Uzun bir aradan sonra güzel bir röportajla yeninden sizinle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyorum.

Yeni yıla, uzun süredir aklımda olan ve beni heyecanlandıran bir röportajla başlıyoruz, keyifli okumalar!

Çeviri, çok geniş bir yelpazede pek çok alanda farklı adlandırma ve koşullarla iş yapma olanağı sağlayan bir sektördür. En eski mesleklerden birisi olmasına karşın, gerek uluslararası gerekse yerel anlamda oturmamış pek çok yanı var. Beraberinde getirdiği avantaj ve dezavantajlarıya birçok farklı alt dallara, uzmanlık alanına ayrılan çeviri sektörü hakkında aklımızda pek çok soru işareti bulunmakta. Bu alanlardan biri de sektörde kayda değer derecede yer kaplayan: “Serbest Çevirmenlik”. Pek çoğumuz Serbest Çevirmenlik için olumlu olumsuz yorumlar ve yargılar duymuşuzdur, hatta karşılaştığımız bu yorumlar adıyla müsemma olarak büyük oranda farklılık göstermektedir. Sizler için, Serbest Çevirmenlik hakkında doğrularını her yerde bulamadığımız, kafamızda karışıklıklara sebep olan ve ilgimizi oldukça çeken sorular sorduk. Cevapları ise yıllardır sektörün içinde olan, sektörde yetişmiş ve genç çevirmenler olarak bizleri de yetiştiren, Dijital Tercüme‘nin CEO’su Sn. Senem KOBYA veriyor.

Her daim genç çevirmenlerin, çevirmen adaylarının yanında olan, bilgilerini ve emeğini bizden esirgemeyen, Sevgili Senem KOBYA’ya röportaj için sonsuz teşekkürler.

Bir çeviri bölümünden mezun olan veya yabancı dil bilgisi olan her birey serbest çevirmenlik yapabilir mi? Bunun için belirli yeterlilikleri sağlaması gerekiyor mu veya Türkiye’de bu iş için yeterlilik belgesi verilmekte mi? 

Türkiye’de çevirmen olabilmek veya çeviri bürosu açabilmek için kısaca “çeviri bölümü” olarak tabir ettiğimiz çeviribilim, mütercim tercümanlık, uygulamalı çevirmenlik bölümlerinden mezun olma şartı yoktur.

Sorunun diğer kısmında yer alan herhangi bir yabancı dil veya filoloji ile ilgili bir bölümden mezun olma şartı da yoktur. Daha da trajik yanı herhangi bir fakülte bitirmek de gerekli değildir. Dil bilme şartı konusunda yorum yapmamayı tercih ediyorum, çünkü dil bilmenin çevirmenlik için yeterli olduğunu düşünmüyorum.

Bir kişinin kendine çevirmen diyebilmesi için iş etiği gereğince sağlaması gereken şartlar 2013 yılında Resmi Gazete’de yayınlanan Çevirmenlik Meslek Standardında (MYK UMS-6) yayınlandı. Burada sorunuzda yer alan yeterlilikler kısmı (İstanbul Üniversitesi Moderatörlüğünde bir komisyon tarafından yazılıp görüşe sunuldu fakat henüz yayınlanmadı) bulunmamakla beraber standardın 3.3 “Bilgi Ve Beceriler” kısmı için çevirmen yeterliliklerine en yakın maddeler bütünü diyebiliriz.

Kategorileyerek beraber inceleyelim:

Genel beceriler:

Bir çevirmenin sahip olması gereken çözümleme yapma becerisi, dikkat ve konsantrasyon becerisi, çalışma dilleri (işaret dili dâhil) kapsamında genel kültür bilgisi, görsel malzemeyi yorumlama bilgi ve becerisi, kültürler arası iletişim bilgi ve becerisi, metin ve söylem çözümleme yöntemleri bilgi ve uygulama becerisini bu kapsamda ele alabiliriz. Bir çevirmen kaynak ve erek dile tam olarak hâkim olsa dahi bu adımları yerine getirmeden bizi kaliteli bir çeviriye ulaştıran bir çeviri sürecinden bahsedemeyiz, çünkü tek başına dil bilgisi yeterli değildir. Odaklanma, algılama, kültürlerarası bağlamı kurma, yerelleştirme unsurlarına haiz olmak gerekliliktir.

Çevirinin en küçük birimi:

Nasıl toplumun en küçük birimine aile diyorsak, çeviri süreci kavramının da olmazsa olması elbette çevirmendir. Ön ve arka enstrümanlarla kompozisyonunu güçlendirse de çevirmenin mali, hukuki ve ticari konularda da bilgi sahibi olması şarttır ve aslına bakılırsa küçük ölçekli bir çeviri işletmesinin tüm notalarına sahiptir. Hem pazarlama, hem satış, hem finans, hem iletişim departmanlarını kendi dinamikleri içinde barındırır. Bu sebeple standartta yer alan tanıtım dosyası ve mesleki özgeçmiş/CV hazırlama bilgi ve becerisi, temel fiyatlandırma bilgisi, iletişim bilgi ve becerisi, kayıt tutma ve raporlama becerisi, planlama ve organizasyon becerisi, sorun çözme bilgi ve becerisi, kriz ve çatışma yönetimi bilgi ve becerisi, stres altında çalışabilme becerisi, meslek ile ilgili mali işlem prosedürleri bilgisi, ekip içinde çalışma becerisi, zaman yönetimi bilgi ve becerisini bu kategoride ele alabiliriz.

