Boğaziçi Üniversitesi İbrahim Bodur Odotoryumu’nda düzenlenen Tüçeb 2. Ulusal Çeviribilim Öğrenci Çalıştayı Yardımcı Doçent Oğuz Baykara’nın Boğaziçi Üniversitesi Çeviri Bölümü adına konuşması ile başladı. Alt salonun tamamıyla dolu olması çok sevindirici idi. Özellikle il dışından bu kadar yüksek katılım olması da çeviri dünyası adına çok güzeldi. Feray Özdemir ve Tuğçe Kocalar’ın Tüçeb tanıtımından sonra ilk oturum başladı. Hakan Karadeniz’in oturum başkanlığı yaptığı ilk bölümde Ayman Köseoğlu Çeviri Mesleği’nin Tarihsel Altyapısı’ndan bahsetti. Daha sonra Gökhan Doğru Serbest Çevirmenliğin Bugünü ve Yarını konulu konuşmasıyla geleceğe ışık tuttu. Bu arada Gökhan Bey’in tespitlerine tam anlamıyla katılıyorum. Çeviri dünyasının son 20 yılına bakıldığında internetin bize sunduğu olanaklar ile birlikte serbest çevirmenlerin sayısındaki ivme göz önüne alınırsa gelecekte ofis içi çevirmenliğin tarihe gömüleceğini de ön görebiliriz. Özellikle serbest çevirmenleri ödeme konusunda uyaran bölümler oldukça ilgi çekici idi. Tuğçe Akkoyun ile Fazıl Ahmet Tercan’ın Türkiye’de Spor Çevirmenliği başlıklı sunumları ile ilk oturumu kapatmış olduk. Spor çevirmenlerinin oyuncu asistanlığı yapmak zorunda bırakılmaları kısmı en ilgi çekici bölümdü. Soru- Cevap kısımları oldukça keyifli idi. Soruların kağıtlara yazılarak verilmesi akışı oldukça hızlandırdı. Burada ben de akademik eğitimde 3. sınıfta sözlü çeviri -yazılı çeviri diye ayrım yapıldıktan sonra, belki tıpta olduğu gibi son sene veya bir sene daha eklenerek uzmanlık alanlarına göre eğitimin çeviri öğrencilerinin sektöre hazırlanmaları için önemli olduğundan bahsettim. Oyuncu asistanlığının da refakat çevirisi alanında ele alınabileceği önerisini sundum tam karşılamasa da ilk etapta adının konulması açısından. Öğle arası da oldukça keyifli idi. Hem ikramlar hem de çeviribilim öğrencilerinin çıkardığı dergilerini inceleyerek vaktimizi geçirdik. Yemeğe gitmeyenlerle sektör hakkında yaptığımız sohbet de çok güzeldi. Aydanur, Büşra, Itır ve Okan’a teşekkürler. İkinci oturum Pelin Korkmaz’ın başkanlığı ile başladı. Utku Türk’ün Çevirmen Konstantin sunumu çok aydınlatıcıydı. Konstantin’in yerelleştirmeci kimliği ile de yeni bir akımı başlattığını söyleyebiliriz :). Buse Bulunmuş’un ideolojinin çevirmenin meslek hayatına etkileri oldukça tartışılan bir konu oldu. Hakan Bey’in sorusuyla alevlenen küçük tartışmaya mesleğimizin duayenlerinin verdiği cevaplarla aydınlanmış olduk. Senem Eren’in sunumu ise Türkiye’de Çevirmenin Toplumsal Cinsiyetinden Kaynaklanan Söylem Farklılıklarının Çeviriye Yansıması üzerineydi. Yaptığı araştırma ile kadınların ve erkeklerin ( aynı yaş grubu, aynı eğitim ve çeviri alanında aynı bilgi düzeyi örnekleminde) aynı metni nasıl çevirdikleriyle alakalı bölüm de oldukça ilgi çekici idi. Burada sorduğum soruya verdikleri cevapla, kadınların ve erkeklerin yetkinlikleri değil belli çeviri konularına olan yatkınlıklarını baz alarak bir eserin aynı ideoloji veya aynı ortak düşünce tarzına mensup kişilerce çevrilmesinin yazarın görüşünü daha iyi yansıtacağı konusunda hemfikir olduk. Kahve arası oldukça keyifli idi. Rukiye Deniz, Rana Hanım, Pelin Korkmaz ve Buse Bulunmuş’a değerli sohbetleri için teşekkür ederim. Son oturum ise Sercan Çetin başkanlığında açıldı. Rukiye Deniz Teknolojinin Dayanılmaz Hafifliği sunumu üzerine Bekir Diri’nin Bulutlar Üzerinde Çeviri sunumları birbirlerini tamamlayan ve bizi çevirinin geleceğine götüren çok iyi iki sunumdu. Bengi Baytekin’in Çevirmenin Sağlığı üzerine olan sunumu da oldukça dikkat çekiciydi. Bu konuda Ulusal Meslek Standardı hakkında birkaç ek bilgi verme gereği hissettim, çünkü standarda biraz haksızlık yapıldığı düşüncesindeydim. Tabii ki burada kesinlikle bir art niyet yoktu ve sunum da oldukça dolu dolu hazırlanmıştı, sadece öğrenciler açısından stnadart belki biraz daha havada kalıyor olabilir, o yüzden yeterlilik, belgelendirme vb. ek bölümleri olduğunu ve nasıl bir ek çalışma ile hazırlandığını açıklama gereği duydum.
Konuşmacılara sertfifikalarının verilmesi ve de toplu fotoğraf çekimi ile etkinliğin sonuna geldik. En azından benim için, gençler devam etmiş olabilir, onu bilemiyorum :)
[print_gllr id=1203]