Cumhuriyetimizin kurucusu, hayatını vatanına ve milletine adayan Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 81. yılında her zaman olduğu gibi bugün de büyük özlem ve rahmetle anıyoruz.
Bugün Ulu Önderimizin hayatına dair birtakım bilgileri sizlerle paylaşmak istedik…
O’na dair ne varsa hepsi çok kıymetli…
-Atatürk 1.74 boyundaydı. Kilosu ise 74-76 civarıydı. Ayakkabı numarası 42 idi. Genelde siyah rugan ayakkabılar tercih ederdi.
-Kuru fasulye ile pilav en sevdiği yemeklerdi. Her ne kadar tatlıyla arası pek olmasa da gül reçelini severek yerdi. Kahve ise vazgeçilmeziydi. Günde 10-15 fincan Türk kahvesi içerdi. Kahveye o kadar düşkündü ki çoğu sabah kahvaltı bile etmez, onun yerine günün ilk kahvesini içerdi.
-Hayatı boyunca giydiği takım elbiseler… Bu birbirinden şık takım elbiselerinin tasarımlarını bizzat Atatürk’ün kendisinin çizdiğini biliyor muydunuz? Kendisinin yetenekli olduğu alanlardan biri de buydu. Ancak lacivert rengini hiç sevmezdi. Dolayısıyla hiç lacivert takım elbisesi yoktu. Bütün gömlekleri ise beyaz ve bej renklerindeydi.
-Atatürk kitap okumayı çok severdi. Kitapları en büyük hazinesiydi. Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu adlı romanı en sevdiği başucu kitabıydı. Söz konusu kitabı hiç yanından ayırmazdı. Bazen rastgele kitaptan bir sayfa açar, sanki ilk kez okuyormuşcasına tekrar tekrar okurdu.
-Atatürk sadece kitap okumakla kalmadı. Kendisi birçok kitap da yazdı. Geometri Kitabı örnek olarak göstereceğimiz kitaplardan sadece bir tanesi… 44 sayfadan oluşan bu kitapta, Türkçe geometri terimleri kullandı. Bugün hepimizin bildiği üçgen, çap, oran, eksi, artı vb. gibi terimlere ilk defa bu kitabında yer verdi.
-Atatürk’ün tüm hayvanlara karşı sevgisi sonsuzdu ancak köpeklerin onun hayatında ayrı bir yeri vardı. “Foks” adını verdiği bir köpeği vardı. Foks, Atatürk’ün odasında yatar, her yere onunla giderdi. Atatürk, Foks’u seyyar bir fotoğrafçıdan 50 liraya satın almıştı. Öldükten sonra mumyalanan Foks’u Anıtkabir’de yer alan “Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi”ni ziyaret ederek görebilirsiniz.
-Atatürk’ün yabancı dillere de ilgisi vardı. Fransızcayı hem yazıp hem de konuşabilirdi ve bu dile özel bir ilgisi vardı. Bazen Türkçe konuşurken araya Fransızca kelimeler de katardı. Farsça ve Arapçayı da kusursuz şekilde konuşurdu. Bu dillerin yanı sıra Yunanca, Bulgarca, Rusça, Almanca, İngilizce gibi dillere de hakimiyeti vardı.
-Atatürk, uykuyu asla sevmezdi. Uyku demek onun için vakit kaybıydı. Hele ki tamamlanacak olan bir işi veya bitirmesi gereken bir kitap varsa asla uyumazdı. Atatürk için ömrü uyuyarak tüketmek olmazdı.
-Hepimizin bildiği gibi o bir dünya lideriydi. Yaşarken de yaşama veda ettikten sonra da hem bizlere hem de tüm dünyaya örnek olmayı her zaman sürdürdü… Öyle ki UNESCO tarafından kendisine “Yüzyılın Lideri” unvanı verildi. 1978 yılında hazırlanan önergede Atatürk’ten şu şekilde bahsediliyordu: “Bugün UNESCO’nun üzerinde çalıştığı bütün projelerin isim babası Mustafa Kemal’dir… Üç sene sonra 1981 yılı geliyor. 1981, Atatürk’ün doğumunun 100’üncü yıl dönümüdür. Atatürk elbette 20’nci yüzyılın en büyük devlet adamlarından biridir. Bellidir ki Türkler o özel gün için çok özel olarak hazırlanıyorlar ama Atatürk’ü anmak bir tek Türklere bırakılmamalıdır. Çünkü Atatürk tüm insanlığın ortak paydasıdır, dolayısıyla hazır BM kültür kolu burada toplantı halinde. UNESCO şu anda genel kurul yapıyor. Bu genel kurul bir karar almalıdır, bu karar üye devletlere iletilmelidir. Önümüzde 3 yıl var. 3 yıl hazırlanılmalıdır ve 1981 yılı bütün dünyada günü gelince, Atatürk yılı olarak anılmalıdır.”
-Yazımızın başında Atatürk’ün en sevdiği yemeklerden kuru fasulye ve pilav olarak bahsetmiştik ancak son günlerindeyken hasta yatağında canı enginar yemeği istedi. O zamanlarda İstanbul’da enginar bulunmadığı için derhal Hatay’dan enginar ısmarlandı. Ne yazık ki Atatürk enginar yemeğini yiyemeden gözlerini yumdu…
8 Kasım gününden itibaren iki gün komada kaldı. 10 Kasım günü saat 9.05’te Dolmabahçe’de hayatını kaybetti.
“Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.” demişti Ulu Önderimiz. Kalbimizde sevgisi, aklımızda fikirleri…
Anlıyoruz… Hissediyoruz…
Bir gün değil, her gün…
SANA MİNNETTARIZ…
KAYNAK:
Atatürk Hakkında
Atatürk Hakkında
Atatürk’e Dair
Atatürk’e Dair