Karamanlıca nedir? Nasıl bir dildir? Kimler tarafından kullanılır? Karamanlıca yayınlar var mıdır?
Bu yazımızda size yeniden tarihten desteklenen bilgilerle açıklayıcı bir yazı yazdık, keyifli okumalar…
Karamanlıca ya da Karamanlı Türkçesi ya da kimi kaynaklarda Karamanlidika olarak geçen ya da kendi tanımları ile “Yavan Türkçe” olarak adlandırılan bir dil… Kısaca, Grek harfleriyle yazılmış, okunduğunda ise bize Türkçe karşılığını veren dildir.
Aslında bu dilin yabancısı değiliz, bir örneğini de Osmanlı Türkçesinden biliyoruz, yani Arap harfleriyle yazılan Türkçe okunan dönem diliyle aynı özellikleri taşır.
Dilden bahsetmeden önce dilin etnik kökene değinmekte fayda var. Dili kullananlar “Karamanlı” denilen topluluktur. Karamanlılardan ilk defa bahseden kişi 1553-1555 tarihleri arasında İstanbul’dan Amasya’ya kadar giden Alman seyyah Hans Dernschwam’dır. Dernschwam, İstanbul Yedikule yakınlarındaki bir mahallede “Karamanos” denilen insanların oturduğunu, bunların Karaman’dan getirildiğini yazmaktadır. Semavi Eyice’ye göreyse, dilleri gibi bazen adları da Türkçe olan bu Ortodokslara Orta Anadolu’nun Karaman yöresinde rastlandığından, Karamanlı Rumlar adı verilmektedir. Böylece, Karamanoğlu Beyliği’nin topraklarında yaşayıp Türkçe konuşan bu Ortodoks topluluğun adlandırılmasının, mevcut kaynaklara göre coğrafi bir temele dayandığını söyleyebiliriz. Osmanlı millet sistemine göre “Rum milleti” sınıfına tabi edilmiştir.
Karamanlılar, Anadolu’nun iç ve güney kesimi ile Karadeniz Bölgesi, Balkanlar ve Kırım’da yaşamışlardır. Karamanlıların etnik kökenleri konusunda bugüne kadar iki görüş geliştirilmiştir. Birinci görüşe göre Karamanlılar, Yunan asıllıdır fakat Türklerin Anadolu’ya hakim olmalarından sonra Yunanca konuşanlardan ayrı kalanlar, egemen unsurun etkisiyle Türkleşmişlerdir. İkinci görüşe göre Karamanlılar, Malazgirt Savaşı öncesinde Balkanlara ve Anadolu’ya yerleşen, XI. yy.’da Bizans ordusunda paralı asker olan Türk boylarının bakiyeleri olmalıdırlar. Dillerini kaybetmeyen bu Türk boyları, çeşitli etkilerle, zamanla Hıristiyanlaştılar.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde ‘Rum Milleti’ bünyesine dahil edilen Karamanlı Ortodokslardan bir grup, Milli Mücadele Dönemi’nde Türk olduklarını dile getirmiş, Kayseri Zincidere’de bağımsız bir Türk Ortodoks Patrikhanesi kurarak Ankara Hükümeti’nin yanında yer almışlardır. Ancak, yaşanan siyasi gelişmeler çerçevesinde Türkiye ile Yunanistan arasında gerçekleştirilen Nüfus Mübadelesine dahil edilen Karamanlılar, Ortodoks olmaları nedeniyle Yunanistan’a gönderilmişlerdir.
Osmanlı arşivinde Karamanlılar; Zimmiyan-i Karaman, Karamanyan, Karamanî ve Karamanos gibi adlarla vurgulanmaktadır. Böylece bu adlandırmalarla Karamanlıların hem diğer Ortodokslardan (Grek, Bulgar, Süryani, Arnavut), hem de Müslüman Türklerden farklılıkları tanımlanmış olmaktaydı.
Karamanlıca metinlere ilk olarak İstanbul’un fethinden sonra rastlanmaktadır. Eldeki ilk Karamanlıca kitap ise 1584 tarihli Gülzar-ı İman-ı Mesihi adlı bir din kitabıdır. Daha sonra 1935 yılına değin İstanbul, Atina, Venedik ve Kıbrıs gibi yerlerde yüzlerce Karamanlıca kitap yayımlanmıştır. Çoğu dini içerikli ve Yunancadan tercüme olan bu kitaplar standart Osmanlı Türkçesi ile değil mahallî Karamanlı ağzı ile yazılmıştır. Karamanlılar, konuşma dilleri olan Türkçeyi, Rum Okulları’nda öğrendikleri Grek harflerini kullanarak yazı diline de dökmeyi becermişler.
Karamanlılar, mezar taşlarına ait kitabelerin yanı sıra konut, kilise, çeşme ve hamam kitabeleri ile 752 basılı yayın (dergi, gazete, kitap, broşür), tiyatro bileti, mühür, senet-diploma vb. basılı evrak bırakmışlardır.
Çoğunluğu Kayseri, Niğde ve Nevşehir’de, bir kısmı da Konya, Isparta, İstanbul ve Antalya’da olmak üzere, Karamanlıca kitabeli 22 Kilise, 3 hamam, 3 çeşme, onlarca konut ve mezar taşına ulaşılmıştır.
Günümüzde Karamanlıca yazılan kitaplar Anadolu’nun anadili Türkçe olan Ortodoks sakinleri tarafından, Venedik, İzmir ve İstanbul’un büyük basımevlerinde basılarak yayınlanmıştır. Eserler günümüzde Yunan ve yabancı araştırmacılar tarafından büyük ilgiyle incelenmektedir.
Küçük Asya İncelemeri Merkezi, 1950 yılından beri ana dili Türkçe olan Ortodoks nüfusun yayınlarına özel ilgi göstermiş olup Karamanlıca yazılan bu eserlerin kataloğunu düzenlemek görevini üstlenmiştir. Merkez’in araştırmacılarından Eu. Dallegio ile S. Salaville, Karamanlidika, Bibliographie analitique d’ ouvrages en langue turque imprimés en caractėres grecs (1584 – 1900), Cilt I – III adlı eseri yayınlamışlardır. 1980’lerde Evgeniya Balta KAİM yayınları kapsamında üç yeni cilt çıkararak çalışmanın kayıt yıllarının sınırlarını genişletmiştir.
Küçük Asya İncelemeri Merkezi’nin Karamanlıca ile ilgili kitaplığı İordanis Pambukis’in koleksiyonu ile daha da zenginleşmiş ve böylece 320 adet kitapla bu özel kültürün uluslararası alanda en önemli hazinelerinden biri olmuştur.
Özetle öğrenmek isteyenler için Karamanlıca oldukça basit. Grek alfabesini öğrenmişseniz ve Dil-Tarih-Coğrafya ve Edebiyat alanına ilgili iseniz kolaylıkla basit bir Karamanlıca mezar taşı veyahut bir yazıyı okuyabilirsiniz. Ben de yazımı tamamlamadan evvel Karamanlıca bir mezar taşı ve transliterasyonunu sizler için paylaşmak isterim.
BU MEZARTA SAKİN NİĞDE KARYESİNDEN İLOSONLU MEYHANECİ SAVVA ZEVCESİ HACI VİOLEEM YATIOR. ALLAH RAHMET EİLESİN. 1897 IOYLİOS 21
(Bu mezarda Niğde Karyesi Sakinlerinden, meyhaneci İlosonlu Savva’nın zevcesi Violeem yatıyor. Allah Rahmet Eylesin. 21 Temmuz 1897)
Sene bin sekiz yüz doksan dokuzda
yapılmışdır (yapılmıştır) Manastırda bu oda
Neftici Abraam (İbrahim) ağa hayratı
Peder zikrin daim etmek gayreti
otur burada et duayı eda
Pederi Savvasa rahm etsin Hüda
Kayseri’den
Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle, keyifli okumalar…
KAYNAKÇA:
Cemal EKİN, “KARAMANLILARIN SOY KÜTÜKLERİ: KARAMANLICA (GREK HARFLİ TÜRKÇE) KİTABELİ MEZAR TAŞLARI”, STD, XXVI / 2, Ekim | October 2017, Hitit Üniversitesi.