1979’un 28 Haziran’ında yurt içi ve yurt dışında çeşitli alanlarda fuarlar düzenlemek amacıyla İstanbul’da kurulan Tüyap’ın ilk fuarları, İstanbul Spor ve Sergi Sarayı ve İstanbul Taksim’de bulunan Etap Marmara Oteli’nde hazırlamış, hızla çoğalan projeler ve sanayi fuarlarına yöneliş, geniş fuar alanı ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. 1996 yılında açılan Tüyap İstanbul Fuar ve Kongre Merkezi ile birlikte Türkiye’nin fuar ihtiyacına büyük ölçüde karşılamaya başlamış ve faaliyet alanı daha da genişlemiştir.
“Tüyap, kuruluşunun 35. yılında; yurt içinde Adana, Ankara, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Samsun ve Trabzon, yurt dışında da Halep, Moskova, Sofya, Tahran, Tiflis ve Üsküp ofisleri ve 26 ülkedeki temsilcilik ağıyla, dünyada ve ülkemizde fuarcılık sektörünün önde gelen kuruluşlarından birisi haline gelmiştir. Tüyap, benimsediği Kalite Yönetim Sistemi doğrultusunda faaliyetlerini 2002 yılından bu yana sahip olduğu TS EN ISO 9001:2008 Kalite Belgesi prensiplerine göre sürdürmektedir.
Yurt içi ve yurt dışı meslek örgütleriyle işbirliğine büyük önem veren Tüyap, ICCA (Uluslararası Kongre ve Toplantı Derneği), INTEREXPO (Uluslararası Ticaret Fuarlarına Katılımlardan Sorumlu Organizatörler Birliği), ICC (Uluslararası Ticaret Odası) ve UFI (Küresel Fuar Endüstrisi Birliği) üyelikleri beraberinde, nitelikli ihtisas fuarlarının uluslar arası takvimlerde yer almasına onay veren saygın meslek örgütlerinden IAF (Uluslararası Hazır Giyim Federasyonu)’ın üyesi olup, COPE (Ambalaj Fuarları Organizatörleri Konfederasyonu), EUMABOIS (Avrupa Ağaç İşleme Makineleri Üreticileri Birliği) ve OICA (Uluslar arası Motorlu Araç Üreticileri Birliği) tarafından desteklenmektedir. Ülkemizde fuarcılık sektörünün en önemli meslek kuruluşu olan Türkiye Fuar Yapımcıları Derneği’nin kuruluşuna öncülük etmiş olup, halen derneğin dönem başkanlığını da yürütmektedir.”
Daha sonrasında içine kültür ve sanatı da ekleyerek kitap ağırlıklı fuarlar da yapılmaya başlanmıştır. Bu sene 37.si düzenlenen TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı birçok yayıncı kuruluşa ev sahipliği yaparken binlerce ziyaretçiye ise kapılarını açtı.
Renkli ve kalabalık bir şekilde başlayan fuara aslında geçtiğimiz yıla nazaran yaklaşık 130 bin kişi daha az kişi katılmıştır. Bunun birçok nedeni olsa da en temel sebeplerinden biri online kitap satışı yapan sitelerdeki yüksek indirim oranları ve kağıda yapılan zamların kitap fiyatlarını arttırması olduğu su götürmez bir gerçektir.
Ziyaretçilerin sanata ve kültüre düşkün olması maalesef fiyatların önüne geçemedi. Fuarda en çok ilgiyi popüler kültür kitaplar görse de klasikler, dünya edebiyatı, türkçe edebiyat ve geçmiş zamanlarda yazılmış olan fantastik, bilimkurgu türüne de oldukça rağbet vardı.
Bu sene düzenlenen fuarda ziyaretçilerin de dile getirdiği bir gerçek vardı; “Tüyap bu yıl geçtiğimiz seneye göre çok daha boş ve alandaki insanların çoğu kuru kalabalık.” Yayınevlerinin uyguladığı yüksek fiyat politikalarına rağmen birçok kitap aşığı uzak yollardan Beylikdüzü’ne gelip poşetler ve hatta valizlerle kitaplar alıp edebi, fantastik, aşk ve bilimkurgu türünde kitaplarla kendilerini doyurmaktan geri durmadılar.
Fuara özellikle öğrencilerin ve gençlerin ilgi göstermesinin yanında azımsanmayacak derecede yüksek orta yaş ve üstü ziyaretçi sayısı da mevcut idi. Kimisi çocuğuna, kimisi torununa, kimisi kendisine kitap almaya gelmiş kişiler…
Oldukça farklı yüzler, farklı sesler ve farklı tercihlerle dolup taşan fuarda insanlar beğendiği, ilgi ile takip ettiği ve dahi hayran olduğu yazarlardan, sosyal medya üzerinde kitaplar hakkında içerik üreten kişilerden imza alıp akabinde fotoğraf çektirmek için uzunca kuyruklar oluşturdu. Sırf bunun için şehir dışından gelen ziyaretçiler bile vardı.
Okuma oranlarına göre genç-yetişkin çoksatan kitaplar listenin en başındaki yeri alırken ilk üçte Türkçe Edebiyat yer almaktadır. Geçmişinde çok güçlü kalemleri olan Türk edebiyatının bu modern dönemde de oldukça güçlü kalemlere sahip olduğunu görmekteyiz.
Fuar ortamı hem çalışan olarak hem de ziyaretçi olarak birbirinden güzel duyguları barındıran bir yer olmakla birlikte yoğunluk bazen yorucu olabilmektedir. Çalışan gözüyle bakıldığında, bilinçli bir okurla yapılan beş dakikalık bir kitap sohbeti bile günün tüm yorgunluğunu alıp götürürken, kitaplardan bir haber kuru kalabalıkla uğraşmak günü çekilmez hale getirebilir. Ziyaretçi gözünden bakılacak olursa, kitaplar hakkında bilgili ve güler yüzlü bir fuar çalışanından verilen tavsiyeler kişiyi farklı farklı türlerde kitap okumaya teşvik ederken, ilgisiz ve kitaplar hakkında bilgisi olmayan bir fuar çalışanıyla karşılaşmak o fuardan hayal kırıklığıyla ayrılınmasına sebep olabilmektedir.
Yine de tüm o yüksek fiyatlar, fuar alanındaki kuru kalabalık, ilgisiz ve kitaplar hakkında bilgisi olmayan stant çalışanlarına rağmen kitap severler kendileri gibi kitap okumaktan hoşlanan kişilerle, sevdikleri yazarlarla, takipçisi oldukları yayın evlerinin çalışanlarıyla bir araya gelmek; fuar ruhunu hissetmek için bu tarz etkinlikleri kaçırmayıp fuar alanlarını doldurmaktadırlar.
Tüm bunların yanı sıra fuar alanında kitapların asıl görünmez kahramanları olan çevirmenlerimizle tanışma ve muhabbet etme şansı olması paha biçilemez bir mutluluk.