Dilbilimin alt dallarından biri olan sesbilim içerisinde yer alan ve bir dil için farklı semboller kullanarak gösterilen sesleri farklı bir sembol sistemine aktarırken ortaya çıkan sorunların çözümü üzerine yoğunlaşan ortografi, dil ediniminde ve diller arası etkileşimde büyük önem taşıyor.

Çeşitli ölçütlere göre Fransız ortografisini değerlendiren (yaş, cinsiyet, bölge, oryantasyon duygusu, çocukluk anıları, alışkanlıklar, hobiler, iki dilli olmak, okumayı sevmek, Latince bilgisi) Voltaire Projesi kapsamında düzenlenen 4. Voltaire Barometresi sonuçlarının açıklandığı basın toplantısı geçtiğimiz günlerde Paris’te gerçekleştirildi.

Peki Nedir Voltaire Barometresi?

Voltaire Barometresi, Fransızca’yı geliştirmek için 5 milyon kullanıcıya hizmet veren Voltaire Projesi kapsamındaki 3000 eğitim kurumu ve 1000 şirket tarafından kullanılan çevrimiçi olarak yazımı geliştirmeye yönelik oluşturulmuş en büyük dijital platformlardan biri olma niteliğini taşıyan uygulamadır.

4. Barometre için Voltaire Projesi’nin uzmanları,  yaptıkları testler ile belirli bir seviyeyi geçmiş ve platformlarına kayıtlı 8762 hesabı dikkate alarak 84 temel kural doğrultusunda ölçümlerini yaptılar. Aynı zamanda bu insanlar yukarıda belirtilen ölçütlere göre anketlere cevap verdiler. Ortaya kimi zaman fazlasıyla şaşırtıcı bulabileceğiniz kimi zaman ise anlaşılabilir karşılayabileceğiniz korelasyon ve sonuçlar çıktı.

Voltaire Projesi’nin ilk gözlemi ilkokulun ve çocukluğumuzdaki edinimlerin etkisi üzerine gerçekleşiyor. Projenin uzman komitesinin üyelerinden biri olan Fransız öğretmen ve yazım eğitmeni olan Julien Soulié, ilkokulda doğru refleksleri edinenlerin ileride ortografik kuralları doğru uygulayan yetişkinlere dönüştüğünü belirtiyor. Bu duruma ilişkin hafızanın etkisi de oldukça fazla görünüyor. Çünkü bilgi ve eğitim ölçütlerinin sürekli gelişmesinin, olumlu veya olumsuz deneyimlerin ve ilerleme sürecinin yadsınamaz etkisi kendini gösteriyor. Fakat iyi veya kötü olarak nitelendirilen bir hafıza tespitinin doğrudan bir neden-sonuç bağıntısı kurmak için yeterli olmadığı da vurgulanıyor. Başarı durumuna bakacak olursak ilkokula dair iyi bir hafızaya sahip olanlar %50, karışık bir hafızaya sahip olanlar %48,  kötü bir hafızaya sahip olanlar ise %44 gibi oranlara tekabül ediyor.  Bununla birlikte, kötü anılara ve kötü bir ortografik kontrole sahip olan insanlar eksiklerini gidermek için projeye katılıyorlar. Hiçbir şey için geç değil!

Sıra şaşırtıcı bir sonuçta. Ortografi ve oryantasyonun ilginç bir korelasyonundan bahsediliyor. Oryantasyon duygusuna sahip olmadığını söyleyen insanlar daha iyi bir kontrol ile %51.5’lik dilimde yer alırken oryantasyon duygusuna sahip olan insanlar %47.8’lik dilimde yer alıyor. Voltaire Barometresi’nin uzmanları, bu duyguya sahip olmayanların beyinde, hikokampusun içinde konumlandırma işlemini oturttuklarını, bu duyguya sahip olanların ise görsel veya duyusal işaretleri ezberlediğini belirtiyor. Fakat konuyla ilgili bilimsel çalışmalar ve bu korelasyonun nasıl kullanılacağına ilişkin bilgiler çok net görünmüyor.

Şimdi doğruluğu net olan bir bilgiye dönelim!

Voltaire Barometresi ortografinin daha iyi seviyelere ulaşması için bir ortak görüş olan eski dillerin bilinmesinin önemini doğruladı. Latince veya Yunanca bilenler temel kuralların % 53.8’ini,bu eski dilleri bilmeyen % 45.7’lik bir orana karşı daha hakim bir şekilde uyguladılar. Voltaire Barometresi burada Fransız dilinin köklerinin olduğunu vurguluyor. Bununla birlikte, Latince veya Yunanca bilmeyenlerin ortografideki başarısının, heceleme yeteneklerinin kültürel düzeylerine, sosyal durumlarına ve dil öğrenme isteklerine göre açıklanabileceği öne sürülüyor. 

Benzer şekilde Voltaire Barometresi Fransızca dışında bir dil bilen kişiler, iki dilli olmayanlardan (% 46.3) biraz daha yüksek bir heceleme oranına sahip olduğunu doğruluyor (% 50.8). Proje ikinci bir dili öğrenmenin otomatizmi yarattığına, yapılandırdığına, sözcüklerin doğasını ve işlevlerini oluşturduğuna dair bir hipotez öne sürüyor ve dilbilgisi kurallarını tekrar gözden geçirmenin bize kendi dilimizdeki belirsiz veya işe yaramaz gibi görünen şeyleri daha fazla netleştireceğini ifade ediyor.

Voltaire Barometresi bazı kültürel uygulamaları da ele aldı. Ne kadar çok okursak, o kadar iyi yazarız düşüncesi doğrulandı. Aksini düşünmek pek mantıklı gelmiyor taktir edersiniz ki. Sonuçlara göre ortografide yılda en az 5 kitap ya da daha fazlasını okuyan insanlar,  herhangi bir kitap okumadıklarını söyleyen insanlara göre 7 puan önde. Julien Soulié okudukça farkında olmadan daha fazla kelime öğrendiğimizi ve söz dizimine daha fazla hakim olduğumuzu vurguluyor.

Benzer şekilde, bir müzik aleti çalan bir insanın, müzisyen olmayan bir insana göre (% 48,6) hafif bir avantajı (% 50.3) dikkat çekiyor. Voltaire Projesi, Amsterdam Üniversitesi’nin yakın zamanda yaptığı bir araştırmaya göre müzik pratiğinin, özellikle Fransızca’da akademik başarı için önemli bir olgu olduğunu vurguluyor.

4. Voltaire Barometresi’nin sonuçları, erkeklerin ve kadınların ortografi performansları hakkında önceden bildiklerimizi doğrular niteliktedir. Kadınların(% 50.3) , erkeklere (% 46.4) kıyasla temel kurallara hakim olma olasılıkları biraz daha fazla görünüyor. Bu durum Voltaire Barometresi’nin ilk baskısından bu yana sabit bir veridir. Platform aynı zamanda Voltaire Sertifikası’nda da çevrimiçi eğitimin sonunda kadınların ortalama daha yüksek puanlar aldığı sonucunu ortaya koyuyor.

Voltaire Projesi’nin kurulmasından bu yana, 10 yıl öncesine dayanan bir gözleme geldi sıra. “Yaşlandıkça, yazımda daha iyiyiz.”  55 yaşında bir insan ortografide neredeyse ustalık oranına ulaşıyor ve kuralların % 63.5’i kontrol altına alarak tüm sayaçları havaya uçuruyor. Yaşlandıkça yazımda gelişiyor muyuz? Yoksa bu oranları genç yaşlarda aldığımız iyi eğitimlere mi borçluyuz?

 

Voltaire Projesi kapsamında duyurulan yeni haber ve ölçekler ile tekrar görüşmek üzere!

 

 


Kaynakça:

cge.asso.fr

vousnousils.fr

reussirmavie.net

turkcebilgi.com

Görseller:

reussirmavie.net

Google

Tags: