Dünyayı saran COVID-19 sebebiyle hemen hemen yaşadığımız gezegende hayat durma noktasına kadar gelmiş, birçok insan da sağlığından olmuştur. Dünya tarihinde ciddi salgın vakaları mevcut, bu salgınların ortak etkilerine baktığımızda insan sağlığına etkilerinin dışında ekonomik ve dolayısıyla kişisel hayata etkileri de bulunmaktadır. Ne yazık ki bu dönemlerde gözümüzde büyüyen dünya devlerinden, en küçük işletme sahibine kadar hemen hemen herkes iş yerlerinin kapısına kara halkayı geçirmek durumunda kalmaktadır.
Eski toprak diye tabir ettiğimiz insanlar genelde “bak kuzum bu gıda işi asla bitmez” gibi gençlere hep tavsiyede bulunurlardı. Buradan yola çıkarak özellikle salgın döneminde çevirmenlik mesleğine parantez açmak gerekir. Henüz akıllarında dil bölümü seçip seçmeyeceğine tam karar verememiş öğrenciden tutun da yolun başında olan, yolu yarılamış olan insana kadar her birinin ortak kanısı “acaba yanlış bölüm mü seçiyorum?” “acaba yanlış bölümde mi okuyorum?” “acaba yanlış sektöre mi adım atıyorum?” gibi soru işaretleri vardır. Gerçekleri önümüze serip, küresel bağlamda çeşitli sektörlere baktığımızda, virüsten belki de en az etkilenen kısmın çeviri sektörü olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktayı sadece maddi olarak düşünmemek gerektir. İçinde yaşadığımız dünyanın şu dönemde haberleşmeye, iletişime her şeyden çok ihtiyacı var, kültürler arası köprüyü ise yine çevirmenler sağlamaktadır. Anonim olarak yapılan bir araştırmaya göre salgın döneminde dünyada gönüllü olarak hizmet veren çevirmen sayısı hemşirelere yakın orandadır.
İşin maddi boyutuna geçecek olursak, örneğin yayınevleri, reklam şirketleri, otomotiv şirketleri vb şirketler salgın döneminde dahi çalışmaya çeviri işlerine yoğun bir şekilde sürdürmeye devam etmektedir. Genel olarak evden çalışma yöntemiyle sürdürülen bu süreç, çevirmenler için ekonomik olarak tamamen bir kesinti durumu söz konusu olmamıştır. Elbette her sektörün kendine göre zorluğu, rekabeti, içinde bulunduğu salgın durumu iş yoğunluğunu bir miktar düşürebilir ama tamamen durdurmaz bu da doğal bir döngüdür. Örneğin normal dönemde 10 iş alan bir çevirmen bu dönemde 6 iş alabilir. Bu durum, şartlara göre olağan bir durumdur bu yüzden kötümser bir tarafı da yoktur. Örneğin internet ortamında hizmet veren haber sitelerinin bu dönemde özellikle çevirmene duydukları ihtiyaç daha da artmıştır. Bu kısma yönelen çevirmenler için bitmeyen bir iş anlamına geliyor.
Dünyanın dört bir yanından, her zaman çevirmenlik mesleği ve sektörü için olumsuz konuşan veya bakan gruplar olmuştur. Teknoloji ilerledikçe, sanal çevirinin insanların yerini alacağı, çevirmenlere ihtiyaç kalmayacağı yönünde her zaman tartışmalar çıkmaktadır. Lakin her yeni teknolojik gelişme çevirmen varlığının ne kadar önemli olduğunu bizlere bir kez daha göstermiştir, göstermektedir. Hayati durumlar hata kabul etmez, bu durumlarda da kimse makineye yönelmez. Gezegenimizin tarihindeki çeviri hatalarının sonuçlarına baktığımızda çeviri sektöründeki insan gerekliliğini anlarız.
Çevirmen, sürekli kendini yenileyen ve geliştiren, batıla bağlı değil geleceğe ve geçmişe sahip bir şekilde ilerlediği sürece en karışık durumda bile kelimeleri titizlikle yerleştirip, unutulmaz kitap, film, dizi cümlelerini, reklam sloganlarını dönüştürebilir. Erek ve kaynak arasındaki bağı kuran çevirmen, dil, kültür, anlam, ifade açısından ne kadar güçlüyse her iki kültürü de birbirine o denli güçlü bir şekilde bağlar. Medeniyetlerin birbirine yaklaşmasında ve anlaşılmasındaki en önemli rollerden birini üstlenir çevirmen…
Usta çevirmenlerin bir arada olduğu topluluklarda yer almak kişinin gelişim ve gözlem yeteneğini de geliştirecektir. 2016 yılından bu yana Çeviriblog bünyesinde yer aldım, birçok yazıya imza attım, tartışmaları takip ettim tüm bunlar çeviride kalemimi kuvvetlendirdi. Şu an özel bir şirkette bir yandan reklam çevirileri yaparken, bir yandan yurt dışı müşterilerinin sorunlarını çözüp, ülkemizle olan bağını kuvvetlendirmek için aracılık yapıyorum. Fakat geçmişe dönüp baktığımda edebiyat alanında kendimi geliştirip kült eserleri ülkemin diline kazandırıp, unutulmaz olmayı istediğimi görüyorum… Fakat bunun için hâlâ geç değil, çevirmenlik mesleğinin en güzel yanı da bu işte; kendinizi her zaman geliştirebilirsiniz.
Henüz bölümünü okuyan veya bölümü seçmek isteyen ama kafasında iş bulma kaygısı olan geleceğin muhteşem çevirmenlerine naçizane söylemek istediğim: Korkmayın, kendinizi geliştirin. Çevirmenlik mesleği kadim zamanlardan beri varlığını sürdürmektedir ve dünyanın her zaman çevirmene ihtiyacı olacaktır. Daha yolun başında olmanıza rağmen içinde bulunduğumuz şu dönemde bile çeviri bilgisine ne kadar ihtiyacımız olduğunu görmek güç değil… Yurt dışında salgınla ilgili her türlü çıkan gelişmeyi ülkenle, çevrenle, ailenle, arkadaşınla en önemlisi direkt olarak kendinle paylaşabilmenin önemini pek tabii tahmin edebilirsiniz. Elbette sektörde eksik olan şeyler var ve bu zamana kadar çok büyük yollar kat edildi. Kısacası çeviri mesleği dumanı sürekli tüten bir fabrika değil, ekonomik bir darbede alt üst olsun. Çevirmenlik bir sektör olmaktan çok içimizdeki bilinmezliği merak etme dürtüsünden ortaya çıkmış bir duygu mesleğidir. O yüzden kadim zamanlardan beri günümüze gelene kadar her büyük olayda çevirmene ihtiyaç daha çok artmıştır.
Ek olarak makinelerden de korkmamak gerekir. Onlarla uyum içinde olduğumuz sürece makineler, çeviri sürecimizde bize destek olup işlerimizi kolaylaştıracak bir araç olarak yanı başımızda duracaklardır.
Eski toprakların tabiriyle: Çevirmenlik her devrin mesleği guzuuum, çevirmen ol. 😊
Oğuzhan Duman (İletişim Uzmanı, Çevirmen)
Çok yararlı bir yazı. Özellikle mesleğin gerekliliği konusunda tamamen katılıyorum. Bir okuyucu olarak çevirisi kaliteli olan bir eseri okumanın tadının bambaşka olduğunu düşünüyorum. Kalemine sağlık