz tatilinde okunmasını önereceğiniz edebi kitaplar neler?
Kesinlikle okunmaya başlanması gereken kitaplar arasında George Vernadsky’nin Rusya Tarihi, Elena Napolnova Demiriz’in İki Dil İki Kültür kitabı, Tolstoy’un Savaş ve Barış’ı, Lermontov’un Zamanımızın Bir Kahramanı eseri okunmalıdır. Bu kitaplar tarih, dil, kültür ve edebiyat üzerinden Rusya’yı anlamanızı sağlayacaktır.
Size hak veriyoruz, Rus Dili ve Edebiyatının tabiri caizse babalarını bilmeleri önem arz ediyor. Üniversite yılları boyunca katkı sağlaması adına Dilbilim açısından tavsiye edeceğiniz kitaplar nelerdir?
İlk olarak Ferdinand Saussure’ün Genel Dilbilim Dersleri okunmalıdır. Modern Dilbilim’in başlangıcı sayılan bu kitap bizlere şu an kullanılan bütün kuramların temelini anlatır. Kerim Demirci’nin Türkoloji için Dilbilim: Konular, Kavramlar, Teoriler adlı kitabı tüm dil öğrencileri için Dilbilime giriş mahiyetinde bir kitaptır. Sade ve açık bir şekilde ortaya konmuş kavramlar, kuramlar öğrencinin dil öğreniminde oldukça faydalı olacaktır.
Peki Burak Bey, bu bölümü yeni kazanan arkadaşlarımızın Rusça derslerde başarılı olabilmeleri için gerekli dil düzeyi nedir?
Yeni kazanan kişinin bir başka yabancı dili iyi derecede bilmesi ideal olandır. Dil öğreniminde kullanılan karşılaştırmalı yöntemi uygulayabilmek için öğrencinin elinde kullanabileceği enstrümanlar bulunmalıdır. Bilindiği üzere dil bölümlerine hazırlanan öğrenciler lisede okudukları diller üzerinden üniversite sınavına giriyor. Diyelim ki öğrenci İngilizce üzerinden sınava girdi ve bu bölümü kazandı. Öğrencinin sınavda aldığı puan dışında dil becerilerinin de iyi seviyede olması gerekir. Tüm bunların dışında, çoğu dil öğrencisinin gözden kaçırdığı bir nokta bulunuyor; iyi seviyede bilinmesi gereken başlıca dil kendi anadilimiz yani Türkçedir! Kendi dilinde farkındalığı yakalamış bireylerin yabancı bir dili daha iyi öğrendiği bilinmektedir. Kendi dilindeki yapıların işleyişini öğrenmiş bir öğrenci yabancı dildeki yapıları karşılaştırma yöntemiyle daha iyi öğrenir.
Sormak istediğimiz bir soru daha var ki Çeviribilim için de önemli. Aramıza yeni katılan arkadaşlarımıza genel kültür edinimi açısından neler önerirsiniz?
Kültür ve dil ilişkisi uzun zamandır araştırmacıların ilgisini çeken bir konudur. Dil ve kültürün ayrılmaz iki parça olduğunu vurgulayan çalışmalar bizlere dil öğrenimi sırasında kültür ediniminin de gerekli olduğunu açıkça gösteriyor. Kültür gibi geniş bir olguyu açıklamak uzun sürebilir fakat kültürün nerede olduğunu birkaç sözle ifade edebilirim. Rusça için konuşursak bir şarkının, bir tablonun veya bir ağaç isminin dahi kültürel bir boyutu olabilir. Bu katmanları görebilmek ve hissedebilmek için mutlaka bu kültür ürünleriyle iç içe olmak gerekir. Ve yine en önemlisi bunları yaparken yaptığından zevk almak işin temel kuralıdır.
Biz çevirmenlerin merak ettiği bir sorum var size, ikinci dil edinimi açısından yeni arkadaşlarımıza hangi dil öğrenim tekniklerini önerirsiniz?
Kalıplaşmış dil öğrenim tekniklerine inanmıyorum. Bunun direkt olarak insanların becerileri ve istekleri ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Görsel, işitsel, yazınsal hafıza gibi insan becerilerinin her insanda farklı seviyelerde olduğu herkesçe malumdur. İşitsel hafızası kuvvetli bir öğrenci dinleme egzersizleri üzerinde yoğunlaşıp başarıya ulaşabilir. Yazmak elbette mühimdir fakat bu öğrenci tipi için sesli öğrenme temel kabul edilecektir. Kimi insanlar el hafızası veya yazınsal hafıza ile daha çabuk öğrenebilir. Bu yüzden kimilerimiz aldıkları notları tekrar yazarak sınava çalışırlar. Kimileri ise dinledikleri dersleri başkalarına anlatarak öğrenirler veya pekiştirirler. Rusların meşhur bir sözü vardır: ”Повторение – мать учения” (Tekrar etmek, öğrenmenin anasıdır.) Dil edinimi çağında yabancı dile sahip olamamış bireylerin duydukları, yazdıkları, okudukları, gördükleri yabancı yapıları tek seferde öğrenemeyeceklerini bilmeleri gerekir. Ben, şahsım adına, dinleyerek çok şey öğrenebiliyorum. Bu konuda müzik benim için her zaman bir araç olmuştur. Dili kültürle birlikte öğrenmek de tekniklerim arasında sayılabilir. Bazen tek bir kelime dahi birkaç olay veya olguya atıf yapıyor olabilir. Rusça, buna en müsait dillerden bir tanesi.
Herkese başarılar diliyorum! Удачи!
Yeni nesillere rehberlik edip yol gösterdiğiniz için çok teşekkür ederiz. Hem bir çevirmen hem de bir ÇeviriBlog yazarı olarak yoğun günlerinizde bize desteklerinizi esirgemediniz, minnet duyduk.
KAYNAK