Sizlere bölüm hakkında fikir vermek adına ve yeni başlangıçlarınızın sağlam ve güvenilir olması arzusuyla Arapça Dilbilimci Ersin BERBER ile bir röportaj gerçekleştirdik, yeni arkadaşlarımıza yardımcı olmasını umuyoruz.
Merhaba Ersin Bey, röportaj serimize katılmak için bizlere ulaştığınız için çok teşekkür ederiz, ehlen ve sehlen. Gerçekten bugünlerde arayıp da bulamadığım bir bölümdü benim için. Biliyorsunuz ki liseli gençler artık hayatlarına yön verdiler ve üniversite sonuçları açıklandı. Bu bağlamda yeni kazananlara neler önerirsiniz?
Öncelikle eğer temelleri az çok varsa, sadece hocalara bağlı kalmayıp aynı zamanda onların danışmanlığıyla daha fazla çalışmalarını öneririm. İkinci olarak ise kendilerine uygun bir metot belirleyip düzenli bir şekilde günde 1 saat dahi olsa (ders tekrarı hariç) çalışmalılar. Ayrıca her daim kendileriyle bir savaş halinde olacaklar: ”Yapabilir miyim? Bu bölüm bana göre değil! Vaktim yeter mi acaba?” Bu gibi sorulara asla kulak asmasınlar. Ellerinden geleni yapsınlar, sosyal mecralarda onlara yardımcı olacak çok kaynak var.
Biraz da yazılı basından gidecek olursak bu yaz hangi kitaplar okunursa üniversite eğitimi boyunca faydasını görürler?
Eğer temeliniz varsa ilkokul seviyesinde Arapça hikâye kitapları okunabilir. İki ana kaynak var bence: Cantaş Yayınları ve Akdem Yayınları. Bunlar okunabilir. Ardından eğer orta sevideyseniz ve haliyle edebiyat seviyorsanız Halil Cibran‘ ın ve birkaç Arap yazarın çevrilmiş kitapları var piyasada, onlardan alınabilir. Eğer ileri seviyedeyseniz de Lübnan, Yemen ve Suriye’den getirtilen kalın öykü veya roman kitapları var, onları okuyabilirsiniz. Son olarak da medrese usulü gidilen ders kitapları var; Mecmuati Es-Sarf ve Mecmuati En-Nahiv. Bunlar üzerinden ezber ve pratik yapabilirsiniz.
Peki, yeni başlayanlar için üniversite yılları boyunca katkı sağlaması adına genel kültür ve Arap kültürü açısından tavsiye edeceğiniz kitaplar nelerdir?
Aslında kitap kitap sayamam çünkü yığınlarca kitap var ama sınıflandıracak olursak Arap Tarihi dersleri oluyor bölümümüzde, o dersin hocasından kaynak sorabilirsiniz eğer merakınız varsa ki kesinlikle olacaktır ve olmalıdır da. Çünkü okuduğunuz bölüm sadece bir ders niteliğinde olmamakla birlikte büsbütün bir kültür ve yaşam biçimi olup en güzel tarafı da sürekli taze- canlı olmasıdır. Ayrıca genel kültür için de şu anda bulunduğumuz asrın birçok yazarı mevcuttur. Yine bölümümüzde Modern Arapça dersleri bulunuyor, bu derslerde her ne kadar dil ağırlıklı gidilse de hocanızdan modern tarih için kaynaklar isteyebilirsiniz. Ayrıca az önce bahsettiğimiz konular için de fakültenizde eğer varsa dil atölyesi veya kulüplere katılabilirsiniz. Yoksa da açmaları için hocalarınızdan veya dekanlıktan rica da bulunabilirsiniz, tabi bu da sizin ve çevrenizdekilerin gayretine bağlı.
Aslında her bölümün kendine özgü bir kulübü olmalı elbette. Etkinlikler, kendimizi geliştirme yollarından ilk üçe girmektedir ki ÇeviriBlog da buna çok önem vermekte ve üniversitelerde gönüllü sunumlar yapıp konferanslar düzenlemektedir. Başka bir şeye daha değinecek olursak; eğitim süresince kullanılan bazı dersler veya kaynaklar Arapça olacaktır, yeni kazanan biri hangi seviye dil bilirse Arapça dersleri iyi anlayabilir?
Eğer Arapçayı hiç bilmiyorsa, ”Sonuç böyle geldi ben de gideyim okuyayım.” diye bir düşünce varsa aklında, onu hemen silmeleri lazım. Çünkü dil öğrenmek zordur, ciddi bir iştir ama bir o kadar da eğlenceli ve getirisi olan bir şeydir. Buna ek olarak, halihazırda kullanılmakta olan 12 milyon Arapça kelime vardır. Bunların hepsini öğrenemez zaten ama eğlenerek bir çoğu hakkında bilgi sahibi olabilir. Arapçayı hiç bilmeyen insanlar bile bu bölüme geliyorlar, ama işin en güzel tarafı şu; bazı okullarda hazırlık sınıfları oluyor, umarım kimse bu sınıflardan korkmuyordur, korkmaya da gerek yok zaten; ilahiyat hazırlığı gibi değil bu sınıflar. Hazırlık sınıflarında her şeyi size aşılıyorlar tabiri caizse. Ardından da zaten hazırlıklı ve daha hızlı bir şekilde dili ve edebiyatı öğrenme sürecine giriyorsunuz. Yani asla korkmayın, yaparsınız her türlü. Ayrıca sürekli kendinizi bu konuda motive edin.
Aslında tercihlerinde belirttiklerine göre olacakları göze almış olmalılar. Bizler de bu yollardan geçtik, Arap kültürü gerçekten büyük bir derya. Genel kültür edinimi açısından yeni kazananlara neler önerirsiniz?
Sürekli Arap vatandaşı kişilerle irtibatta olun ve yeni arkadaşlıklar edinin derim, bir de şunu not etmelerini isterim: Asla ama asla o arkadaşlara menfaatçi bir yaklaşımla gitmeyin. Bunu bizzat yaşadım ve o kişiler gerçekten çok üzülüyor. Size tavsiyem dostluk yapmaya çalışın, iki tarafın da birbirine çok katkısı oluyor, özellikle o dostunuz da Türkçe öğrenmek istiyorsa. Buna ek olarak, bu arkadaşlarımızın yaşayış biçimini, ne yediklerini, tarihlerini genel anlamda sorabilirsiniz, detaylıca sormak size kalmış bir durumdur. İşin en güzel tarafı da bu arkadaşlarınızla kültürlerini beraber yaşamaya çalışın; hem siz faydalanırsınız hem de onlar hoşnut olacaklardır.
Biliyoruz ki bu bölümü seçen kişiler büyük çoğunlukla İngilizce sınavıyla gelen arkadaşlar oluyor. Belki de en çok merak ettikleri soru bu: İkinci dil edinimi açısından önerebileceğiniz dil öğrenim tekniklerini nelerdir?
Burası asıl kilit nokta. Öncelikle video derslerinden faydalanın, tabi bu videolar diyalog temelli olsun, ayrıca temel konulara hakim olun. Kendi kendinize alıştırmalar yapın, sanki karşınızda birisi varmışçasına konuşun, biraz delice olacak ama çok eğlenceli oluyor ve bunu her yerde yapabilirsiniz. Günlük kelime ezberi yapın kendi kapasitenize göre. Şimdilik bu kadar ama ileride bu konu hakkında güncelleme yapabilirim. TEDX’te bu konu hakkında bir yazı var inceleyebilirsiniz. Ama unutmayın bunu Arapça için uyarlayın.
Bölüme özel sorular sormak istiyorum biraz da. Çoğumuzun bildiği gibi büyük bir kısmımız çocukken camiye gidip ElifBa eğitimi aldık. Arapça okur fakat anlamaz kıvamdayız, bunun okulda bize ne kadar yararı olur?
Okulda seri öğrenmenize gerçekten çok faydası dokunacaktır, şöyle benzetebilirim: Ev yapacaksanız temel kazmanız lazım, siz bölümünüzü kazanarak temeli kazdınız, Elifba bilmeniz ise o temele atacağınız ilk beton gibidir. Ama şunu da belirtmek lazımdır ki Elifba bilerek de kalmayacaksınız, bunu ilerletmeniz şart. Özellikle okuduğunuzu anlamak için başta kelime ezberi yapın, uygulamaya gelince de kendinize göre bir Arapça metin seçin ve çevirmeye başlayın. Buna ek olarak, alt yazılı çizgi filmler izleyin. Ama sıkıntı burada başlıyor, fazla kaynak yok maalesef. Kaynaklarınızı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışın.
Başka gizemli bir konu daha var. Arapça ve Osmanlıca yazılış bakımından çok benzer, Farsçanın da Arapçaya çok yakın olduğunu söylerler. Peki, sizin bölümden mezun olan biri Farsça ve Osmanlıcayı da anlayabilir mi? Yani bu bir taşla üç kuş vurmak mı oluyor?
Şimdi şöyle oluyor, bölümümüzde zaten 3. ve 4. sınıflarda Farsça ve Osmanlıca dersleri var. Bunu kolaylaştıran etken de harfleri biliyor olmanız. Evet, Osmanlıca ve Farsça yazılışta aynıdır, velhasıl sadece okumayı öğreniyorsunuz yani işin mantığını öğreniyorsunuz bu kadar. Şimdiden herkese bol bol şans diliyorum. Arapça çok güzel ve çok eğlenceli bir dil. Arapça öğrenmenin en güzel tarafı farklı dilleri öğrenmenizi kolaylaştırıyor olması ve aynı zamanda bu dil iştahınızı da açıyor bu konuda. Herkese başarılar diliyor, teşekkür ediyorum.
Ersin Bey çok teşekkür ederiz, umarım herkes içinde saklı olan ElifBa dürtüsüyle Arapça öğrenmeye başlar. Eğitim hayatınızda başarılar dileriz, teşekkürler.
KAYNAK