Adlarını, eserlerini, yaşam hikayelerini daha önce duymuşsunuzdur ya da belki bu yazı ile onları tanıma fırsatınız olacak…
16. yüzyıldan 19.yüzyıla kadar çevirmenlik mesleğine gönül vermiş kadın çevirmenleri araştırdık. Kadın çevirmenler, çeviri yapmalarının yanı sıra yaşadıkları dönemlerde cinsiyet eşitliği, kadınların eğitimi, oy hakkı, kadın ticareti yasağı ve kadınların sosyal hakları için savaşıyorlardı. İşte her meslek dalında olduğu gibi çevirmenlik alanında tarihte iz bırakmış kadınlar ve eserleri…
ANNE BACON (1528-1610)
Anne Bacon, 1528’de Essex, Birleşik Krallık’ta doğdu. Latince ve İtalyanca yazılmış olan dini eserleri, İngilizceye çeviriyordu. Babası , İngiltere Kralı Edward VI’ nın öğretmeni Anthony Cooke’tur. 4 oğlu ve 5 kızı olan Anthony Cooke, tüm çocuklarının hümanist bir eğitim almasını sağladı; Latince, İtalyanca, Fransızca, Yunanca ve İbranice öğrenmelerine destek oldu. Anne Bacon’ın ilk çeviri eseri Protestan evanjelist Bernardino Ochino’nun “Ochines Sermons” ‘unu İtalyancadan İngilizceye çevirmesi oldu. Anglikanizm ile Roma Katolikliği arasındaki farkları netleştirmek için 1564’te orijinali John Jewel tarafından Latince yazılmış olan “Apologia Della Chiesa Anglicana” kitabını “Apologie of the Anglican Church” olarak İngilizceye çevirdi ve bu çevirisi ile de tanındı. Çevirisi, İngiltere’de Protestanlığın entelektüel savunmasında önemli bir adımdı ve İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth tarafından uygulanan dini politikaların desteklenmesine yardımcı oldu. Dindar bir kadın olan Anne Bacon, dinine olan tutkusunu ifade eden çok sayıda mektup yazdı.
MARGARET TYLER (1540-1590)
Margaret Tyler, İngilizce – İspanyolca dil çiftinde çeviriler yapan ilk kadın çevirmendir. Genellikle İspanyol romantizm akımı etkisindeki eserleri çevirmiştir. Bir çevirisinin başlangıcında yazmış olduğu ithaf mektubunda Lord Thomas Howard’a hitap ettiği için, muhtemelen Katolik bir aile olan Howard ailesinin hizmetkarı olduğu düşünülmektedir. İspanyolcayı nasıl öğrendiği tam olarak bilinmemektedir ancak 16. yüzyılda İspanyolların İngiliz tüccarlarla ekonomik bağları çok kuvvetliydi. Zengin bir İngiliz tüccar olan Howard, evinde sürekli İspanyol tüccarları ağırlıyordu. Bu sayede Margaret Tyler’ın İspanyolcayı öğrendiği düşünülmektedir. Tyler, Diego Ortúñez de Calahorra’ın İspanyol tarzı romantizm eseri olan “Espejo De Principe y Cavalleros” unu “Mirror of Princely Deed and Knighthood” adıyla İngilizceye çevirdi. 1578 yılında çevirisi yayımlandı ve en çok satanlar arasında yerini aldı. Aynı zamanda eleştiriyle de karşılandı çünkü eril ve laik olma konusu bir kadın için o zamanın zihniyetiyle uygunsuz olarak değerlendirildi. O yıllarda kadın çevirmenler, kadın eğitiminin dindarlığı teşvik etmesi gerektiği gerçeğine inanıyorlar bu sebeple, sadece dinî eserlerin çevirisini yapıyorlardı. Okurları için yazdığı bir mektupta Margaret Tyler, bu kısıtlamaları protesto ettiğini belirterek, kadınların edebi çalışmalardaki ciddiyeti ve önemi konusunda ısrar etti ;hem kadınlara hem de erkeklere eşit rasyonel varlıklar olarak muamele edilmesi gerektiğini öne sürdü.
MARY LOUISE BOOTH (1831-1889)
Mary Louise Booth, Amerikan asıllı editör, yazar ve aynı zamanda Fransızcadan İngilizceye çeviriler yapan bir çevirmendi. New York’un Millville eyaletinde doğan Booth, anne tarafından Fransız kökenliydi. 18 yaşındayken New York’un önemli dergi ve gazetelerine çok sayıda yazı yazdı. 1867 yılından ölümüne kadar ABD’nin ilk moda dergisi olan Harper’s Bazaar’ın baş editörlüğünü yaptı. Harper’s Bazaar‘daki editörlük kariyerine başlamadan önce yaklaşık 40 kitap çevirisi yaptı. İlk çevirisi “The Marble-Worker’s Manual” idi ve 1856 yılında yayımlandı; hemen ardından “The Clock and Watch Maker’s Manual” çevirisi geldi. Daha sonra Edmond About, Joseph Méry, Victor Cousin gibi Fransız yazarların eserlerini çevirdi. Fransız klasikleri ile ilgili birçok çevirinin yapımında Amerikan çevirmen Orlando Williams Wight’a yardım etti. 1859’da New York’un tarihi hakkında bir kitap yazdı ve kitabı çok satanlar listesine girdi. 1861’de, Amerikan İç Savaşı’nın başlangıcında, Fransız devlet adamı Agénor de Gasparin’in “Uprising of a Great People” nı bir hafta boyunca günde yirmi saat çalışarak çok kısa bir sürede İngilizceye çevirdi. Daha sonra, Agénor de Gasparin’in “America before Europe” (1861’de yayımlanan), Augustin Cochin’in “Results of Emancipation” ve “Results of Slavery” dahil olmak üzere, seçkin Fransız yazarların diğer kitaplarını da çevirdi. Dönemin ABD başkanı Abraham Lincoln, senatör Charles Sumner ve diğer devlet adamlarından övgüler aldı. 1867 yılından ölümüne kadar Harper’s Bazaar dergisinin baş editörü olan Booth’un önderliğinde dergi daha çok popülerleşti ve uluslararası bir moda dergisi haline geldi.
ELEANOR MARX (1855- 1898)
Eleanor Marx, İngiltere’de doğmuştur. Marksist yazar olan Marx aynı zamanda Almanca, Fransızca ve Norveççeden İngilizceye çeviriler yapan bir çevirmendi. Ünlü filozof Karl Marx’ın en küçük kızıydı. Eleanor, babası Karl Marx’ın “Das Kapital” adlı eserini yazarken yaptığı çalışmalarda sık sık ona eşlik etti. 16 yaşındayken Eleanor Marx, babasının sekreteri oldu ve dünya çapında sosyalist konferanslarda ona eşlik etti. Eleanor Marx, ilerleyen yaşlarında “Das Kapital” in bazı kısımlarını Almancadan İngilizceye çevirdi. Karl Marx ölmeden önce kızına “Das Kapital” in tamamının İngilizce çevirisini yapmasını vasiyet etti. Eleanor Marx, Gustave Flaubert’ in “Madame Bovary” adlı Fransız edebiyatı klasiğini İngilizceye çevirdi. Norveçli oyun yazarı Henrik Ibsen’in eserlerini İngilizce’ye çevirmek için Norveççeyi öğrendi. 1888’de “An Enemy of the People” (“En folkefiende”) ve 1890’da “The Lady from the Sea” (“Fruen fra havet”) adlı oyununu çevirdi.
ANNA SWANWICK (1813-1899)
Anna Swanwick, İngiliz feminist yazardı aynı zamanda Almanca ve Yunancadan İngilizceye çeviriler yapan bir çevirmendi. Liverpool’da doğan Swanwick, 1839’da Almanya’nın Berlin şehrine gitti, burada Almanca ve Yunanca eğitimi aldı; İbranice hakkında bilgi sahibi oldu. 1843’te İngiltere’ye döndüğünde, ünlü Alman dramatistler Johann Wolfgang von Goethe ve Friedrich Schiller’den çeviriler yapmaya başladı.İlk kitabı olan “Selections from the Dramas of Goethe and Schiller”, Goethe’nin “Torquato Tasso” ve “Iphigenia in Tauris” ile Schiller’in “Maid of Orleans” ını içeriyordu. Yapmış olduğu Goethe’nin “Faust” unun çevirisi, birçok basımdan geçti ve en iyi çevirilerden biri olarak hala günümüzde de kabul edilmektedir. Ayrıca 1865’te Antik Yunan trajedi yazarı Eshilos’un “Trilogia” sını kafiyesiz şiir şeklinde çevirerek yayımladı. Anna Swanwick, yaşadığı dönemde özellikle kadınların ve işçi sınıflarının eğitimi gibi birçok sosyal meseleyle de ilgileniyordu. İngiliz edebiyatı ile ilgili fikirlerini, çalışmalarını üniversitelerde savundu ve öğrencilere özel dersler verdi.
DOROTHEA TIECK ( 1799-1841)
Dorothea Tieck, İngilizce ve İspanyolcadan Almancaya çeviriler yapan Alman asıllı bir çevirmendi. Tieck ,Shakespeare’in eserlerini yazar ve çevirmen olan babası Ludwig Tieck ile beraber Almancaya çevirmekle ünlüdür. Babasının yanı sıra August Schlegel ve Wolf Heinrich Graf von Baudissin dahil olmak üzere Romantizm edebiyat akımından esinlemiş yazarlar ile çalıştı. Shakespeare’in eserleri Almancaya ilk olarak August Schlegel tarafından çevrildi ve Ludwig Tieck tarafından düzenlendi. Daha sonra Dorothea Tieck ve Wolf Heinrich Graf von Baudissin tarafından tamamlandı. Dorothea Tieck ve babası, İspanyol yazar Cervantes’in “Don Kişot (Don Quixote)” unu Almancaya çevirdi. Tieck’in yapmış olduğu Shakespeare’in “Macbeth” inin çevirisi birçok kez yeniden yayımlandı. İşte Macbeth‘teki monologlardan yapmış olduğu İngilizce-Almanca çevirinin bir örneği: “Morgen, und morgen, und dann wieder morgen, [Tomorrow, and tomorrow, and tomorrow,] Kriecht so mit kleinem Schritt von Tag zu Tag, [Creeps in this petty pace from day to day,] Zur letzten Silb auf unserm Lebensblatt; [To the last syllable of recorded time;] Und alle unsere Gestern führten Narren [And all our yesterdays have lighted fools] Den Pfad zum staubigen Tod. Aus, kleines Licht! [The way to dusty death. Out, out, brief candle!] Leben ist nur ein wandelnd Schattenbild, ein armer Komödiant [Life’s but a walking shadow, a poor player] Der spreizt und knirscht sein Stündchen auf der Bühn und dann nicht mehr [That struts and frets his hour upon the stage] Vernommen wird; ein Märchen ists, erzählt [And then is heard no more. It is a tale] Von einem Blödling, voller Klang und Wut, [Told by an idiot, full of sound and fury] Das nichts bedeutet. [Signifying nothing.]”
JULIA EVELINA SMITH ( 1792- 1886)
Julia Evelina Smith, Amerikan feminist ve çevirmendi. İncil’i orijinal dillerinden (Latince, Yunanca, İbranice) İngilizceye çeviren ilk kadın çevirmen olmuştur. ABD’nin Connecticut eyaletinde, kadınların eğitim almasını destekleyen ve kadın haklarını korumak için çeşitli sosyal faaliyetler gösteren bir aile içinde yetişmiştir. Julia Evelina Smith, Latince, Yunanca ve İbraniceyi öğrenmiş, iyi bir eğitim almıştır. İncil’i orijinal dillerinde okuyup, kendi İngilizce çevirisini yapmaya karar vermiştir. Sekiz yıllık bir çalışmanın ardından 1855 yılında çevirisini tamamlamıştır, ancak 1876’da basılmıştır. Çevirisi, 1881 yılına kadar İncil’in tek çağdaş İngilizce çevirisi olarak kabul edilmiştir.
GIUSEPPA BARBAPICCOLA (1702-1740)
Giuseppa Barbapiccola, İtalyan filozof ve şairdi aynı zamanda Latince ve Fransızca’dan İtalyancaya çeviriler yapan bir çevirmendi. 1722’de Fransız filozof René Descartes’ın “Felsefenin İlkeleri (“Principles of Philosophy”) ” ni İtalyancaya çevirmesiyle tanındı. BarbaPiccola, kadınların eğitimi için çabalayan çok önemli bir destekçi ve savunucuydu. “Felsefenin İlkeleri” ni çevirmekteki amacının sadece Descartes’ın felsefesini İtalyan okurlarına aktarmak değil, aynı zamanda kadınların kendilerini eğitmek ve güçlendirmek için onlara ilham vermek olduğunu söylemiştir. Çevirisinin ön sözünde, “Kadınlar bilimin içinden çıkarılmamalıdır, çünkü onların ruhları daha yüksektir ve büyük erdeme sahiptirler. Kesinlikle erkeklerden daha aşağıda değildirler.” yazmıştır. Kadınların öğrenme hakkını savunurken ve kadınları kendilerini eğitmeye ikna ederken, bunu felsefe tarihi çevirisi ile harmanlamıştır. Descartes’ın kadın zekasını öven bir felsefe yarattığını göstermiştir. Yaşadığı dönemdeki toplum yapısında kadınların güçsüz,bilgisiz bir cinsiyet olduğu yargısı vardı. Barbapiccola, bu kötü zihniyeti yıkmış, toplum içinde böyle görülmesinin sebebini kadınların hiç eğitim görmemesine ya da onlara iyi bir eğitim verilmemesine bağlamıştır. Kadınların üstün derecede öğrenme yeteneği ve kapasitesi olduğunu savunmuştur. Yaptığı felsefi çeviriler aslında kendi fikirlerini doğrulamak ve kötü zihniyeti değiştirmek için ihtiyacı olanı ona vermişti.
ANNE DACIER (1645-1720)
Anne Dacier, Fransız bilim insanı ve klasik eser çevirmeniydi. En çok Homeros’un “İlyada” ve ” Odysseia” destanlarını Yunancadan Fransızcaya çevirileriyle tanınmıştır. Dacier, Fransa’nın merkezinde bir kasaba olan Saumur’da doğmuştur. Babası ona Latince ve Yunanca öğretmiştir. Dacier’in yaptığı Homeros’un “İlyada” sının düz yazı çevirisi olarak ilk kez 1699’da yayımlandı ve Dacier böylece büyük Yunan destanını Fransız edebiyat dünyasına tanıtmış oldu. Birkaç yıl sonra 1708’de Homeros’un “Odysseia”sını düz yazı olarak çevirdi. Çevirileri, İngiliz şair ve Homeros’un eserlerini İngilizceye çeviren çevirmen Alexander Pope de dahil olmak üzere meslektaşları tarafından övgüyle karşılandı.
Kaynakça
Görseller