“Olmak ya da olmamak: İşte bütün mesele bu!” veya Can Yücel’in çevirisiyle “Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin?” İngiliz yazar William Shakespeare’in en önemli eserlerinden biri olan “Hamlet’te geçen bu satırlar Shakespeare’in ölümünden 400 yıl sonra bile hafızalarda.
Shakespeare büyük bir edebiyatçı, buna karşılık yetersiz eğitim görmüş sıradan bir insandı.
52 yıllık ömrü içinde çok büyük eserler veren Shakespeare, tiyatroculuğu yanında iyi bir de şairdir. Genel olarak şiirlerinde düş kırıklığı, ayrılık, endişe, yabancılaşma, kendini suçlama ve başarısızlık gibi duygular işlenir.
Fakat Shakespeare, şiirlerinden ziyade verdiği tiyatro eserleriyle dünya edebiyatına mal olmuştur. Yazarın sağlığındaki tutarsızlıklar araştırmacıları ihtilafa düşürmüş, hatta Shakespeare diye bir şahsın varlığını inkara kadar götürmüştür.
İngiliz Edebiyatı takipçilerine Shakespeare denilince hemen hemen hepsinin aklına elbette Shakespeare’in kendine has kişiliği ve yazım özellikleri gelecektir. Shakespeare kendi eserlerinde bir takım kelimeler üretmeye kalmamış, bu kelimeler İngiliz diline de girmiş ve günümüze kadar ulaşmış durumdadır. Shakespeare tarafından edebiyata kazandırılmış olan kelimeleri belki siz de her gün kullanıyorsunuzdur.
Rönesans’ın altın yıldızı olan Shakespeare’i anlamanız için size ön ayak olabilecek kelimeler, O ne dedi ne anlama geldi:
aye – yes | doth – does, do |
dote (on) – love | dost – does, do |
thou – you (subject) | jest – joke |
thee – you (object) | beshrew – curse (verb) |
thy – your | churl – bad person |
thine – your | apothecary – druggist, pharmacist |
hie – hurry | sooth – truth |
fray – fight | verily – truthfully |
hath – has or have | nuptial – wedding |
hast – has or have | chide – criticize |
wherefore – why | knave – bad person, villain |
anon – soon | morrow – morning |
wilt – will | stint – stop |
nay – no | alas – woe is me! Poor me! Oh, no! |
art – are | discourse – conversation |
oft – often | kinsmen – relatives |
visage – face | herald – messenger |
whence – where | jocund – merry, jolly |
hither – here | fickle – changeable, especially in love |
shrift – confession | rancor – hatred, anger |
Peki, Shakespeare’in İngilizceye kattığı kelimeler nelerdi? Şimdi sıra onlara geldi:
ENG | TUR |
academe | bilim |
accessible | erişilebilir |
accommodation | kalacak yer |
addiction | eğilim |
admirable | takdire şayan |
aerial | havaya ait olan manasında |
airless | havasız, sakin, durgun |
amazement | şaşkınlık, hayret |
anchovy | hamsi |
arch-villain | en kötü, kötünün önde geleni |
to arouse | tahrik etmek, uyandırmak, canlandırmak |
assassination | suikast |
auspicious | talihli, elverişli |
bachelorship | bekarlık, ergenlik |
barber | berber, kuaför |
barefaced | utanmaz, arsız, yüzsüz |
baseless | asılsız, temelsiz, dayanaksız |
batty | yarasa gibi manasında |
beachy | sahili andıran, kumlu yer manasında |
to bedabble | bulaştırmak |
to bedazzle | göz kamaştırmak, büyülemek |
bedroom | yatak odası |
to belly | şişmek (göbek, karın) |
belongings | kişisel, özel eşyalar |
to besmirch | alnına leke sürmek, karalamak |
to bet | iddiaya girmek |
to bethump | vurmak, güm sesi çıkarmak |
birthplace | doğum yeri |
black-faced | kara suratlı |
to blanket | örtmek (battaniye, örtü) |
bloodstained | kana bulanmış, kan damlamış |
bloodsucking | kan emen, kan emici |
blusterer | kabadayı |
bodikins | küçük bedenler |
bold-faced | küstah, utanmaz |
braggartism | kendini beğenmişlik |
brisky | enerjik |
broomstaff | süpürge sapı manasında |
to budge | kıpırdamak, hareket etmek, oynamak |
to bump | çarpışmak, vurmak, toslamak |
buzzer | muhbir |
to cake | katılaşmak (pasta) |
candle holder | mumluk, şamdan |
to canopy | kaplamak (gölgelik, gök kubbe) |
to cater | yiyecek sağlamak/getirmek |
to castigate | şiddetle azarlamak, cezalandırmak |
Not:
Shakespeare üzerine dirsek çürütmüş, bitirme tezleri yazmış, edebiyat araştırmaları yapmış tüm okuyuculardan özür dilemek boynumun borcudur. çünkü uzmanlık alanım Shakespeare değildir.
Kaynakça:
Görseller: