“Babbel, babbeln kelimesinin Almanca’nın Hessian dialektinde sohbet etmek anlamına gelen emir kipidir. İnşaatı tanrının işçilerin dillerini anlaşılmaz hale getirmesiyle durdurulan koca bir ziggurat olan İncil’deki Babil Kulesi’nin cinasıdır. Aynı motif Douglas Adams’ın ‘Otostopçunun Galaksi Rehberi’ndeki evrensel bir çevirmen olarak hizmet eden simbiotik bir balık olan Babil Balığı’na da ismini vermiştir. Babbel ayrıca İngilizce’deki ”babble” kelimesinin de eşsesli sözcüğüdür.”
İnteraktif bir websitesi ve mobil uygulama olan Babbel’in isim kökeni işte taa Babil Kulesi’ne dayanıyor! Başka türlü bir açıklama düşünülemezdi zaten, değil mi?
Babbel, sesli öğretimi ve tekrarlayıcı bir sistem kullanması ile yabancı dil edinimi hususunda dünyada en çok kullanılan uygulamalardan biri olma özelliğini taşıyor. Uygulamayı ilk 1 hafta ücretsiz kullanıyorsunuz, süre bitiminde ise uygulamaya devam etmek isterseniz sizden belirli bir ücret dahilinde aylık üye olmanız isteniyor. Benim gibi henüz uygulamayı denemediyseniz denedikten sonra sizlerle uygulamanın kritiğini yapabiliriz. :)
Babbel’in, Duolingo ile bir açıdan benzer olarak, yeni kelimelerin ve dilbilgisinin interaktif küçük sınavlarla tekrar edilmesini sağladığı belirtiliyor. Kullanıcılara her giriş yaptıklarında neye odaklanacaklarını seçme konusunda biraz daha esneklik sağlanıldığı, dinleme ve konuşma, okuma ve yazma, dilbilgisi ve hatta telaffuz konusunda çok detaylı derslerin seçebildiği vurgulanıyor.
Her gün 20 dakikalık bir çalışma doğrultusunda yeni bir dili nasıl öğrenip, kavrayabileceğimiz hususunda dilbilim uzmanları ile bir araya geliniyor ve çıkarımlar paylaşılıyor.
Babbel’de bir dil uzmanı olan Karoline Schnur, dil öğrenme yaklaşımlarının insanların günde 20 dakika harcayarak yeni bir dil öğrenmeleri olduğunu belirtiyor. Şaşırtıcı derecede kısa olan bir süreden bahsediyoruz. Schnur, çok fazla bilgi okuyarak her şeyi idrak edemeyeceğimizi vurguluyor. Bu bilgiyi aşırı yük veya bilişsel aşırı yük olarak adlandırdığını ve bu bilginin uzun süreli belleğe dahil olamadığını söylüyor. Bu yüzden bu kadar kısa bir süre temel ilke olarak alınıyor.
“Bir kerede çok şey yapmaya çalışmaktan endişe etmek yerine, küçük bir bilgiyi sık sık tekrarlamak daha fazla önem taşır. Uzun süreli belleğe bir şey almak için bağlantı kurmalı ve tekrar etmelisiniz. Dil öğrenmede tekrarlama gerçekten önemlidir.”
Babbel, bellek sınırlamaları ile özel olarak tasarlanmış ve aynı zamanda 20 dakika ilkesi ile psikolojideki “parçalama” prensibi ile uyuşan bir uygulamadır.
“Uygulamayı kullanırken, bir dersin tamamlanmasının hemen ardından değil, takip eden günlerde ve haftalarda bu öğelerin inceleme için geldiğini fark edeceksiniz. Tüm bu adımlar tamamlandıktan sonra, “Tamam, bu uzun süreli hafızanızda.” diyoruz. ”
İpuçlarına ve püf noktalara geldik!
1- Yolculukta öğrenme kadar keyifli bir şey yoktur. Toplu taşıma araçlarındaki ve diğer yolculuklardaki sıkıcı bir zaman dilimini, krizi fırsata çevirerek -eğer bir kamp yolunda değilseniz, denize nazır bir yerde tatil yapmayacaksanız, gezip görülecek güzel yerlerin hayalini kurarak ve müzik dinleyerek yolculuk yapmıyorsanız tabii- verimli bir hale getirebilirsiniz. Ve biliyorsunuz ki yolculuklar hayatımızda 20 dakikadan çok daha fazla zaman alıyor. Schnur, Babbel’deki çalışanların da toplu taşıma araçlarındayken zamanlarını bu şekilde değerlendirdiklerinden bahsediyor.
2- Hepimiz farklı kişilik tiplerine ve çalışma yöntemlerine sahibiz. Schnur, öğrencilerin çalışmalarını kişilik tiplerine uyarlayabileceklerini belirtiyor. Kendimizi ne kadar çok tanıyorsak verim alabileceğimiz yolu o kadar iyi bulabiliriz.
3- Schnur, haftada bir gün dilin gerçek hayata uygulanarak adapte edilmesini tavsiye ediyor.
Sahaya çıkın ve deneyimleyin!
Biz dil meraklıları algıda seçicilik olgusunu mütemadiyen yaşıyoruz. Mesela dışarıda herhangi bir yerde yabancı dile dair ufacık bir kelime dahi duyduğumuzda adeta bir yabancı dil sensörümüz var gibi insanlarla iletişime giriyor ve bundan haz alıyoruz. Aynı şekilde bazı zamanlar restoranlarda vereceğimiz siparişi unutup menüde gördüğümüz yazıları bağlantılamaya çalışıyoruz. Müzik listemiz bile dillere ayrılıyor! :) Tüm dünyadan insanlarla konuşup pratik yapabileceğimiz çevrimiçi uygulamalardan birsürü arkadaş ediniyoruz.
Dili yaşamınıza dahil edin!
“Uygulamak, bilgiyi uzun süreli belleğe almanın en iyi yoludur.”
4- Karoline Schnur son olarak günlük öğrenmenin alışkanlık haline gelmesinin gerekliliğini anlatıyor. Dilde yeterlilik anahtarın günlük pratik olduğunu ve bu tutarlılıkla her zaman yeni bir dil konuşabileceğimizi vurguluyor. Sürekliliğin dil edinimindeki önemi yadsınamayacak kadar büyüktür ve 20 değil 10 dakika olsa bile zaman ayırıp bağlantılamamız gerekir.
Elbette ki dil edinimi için sadece bir uygulama yeterli olamaz. Çeviri için ise hiç yeterli olamaz. Çeviri en sade tanımıyla bile bilgi, kültür ve dil becerisi ile harmanlanmış bir mozaiktir. Fakat Babbel gibi dil edinimine yardımcı olmaya çalışan interaktif güzel uygulamalar ile dil becerimizi geliştirebiliriz. Kendimize yeni bir dil kazanmak için fırsat verebiliriz. Bu yazıyı okuduktan sonra yeni bir dil öğrenmeye başlayalım mı? Ne dersiniz?
Kaynakça: