UMY yakında çıkıyor, dört gözle bekliyoruz. Herkes yeterlilikleri karşıladığından emin ise, sırada “Ölçme ve Değerlendirme” var. Bu konu herkesin kafasında soru işareti yaratıyor. Ben biraz detay vereyim. Bu çok önemli bir konu. İlk 2 kısım yani standart ve yeterliliklerle alakalı sorun yok ama iş, ölçme değerlendirme ve dördüncü aşama olan belgelendirmeye geldiğinde, hem akademik eğitim alan çevirmenler kızıyor( diyorlar ki biz tekrar bir sınava gireceksek, o zaman 4 senelik eğitimi neden alıyoruz, bizim diploma ne işe yarıyor? ), alaylılar kızıyor, (diyorlar ki bu akademik eğitime yönelik bir sınav, çeviri düsturu sadece akademik eğitimden ibaret değildir, önemli olan çeviriyi yapabilecek kapasitede bir dil bilgisi ve o erdemlere sahip olmaktır). İşler de bu noktada kızışıyor. Ben mekteplilere diyorum ki ( bu arada mektepli/ alaylı ayrımını ben yapmıyorum ama durumu izah edecek daha kısa kelimeler bulamadım, o noktaya takılanlar olursa gerçekten kızarım, beni ve yaptıklarımı bir inceleyip öyle yazsınlar) ” Arkadaşlar, bu zorunlu bir sınav değil. Ama hem çeviri diplomanız olsa, hem de bu işi alaylılar kadar terminolojik hakimiyetinizi de ispat ederek ortaya koysanız, iki kere kazançlı çıkmaz mısınız? Zaten bu işin eğitimini almış birisi olarak, siz kendinize güvenin. Böylece çeviri büroları veya kurumlar bu sertifikayı almış kişileri tercih ederse, mekteplilerden olduğu kadar alaylılardan da bunu alamayanlar olacak ve size orada da bir boşluk yaratılmış olacak. Maksat iyi çeviri kazansın. Dönüyorum alaylılara. Çeviri için akademik eğitim bir temeldir, bir eğitimdir, bir binanın taşlarını oturtmaktır, ama o işin çimentosu yetenektir, dil bilimdir, çevirmen sorumluluğudur. Siz de bu noktada kendinize güveniyor iseniz, zaten o sertifikayı gözünüz kapalı alırsınız ve elinizde de çeviri yapabildiğinize dair bir belgeniz olur. Lise talebesine dört işlem sormak gibi bir şey sonuçta çevirmeni çeviri sınavına sokmak. Kendinize güvenin. Power of Attorney’i Avukatın Gücü diye çevirenler artık bu piyasadan elensin ve gerçek çevirmen, gerçek çeviri bürosu ile buluşsun, hakkını kazansın…

Tags:

1 Comment

  1. Ben her zaman çeviri piyasasını, bu mesleğin eğitimini fakültede alanların domine etmesi gerektiğine inandım ve bunu her ortamda dile getirdim. Bu konuda en ısrarcı kişilerden biri olarak tek merak ettiğim konu, hayatlarında en azından genel biyoloji okumamış (bütün fen bilimleri öğrencileri öğrenimlerinin ilk senesinde genel biyoloji okur) bir kişinin tıbbi çeviriyi nasıl yapabileceğidir. Ayrıca bir hasta raporu çeviren bir kişinin mutlaka insan anatomisi bilmesi gerekir. Bilmezse hatalı metni çevirir. Ben 16 yıldır sadece medikal çeviri yapıyorum çünkü İngilizce biyoloji öğretmeni olacak düzeyde İngilizce biliyorum ve biyoloğum. Ancak bunun dışında gazatedeki bir satır çevir deseniz yapmam çünkü çok ciddi genel ingilizce gerektirir. Kısacası standartların belirlenip herkese uygulanması gerekir. Burası nasıl bir ülkeyse garibanın biri bakkal açmak istediğinde ruhsat almak zorunda kalıyor ama kafasına esen herkes ben çevirmenim diyebiliyor. Liseyi zor bitirmiş kişilerse telefonun başına geçip birdenbire proje koordinatörü olabiliyor. Telefonunuzu bulup sizinle çalışmak istiyoruz diye çevirmenle iletişime geçiyorlar. Sazanlar ise hemen atlıyor çalışmak için ve çeviriyi yapıyor paşa paşa…. Kimse alınmasın adeta bir maskeli balo bu ülkede çeviri piyasası… Bundan şikayet eden maskesini çıkaracak arkadaş, kimse kusura bakmasın…

Comments are closed.