Edebiyat çevresinde ‘bilim-kurgunun babası’ olarak bilinen ve Agatha Christie’den sonra Eserleri En İyi Çevrilen 2. Yazar olan Jules Verne’in eserleri orijinalinde Fransızca olup, İngilizceye çevrilmeye 1852 yılında başlanmıştır. Ne var ki bu eserlerin İngilizce çevirileri ve uyarlamalarının kaliteli olduğu söylenemez. Verne’in çevirileri yanlışlarla dolu bulunmuş olup pek çok İngiliz okur, bu çevirilerin yeniden değerlendirilmesini istemiştir. 19. yüzyıldan bu yana dünya edebiyatında saygın bir yere sahip Verne’in çevirileri, daha ilk basımda o kadar kötü çevrilmiştir ki söz konusu kitapları okuduğunu belirten pek çok kişi, Verne’in vermiş olduğu derin mesajlara inilemediğini belirtir.
Jules Verne’in ilk kitabı Balonla Beş Hafta (1851), Anne T. Wilbur tarafından İngilizceye çevrildi. Verne’in erken elde ettiği başarısı oldukça kazançlıydı; henüz kendisi hayattayken bile eserleri sürekli çevrilip basılıyordu. Ancak Verne’e İngiliz pazarında geniş bir yer vermek isteniliyordu ve acele bir şekilde anlaşılan yayıncılar ve çevirmenler söz konusuydu.
Özellikle o dönem İngiltere’deki genel kanının aksine; Verne’in kitabı çocuklar için yazılmamıştı. İngiliz ve Amerikan yayıncılarının bu eseri ‘çocuk edebiyatı’ kapsamında piyasaya sürmelerinin nedeni, bu şekilde daha popüler olacağı ve daha iyi kazanç edebilecekleri düşüncesiydi.
Yayıncılar, çevirmenler ve süreçteki diğer kişilerce atılan yanlış adımların, Verne’in İngilizce çeviri eserleri üzerinde kalıcı bir etkisi oldu: Verne’i çocuklar için çeviren çevirmenler kalite değil; ücret odaklıydı. Çeviri aşamasında Fransızca düşünülüp taşınılan, Fransızca eklenilip çıkarılan çeviri metnin son halinde boşluklar da kaynak dilde doldurulmuştu.
”Jules Verne’i okumaktan her zaman zevk aldım ve eserlerinin neredeyse tamamını okuduğumu düşünüyordum; okuduğum çevirilerin aslında onun eserlerine ait olmadığını anlayana kadar…”
Adam Roberts, Londra Üniversitesinde Prof.
Söz konusu çevirmenler; eserdeki tasvirleri değiştirmiş, basitleştirmiş ya da içeriği tamamen çıkarmıştı. Vern’in büyük bir özenle kurduğu ölçülerden geriye kalan tek şey, ölçülerin sayısıydı. Verne tarafından yapılan bilimsel araştırma, 19. yüzyıl İngilizce tercümelerinde korkunç derecede yanlış çevrilmişti. Fransızcadaki mizah çıkarılmış, diyaloglar kısacık özetlere sığdırılmış ve İngiltere’ye dair en ufak bir olumsuz atıf bile tamamen sansürlenmişti.
”Çevirmenlerin, Verne’in ‘çok teknik ya da bilimsel’ yazdığını düşündükleri yerleri çıkarmakta serbest hissettiklerini duydum. Ve yine duydum ki söz konusu çevirmenlerden birisi, Reverend Lewis Page Mercier, İngiltere’nin itibarına karşı hassas gördüğü kısımları sansürlemiş.”
Adam Roberts, Londra Üniversitesinde Prof.
Çevirmenlerinin hepsi değilse de büyük bir kısmı, ideolojik sansüre sık sık başvurmuştu. Eserlerin kalitesiz çevirilerindeki sorun da dilbilgisel yetersizlik vs. değildi yalnızca; bu çeviriler, İngiltere gündemine ilişkin yanlı bir söylem halinde yeniden yazım niteliğindeydi. Örneğin; İngiltere sömürüsüne dair herhangi bir eleştiri, yerelleştirme adı altında, İngiltere’nin medenileşme yolundaki katkılarına dönüştürülebiliyordu.
”Jules Verne’in çoğu eseri İngilizceye o kadar kötü çevrilmiş ve bozulmuştu ki ortaya çıkan içeriğe ‘çeviri’ demek doğru olmazdı. Durumun ciddiyetini, Verne’in eserlerinden birini kendim çevirmeye karar verene kadar anlamamıştım.”
Adam Roberts, Londra Üniversitesinde Prof.
Bugüne gelindiğinde, 19. yüzyıla ait bu talihsiz çeviriler, Jules Verne’in eserlerinin ‘gerçek’ çevirisi olarak hala kitaplıklarda bulunmakta. 1960’ların başında, çevirmenler ve Verne hayranları, bu edebi haksızlığın bilincinde ve karşısındaydı. O zamandan beri bir çeşit Jules Verne rönesansı -uyanışı- söz konusu ve buna bağlı olarak eserlerin güncel çevirileri de mevcut. Bu güncel ve kaliteli çeviriler sayesinde Jules Verne, hak ettiği ‘her devrin edebiyatçısı’ rolünü korumakta.
Kaliteli bir çeviri neden bu kadar önemli? Söz konusu eserler o kadar kötü çevrilmiş olsa da görünen o ki Verne’in başarı ya da şöhretinden bir şey eksiltemedi. Peki, günümüzde çevirmenler ve Verne hayranları, eserlerin İngilizce çevirisindeki kaynak dile sadakate neden bu denli tepkili?
Belki de haksızlık ve kalitesizlik -ya da çeviride buna ne demek isterseniz- kaynak ve hedef metin ile dile nasıl yaklaşıldığında yatıyordur. İyi bir çevirmen, kaynak dile nerede sadık kalacağını bilir. Yerelleştirme ise sansür demek değildir. Verne’in eseri ele alınacak olursa; 1960’tan önce çevrilen bu eserin karakter ve hatta olay örgüsü bile her bir çeviride birbirinden o kadar farklıydı ki bir eleştirmenden şu sözler duyulmuştu: ”İngiliz toplumu (yalnızca İngilizce konuşanlar), gerçek Jules Verne’i hiçbir zaman okuyamayacak.”
Standart kabul edilen düşük bütçeli, aceleye getirilmiş ve fikirsel sansüre maruz kalmış o çeviriler, herhangi bir düzenleme yapılmaksızın hala edebiyat dünyasında dolaşmakta.
Çevirmenler, kaynaktan hedefe çeviride ne kadar özenli ve profesyonel davranırsa, okur -ya da toplum- da söylenilmek istenileni o kadar iyi anlar ve içerik amacına ulaşmış olur.
Sayılarla Jules Verne
Eserlerinden uyarlanmış 300 tane film, TV programı ve oyun.
Voyages Extraordinaires serisinin içerdiği 50 kitap. (Dünyanın merkezine yolculuk, Balonda Beş Hafta gibi eserler)
Verne’in 2 orijinal el yazması, 2008’de Uluslararası Uzay İstasyonuna gönderilen bir insansız hava aracına konuldu. Söz konusu uzay aracına Jules Verne ATV ismi verildi.
KAYNAK