ÇeviriBlog’dan herkese merhaba!
Bu yazımızda yakın zamanda haber olan bir olayı paylaşacağız sizlerle.
Haberin detaylarına geçmeden önce kısaca Frizce dilinden bahsetmek isteriz: Frizce, Cermen dillerinin batı grubunun Anglo-Friz dilleri koluna mensup bir dil. Batı Frizce, Saterland Frizcesi ve Kuzey Frizce olarak adlandırılan 3 farklı dilin ortak adını temsil ediyor. Hollanda’nın Frizya ili ve Batı Friz Adaları’nda yaklaşık 350 bin, Kuzeybatı Almanya’nın bazı bölgelerinde yaklaşık 3 bin ve diğer başka bölgelerde yaklaşık 16.000 kişi bu dili konuşuyor. Hollanda’nın Frizya eyaletindeki iki resmî dilden biri olup Almanya’da da azınlık dili olarak tanınıp korunuyor. Frizce aynı zamanda İngilizcenin kökenini oluşturuyor.
Söz konusu haberin detayları ise şu şekilde:
Frizya eyaletindeki mahkemelerde, Frizce çevirmenlik yapan son tercüman, ödenek yetersizliğini ileri sürerek görevinden ayrıldı. Frizya eyaletinde yaşayan yaklaşık 650 bin kişi Frizce konuşmaya devam ediyor. Mahkemelerde de savunmalarını ana dillerinde gerçekleştiren Frizya yerlileri bu şekilde dillerini yaşatmaya devam ettiklerini ileri sürüyor.
Ne var ki Frizce ile Hollandaca arasında büyük farklılıklar bulunuyor. Bu farklılıklar karşısında da eyalet dışından gelen savcılar, avukatlar ve hâkimler söylenenleri anlayamadıkları için sağlıklı bir iletişim kurulması imkânsız hâle geliyor.
Bu dil bariyerlerini aşmak üzere eyaletteki mahkemelerde Frizce bilen 3 yeminli tercüman görev alıyordu. Daha sonra bu tercümanların ikisi ayrıldı ve Fedde Dijkstra isimli tercüman tek başına görev almaya devam etti.
Ancak yakın zamanda ödenek yetersizliği nedeniyle son tercüman Fedde Dijkstra da mahkemelerde tercümanlık yapmaya devam etmeyeceğini açıkladı. Bu kararın ardından Fedde Dijkstra eyalet parlamentosunda siyasi parti temsilcileri ile görüştü fakat ödenek sorununa bir çözüm getirilemedi.
Fedde Dijkstra, “Saat başına yaklaşık 44 euro ödenek ödeniyor, zaten genellikle günde yarım saat çalışıyoruz. Buna değmiyor.” şeklinde bir açıklamada bulundu ve 1981 yılından beri çevirmenlik ödeneğinin artırılmadığını ifade etti.
Frizyalı avukatlar ise Frizce çeviri yapılmaması sonucunda hukukun sekteye uğrayacağını belirttiler ve “Ya hâkim ve savcılara Frizce öğretin ya da tercümanların hakkını verin.” dediler.
30 Eylül Dünya Çeviri Günü’ne bir gün kala çevirmenin emeğinin hakkının verilmediği bir haberle karşılaşmak üzücü oldu. İsterse bir isterse bin kişi konuşsun, yeryüzündeki her dil çok kıymetlidir. Zira herbir dil kuşaktan kuşağa aktarılan, özenle korunması gereken kültürel bir mirastır ve bu dilleri yaşatan çevirmenler de en az diller kadar değerlidir. Bugün belki de artık Frizya’da ana dilde yapılan savunmalar Hollandacaya çevrilemeyecek. İnsanlar birbirini anlayamayacak ve söylemek istediklerini karşı tarafa iletemeyecek çünkü aralarında bir iletişim köprüsü kurarak birbirlerini anlamalarına imkân tanıyan bir çevirmen olmayacak.
Hiçbir çevirmenin emeği hiçbir zaman sömürülmemeli.
Her çevirmenin emeğinin karşılığını alması ve çevirmenlerin kıymetinin bilinmesi dileğiyle…