Denize kıyısı olanlarda ”tea”; karaya kıyısı olanlarda ”cha”. Evet, çaydan bahsediyoruz; çevirmenlerimizi çeviri yaptıkları uzun gecelerde ayakta tutan, öğrencilerimizi sınav haftalarında uykusuz bırakan ve genel olarak kültürümüzün yapıtaşlarından olan çaydan…
İstisnalar dışında çay, tüm dünyada sadece iki farklı isme sahip. Dillerin tarihsel gelişimindeki dönüşümler ve türemeler dikkate alındığında, başlığımız abartı kaçabilir ancak yine tarihsel bir temele oturtacağız bu iddiayı. ”Farklı dillerde bir çok farklı karşılığı var.” dediğinizi duyar gibiyiz ama bahsettiğimiz tarihsel dönüşüm ve türemeye birer örnek vererek açıklayalım: İspanyolca ”té” ve Afrika dillerinde ”teein” kelimeleri ”tea” sözcüğünden ve aynı şekilde Hintçe’deki ”chay” kelimesi de ”cha” sözcüğünden geliyor.
Çayın söz konusu iki adı da Çin kökenli. Bu kelimelerin dünya geneline yayılmış olması ise ”küreselleşme” kavramı daha kullanılmaya başlanmadan önce bu olgunun hayata ne denli etki ettiğini gösteriyor. ”Cha” kelimesi ve benzer sessel anlamdaşları, İpek Yolu boyunca karasal topraklarda yayılırken; ”tea” ve daha sonra bu kelimeden türeyecek olan anlamdaşları ise Alman tüccarlar tarafından denizel coğrafyalarda yayılmıştır.
”Cha”, sinitik bir kelime olup; pek çok türü olan Çince’nin tüm alt dillerinde ortaktır. Kelime, Çin topraklarından başlayıp Orta Asya boyunca ilerleyerek günümüz İran topraklarında ”chay” olarak adlandırılmıştır. Bu uzun yolculukta İpek Yolu’ndaki ticaret noktaları büyük önem taşımakta olup, çay ticaretinin 2,000 yıl kadar eskiye dayandığı söylenmektedir. Çay, ne ürün ne de kelime olarak İran’da son bulmadı elbette; Urduca’da ”chay”, Arapça’da ”shay” ve Rusça’da da ”chay” olarak adlandırıldı. Sahra altı Afrika’ya geldiğinde ise Swahilice’de ”chai” denildi. Japonca ve Korece’de de çayın kelime karşılığının kökeni Çince ”cha”ya dayanıyor.
Ancak bu durum ”tea” kelimesine gelince değişiyor. Çince’de çay kelimesini gösteren ”茶” karakteri, tüm Çin dillerinde aynı şekilde yazılmakla birlikte farklı okunuşlara sahip. Günümüzde Çin’in resmi dili Mandarin’de çay, ”cha” olarak ifade edilirken; Çin’in kıyısal eyaleti Fujian’da konuşulan dil Min Nan’da ”te” şeklinde telaffuz ediliyor. Bu noktada anahtar kelimemiz, ”kıyısal”.
Kıyısal bölgelerde konuşulan Çin dillerine ait ”te” formu, Avrupa’da, 17. yy’da Avrupa ve Asya arasında ticaret öncüsü olan Almanya aracılığıyla yayıldı. Doğu Asya’da Almanya’ya ait başlıca iki liman Fujian ve Tayvan’da bulunuyordu. Bu iki bölgede de çayın telaffuzunun ”te” oluşu, mevcut iddiayı bir kez daha doğruluyor. Hollanda Doğu Hindistan Şirketi’nin Avrupa’ya geniş çaplı çay ithalatı ise bugün Fransızca’ya ”thé”, Almanca’ya ”tee” ve İngilizce’ye ”tea” kelimelerini kazandırmıştır.
Burada önemli bir tarihsel noktaya değinelim: Almanlar, Asya için bir ilk değildi. Zira Tayvan’ın Avrupa’daki sömürge adı olan Formosa’dan sorumlu Portekiz sahipti bu sıralamada ilk sıraya. Portekiz’in, Fujian boyunca değil de ”cha” kelimesi kullanılan Macao boyunca ticaret yaptığını görüyoruz ki bu da Portekiz’in haritadaki kıyısal konumuyla bağdaşıyor.
Sayıları nispeten az olmakla birlikte bazı dillerde ”çay” için özgün kelimeler mevcut. Bu durum, genelde, çayın doğal olarak yetiştiği ve halkın da çaya, zamanında, özgün isimler vermiş olması ile açıklanıyor. Örneğin Birmanya dilinde çayın karşılığı, ”lakphak”.
Yukarıdaki harita, küreselleşmenin iki farklı dönemini göstermektedir: binlerce yıllık ticari ürünlerin ve fikirlerin Çin’den Batı’ya yayılışı ve Asya kültürünün Keşif Çağı’nda denizlere açılan Avrupa’yı etkileyişi.
Biraz tarihi biraz coğrafi ve esasında dilsel bir araştırmayı içeren çevirimizi beğenerek okuduğunuzu umuyoruz. Yazının sonuna geldiğinizde, hemen her dilde ortak olan bir kelimeyi öğrenmiş bulunuyorsunuz.