Çeviride Terminoloji:

Araştırma yöntemleri bilgi ve becerisi, bilgiye erişim ve kaynak kullanma becerisi, çeviri süreçleri ile ilgili teknik terimler bilgisi, çeviri yaptığı konularda özel alan ve terminoloji bilgisi, çoklu ortam içeriğini yorumlama bilgi ve becerisi, terminoloji çıkartma ve terminoloji yönetimi araçlarını kullanma bilgi ve becerisi maddeleri aslında çevirinin yapı taşlarını oluşturur. Bir çevirmenin tüm uzmanlık alanlarına ve bu alanlardaki terminoloji ile sürece hâkim olabilmesi olasılık dışıdır fakat doğru çeviri tekniklerini kullanan bir çevirmen cevapları nerede araması gerektiğini, karşısına çıkan kaynakları doğrulamayı ve konusu ile ilgili bağlamı kurmayı bilir. Terim listeleri, sözlükler ve terminoloji araçlarını sürekli güncel tutar ve sektörel olarak çeşitlendirir. 

Teknoloji ile kol kola yürümek:

Kalemin yerini daktilonun, faks makinesinin yerini bilgisayarların aldığı, kelimelerin değil eşleşme oranlarının, post editing süreçlerinin, MLV, QAP, LSP (Language Server Protocol)‘lerin konuşulduğu çeviri sektörünün yeni yüzünde kendimizi konumlandırmak ve aktörlerden biri olmak istiyorsak kalite savaşımızda bizi ileriye götürecek en etkin silahımız elbette yüzümüzü teknolojiye dönmektir.

Bilgisayar destekli çeviri araçlarını kullanma bilgi ve becerisi, bilgi iletişim teknolojisi araçlarını kullanma bilgi ve becerisi, çeviri belleği oluşturma ve yönetme bilgi ve becerisi, yerelleştirme çevirilerinde özel yazılımlar kullanma bilgi ve becerisi de bu kapsam doğrultusunda sürekli olarak güncel tutulması gereken becerilerimizdir.

Haklarımızı bilmek:

Çevirmen nihayetinde bir meslek topluluğunun üyesidir ve diğer meslektaşlarıyla aynı gemide yer alır. Çabası, tarzı ve kalemi biricik olsa da bu mesleği icra eden diğer herkese bağlı ve bağımlıdır, çünkü ortak şartlarda çalışmaktadır. Meslekleşme yolunda çalışmak arzu edilen yola doğru bir rota çizse de bir gereklilik değildir, fakat çeviri hizmetlerine ilişkin ulusal ve uluslararası standartlar ve mevzuat bilgisi, kalite yönetimi bilgisi ve toplumun bir parçası olarak meslek ile ilgili İSG (İş Sağılığı ve Güvenliği) ve çevre koruma bilgisine hâkim olmalıdır.

Çeşitlilik:

Standardın en güzel yönlerinden biri de sadece yazılı çevirilerden değil sözlü çevirilerden de bahsetmesidir. Ardıl çeviri teknikleri bilgi ve uygulama becerisi, çalışma dillerine simültane çeviri ve ardıl çeviriyi yapabilecek seviyede hakim olma becerisi, çalışma dillerini (işaret dili dâhil) özel alanı ve dil düzlemlerini de kapsayacak şekilde etkili kullanma becerisi, konferans çevirmenliği alanında simültane çeviri teknikleri bilgi ve uygulama becerisi, sözlü çeviride konuşma, diksiyon ve hitabet bilgi ve becerisi, sözlü çeviride not tutma teknikleri bilgi ve uygulama becerisi, sözlü çeviride protokol ve görgü kuralları bilgisi, sözlü çeviride tüm aktif dillerinde ileri seviyede sözlü ifade becerisi maddelerinde de gördüğümüz gibi çevirmen hizmetlerini çeşitlendirebilir fakat esas aynı kalmaktadır.

Özetle ülkemizde şu anda çevirmenler için çeviri bölümlerinden alınan diplomalardan başka bir resmi yeterlilik belgesi bulunmamaktadır. Standartların yayınlanması ve yeterliliklerin tamamlanması ile devam eden sürecin en kısa zamanda akademik zeminde temellenmiş bir ölçme değerlendirme sürecine ulaşmasını dilerim.

Senem KOBYA

Sevgili Senem KOBYA ile Serbest Çevirmenlik üzerine yapmış olduğumuz röportajın ilk sorusuyla Serbest Çevirmenlik alanına giriş yapmış bulunduk ve günümüzde çevirmen olmak için gereken yeterlilikler konusunda bilgilendik. “Sorularla Serbest Çevirmenlik Mesleği” serisi farklı sorularla devam edecektir, takipte kalın!


Kaynakça:

Tags: