Çeviri Blog Saygı ile Andı… Nazım Hikmet Ran 116 Yaşında…

Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben…
Bahtiyarım…

Dizelerindeki gibi bir pazardı… Büyük Usta Nazım Hikmet’in 116. doğum gününde Sarıyer Belediyesi ile Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın ortaklaşa düzenlediği etkinlikteydik. (14 Ocak 2018/ Pazar)

Maslak Uniq Kültür Merkezi’nde düzenlenen gecede başta Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü ve programı düzenleyen Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Rutkay Aziz olmak üzere; müzik, sinema, tiyatro ve edebiyat camiasındaki birbirinden usta değerli isimlerin de sahne aldığı gecede Çeviri Blog olarak orada olmak bizi de oldukça mutlu etti.

Suavi, Melike Demirağ, Çell-İstanbul, Haydar Özay, Hülya Aksular, Altan Gördüm, Vahide Perçim, Levent Üzümcü “Anlatılan Senin Hikayendir” oyunundan bir bölüm sergiledi ve Nebil Özgentürk’ün “Nazım Hikmet” adlı belgeselini izledik.

Türküler söyledik, telefonlarımızın ışıklarını açıp salonda bir gökyüzü yarattık ve usta şairimize ışıklarımızı gönderdik… Şiirleri seslendirildiğinde duygulandık, insanı insana insanca anlatma sanatına bir daha hayran olduk.

Nazım’a Karanfiller

Nazım Hikmet için ikinci tören ise Türkiye’den ayrıldığı son kara parçası olan Tarabya’da düzenlendi. Tarabya Oteli’nin önünde saat 11.00’de başlayan anma töreninde Nazım Hikmet için denize karanfiller bırakıldı. Hemen ardından Boğaz’a açılan teknede şairin şiirleri Grup Abra tarafından seslendirildi. (15 Ocak 2018 / Pazartesi)

Denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.

Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
Balık mı olsam,
yosun mu yoksa? ..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.

Nazım Hikmet denince akıllara önce kuşkusuz memleket aşkı gelir. Ardından, âşık olduğu kadınlara yazdığı kitaplar. Ülkesine bu denli tutkuyla bağlı olan birinin, memleketinden sürgün edilmesini şiirlerine döken Nazım’ın aşk şiirleri de bir o kadar ses getirmiş, özellikle Piraye’ye Mektuplar kitabı, unutulmaz eserler arasında yer almıştır. Nazım Hikmet’in kaleme aldığı eserleri, yalnız o hayattayken değil ölümünden sonra da tam 40 dilde yayınlanmıştır.