Türk İşaret Dili Türkiye’de bulunan sağır toplumunun kullandığı kendine özgü dil bilgisi, söz varlığı, kullanım özellikleriyle Türk Sağır Toplumunun kültürünü yansıtan doğal, görsel-uzamsal bir dildir. Nitekim her birey sonradan hastalık, kaza, yaşlılık gibi nedenlerden dolayı işitme ve konuşma yetisini kaybederek işitme engelli olabilir. Fakat belli bir topluluğa ve kültüre sahip olan işitme engelliler kendilerini “Sağır” olarak adlandırırlar. Doğuştan ve genetik özelliklerden dolayı işitme engelli olanların kullandıkları işaret dilleri Sağır Toplumunun düşünce evreninin ve kültürel özelliklerinin bir bütünüdür.
29 harften oluşan Türk İşaret Dili parmak ABC’si iki elin ve büyük harflerin kullanımını esas almakla birlikte C, I, L, O, P, V harfleri tek elin kullanımıyla gösterilmektedir.
Aşağıdaki görselden de inceleyebilirsiniz;
Sağır Kültürü
Sağırlık tıbbi bir durumdan daha fazlasıdır. Sağırlık engel türleri arasında tektir. Ana dili işaret dili olanlar arasında kültür duygusu çok güçlüdür. Hepimizin de bildiği üzere bir toplumu, topluluğu bir arada tutan, diğer faktörlerden ziyade dil bağıdır, çünkü dil bir iletişim aracıdır. Birçok yönden, sağır kültürünün sosyal karakteri Afrikalı-Amerikalıların kültürü ile mukayese edilebilir. Afrikalı-Amerikalılar arasında miras ve toplumları ile ilgili güçlü bir gurur duygusu olduğu gibi, sağırlar arasında da bu gurur duygusunun varlığından söz edebiliriz. Sağır bireyler de kültürel ve dilsel azınlık olma durumundan hoşnutturlar. Sağırlık fizyolojik bir olgudan daha ötedir; sağırlık bir yaşam tarzıdır. Son yıllarda işaret dili, sağır topluluğun kültürel birleşmesinde giderek merkezi bir rol oynamaktadır.
İşaret Adı
Sağır bireylere, doğdukları zaman yaşadıkları ülkedeki özel adlardan herhangi biri verilmekte (Örneğin; Ali) dolayısıyla bu bireyler, resmi işlemlerinde bu adı kullanmaktadır. Bunun yanı sıra her sağır bireyin, belli bir işaretten oluşan bir “işaret adı” vardır. İşiten bireyler, Sağır Toplumu içinde zaman geçirmeye başladıklarında, sağır arkadaşları tarafından onlara bir işaret adı verilmektedir.
Dikkat Çekmek
İşiten bir kişi, eğer konuşmak istediği kişi ona bakmıyorsa sık sık kişinin adı veya ünvanını söyleyerek sohbeti başlatır. Sağır bireylerde ise bu durum, farklı şekillerde görülmektedir. Sağır kişinin dikkatini çekmek amacıyla hızlı bir şekilde “el sallama“ yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. Sağır kişiler, tahta, laminant vb. zeminlerde titreşime karşı çok hassastırlar. Bu nedenle, ayağı hızlı şekilde yere vurmak, sağır bireye, “sana bir şey söylemek istiyorum” mesajı vermektedir. Özellikle, sınıf, toplantı, kongre gibi mekanlarda birden çok sağır kişinin dikkatini çekmek için oda veya salonun ışıkları birkaç kez yakılıp söndürülmektedir. Sağır kişinin omzuna hafifçe dokunmak ise iletişimi başlatmak için kullanılan bir diğer yöntemdir. Bireyin sohbet etmek istediği kişi uzakta ve kalabalık bir yerde ise üçüncü bir kişiden, sağır bireyin dikkatini çekmesini istemek de sık kullanılan bir yöntemdir.
Elle Göstermek
İşiten bireyler için sohbet sırasında elle birini göstermek kaba bir hareket olarak algılanmasına karşın sağır bireyler, adıl kullanımında bu yönteme sık sık başvurmaktadırlar. Bu nedenle, sağır bir bireyin elle birini göstermesinin dilbilgisel bir işlevi bulunmaktadır bu nedenle İşiten bireyler için bu görünüm, kaba bir davranış olarak algılanmamalıdır.
Sağırlarla Selamlaşma
Sağırlarda selamlaşma, tokalaşmanın aksine çoğunlukla birbirine sarılma şeklinde gerçekleşir. Sağır kişilerin sohbetleri, daha çok günlük aktiveteleri ve hayatları hakkında detaylı bilgiler içermektedir. Sohbetler daha çok açık ve doğrudan şekilde gerçekleşir. İşiten kişilerin sık sık başvurduğu dolaylı anlatım ya da ima gibi unsurlara ise çok az rastlanır.
Göz Teması
Etkili bir iletişimin devam etmesi için bireyler arasında göz temasının sürdürülmesi çok önemlidir. İşaret dili sadece elle üretilen işaretlerin yanı sıra kaş, ağız, baş hareketleri gibi el dışı işaretleri de içermektedir. Bu nedenle, mesajın doğruluğu için iletişim sürecinde yüz hareketleri izlenmelidir. Sağır bireylerin birbirleri ile sohbetlerini incelediğinizde, her zaman birbirlerinin ellerinin aksine, yüzlerine baktıklarını görebilirsiniz.
Sağırların Adlandırılması
Sağır bireyler hem kamusal hem de toplumsal alanda farklı şekillerde adlandırılmaktadırlar. En çok görülen adlar şu şekildedir: İşitme engelli, sağır, sessiz, dilsiz, sağır-dilsiz, sağır-aptal vb.
17. ve 18. yüzyıllarda, sağır bireylerin dilleri (organ) olmadığı için konuşamadıkları düşünülmekteydi, o dönemlerde büyük bir toplumsal yanılgı mevcuttu. Sağır bireylerin dilsiz gibi sözcüklerle adlandırılmasının nedeni o zamanlara dayanmaktadır. Sağırların aptal olarak adlandırılması ise Yunan filozof Aristoteles’in bir felsefesiyle ilişkilidir; Aristoteles’e göre düşünmek, ses ile bağlantılı şekilde olmakta ve bu yüzden sağır bireyler düşünememekte ve öğrenemektedir. Görüldüğü gibi eski zamanlarda, yanlış saptamalar yüzünden sağır bireylere farklı adlar verilmiştir.
Sağır Toplumu ise organ olarak dillerinin olduğunu sadece işitemedikleri için konuşmada problem yaşadıklarını belirtmektedirler. Bununla birlikte “dilsiz”, “aptal” gibi aşağılayıcı adlandırmaları kesinlikle kabul etmemektedirler.
Sağırların İletişimi
Sağır kişilerin çoğu işaret dili kullanarak birbirleri arasında iletişim kurmaktadır. Ebeveyni sağır olmayan işitme engelliler, okullarında öğrenim görmeyen veya kendi tercihinden dolayı konuşma dili ile iletişim kurmak isteyen çok az kişi, işaret dili yerine konuşma dilini günlük hayatta iletişim aracı olarak kullanmaktadırlar.
Sağır kişiler, işaret dili bilmeyen işiten bireylerle iletişim kurmak istediklerinde, yazma ya da dudak okuma yönteminden birini seçmektedirler. Yazma yöntemi hem çok yorucu hem de iletişim süresi açısından çok uzun olabilmektedir. Dudak okuma yöntemi ise birçok engeli barındırmakta ve sağır bireyler, konuşmaların en fazla %30-40’ını çözümleyebilmektedir. Çünkü birçok sözcüğün seslendirilmesinde benzer dudak hareketleri bulunmakta ve bu durum, sağır bireylerin sözcüğü çözümlemesini zorlaştırmaktadır. Örneğin Türkçe’de bal ve mal sözcükleri benzer dudak hareketlerine sahip olduğu için dudak okuma ile saptanmaları oldukça zordur.