Türk kültüründe çeşitli korku ögeleri mevcuttur. Bunlar halk ağzıyla kulaktan kulağa dolaşarak tıpkı Grimm Masalları gibi bazen yöreden yöreye değişiklik göstermiş, bazense üzerindeki kıyafetine kadar aynı kalmıştır.
Eskiden vampir öyküleri ve elfler yokken biz sobanın ışığında yatak içerisinde garip masallar dinlerken korku ögeleri olarak önümüze sunulan kahramanların uzun dişleri veya kulakları yoktu. Bizimkiler genelde kişilerin kafalarında canlandırabileceği ve görüntüsü kişiden kişiye farklılık gösteren ögelerdi. Bizim oralarda, Trakya`da, genelde Dunganga ile büyürüz. O yüzden benim favorim ne bir vampir ne bir kurbağadır. Benim favorim Dungangadır.
UMACI
Geceleri evleri tek tek gezip uyumayan çocukları sepetine atıp götürdüğü rivayet edilen kişi.
DUNGANGA
Yatağa hemen yatmaları için küçük çocukları korkutarak söylenen masalın kahramanıdır:
“evvel zaman içinde
var imiş bir dunganga
alırmış çocukları atarmış sepetine
yaparmış hep dunganga dunganga dunganga..”
ALKARISI
Alkarısı halk ağzında, yeni doğmuş bebeklere musallat olan suratı inanılmaz çirkin ve uzun siyah saçlı bir cindir. Kırmızı renk kıyafetler giyer ve ayakları terstir. Böbrek ve dalakla beslenir.
KONCOLOS
Bizans cadısı. Soğuk İstanbul gecelerinde at arabalarına binip İstanbul sokaklarını gezdiği rivayet edilirmiş.
GULYABANI
Arapça kökenlidir. Anlamı ise: karanlık ve sessiz yerlerde, insanın gördüğünü sandığı korkunç hayalet.
KARAKONCOLOZ
Zemherinin ilk on gününde sokaklarda dolaşıp insanlara “nerden geliyosun, adın ne” gibi sorular sorduğuna inanılan yaratık. Elinde kocaman bi tarak taşır. Sorduğu sorulara verilen cevapların içinde kara sözcüğü geçmelidir (misal: Karaköy`e gidiyorum) yoksa elindeki tarağıyla insanın kafasına vurur ve öldürür. Bu yaratık evlerin çevresinde dolanır, açık kalmış küplere tükürür ve çişini yapar. insanların yakınlarının seslerini taklit edip onları dışarı çağırır. çağrılan kişi uyanırsa evine dönebilir yoksa donarak ölür.
HOHOÇİ
Umacı, çocukları korkutmak için kullanılan hayali yaratık.
Kaynakça
- eksisozluk.com
