Voynich Manuscript (Elyazması) Nedir?
1450- 1520 yılları arasında yazıldığı tahmin edilen ve bilinmeyen bir yazı türü ile yazılmış gizemli bir kitaptır. Bu gizemli kitaba ismini veren, 1912 yılında kitabı bulan ve varlığını ortaya çıkaran kişi, Wilfrid M. Voynich adındaki bir sahaftır.
Kimi düşünceler kitabın sahafın uydurması olduğunu ileri sürmüş olsa da bütün bu iddiaları yerle bir eden bilimsel incelemeler bulunmaktadır.
Ne içerir?
El yazmasının içeriğini çok sayıda ilginç resim ve yazılar oluşturmaktadır. Bu resimler yıldızları, bitkileri ve tuhaf bir tesisatla birbirine bağlı küvetlerde yıkanan çıplak kadınlardan oluşmaktadır. Bu resimlerin doğrultusunda, kitabın astroloji, bitki bilimi gibi çeşitli konulara değindiği tahmin edilmektedir.
Yıllardan beri dilbilimciler, kriptologlar, tarihçiler, çeşitli branşlardan bilim insanları ve meraklılar tarafından yoğun olarak incelenmektedir ancak çözüldüğüne dair bir kanıt bulunmamaktadır. İstatistiksel ve dilbilimsel çözümlemeler, metnin rastgele yazılmış anlamsız bir işaret yığını değil, aksine doğal bir dilin yazıya geçirilmiş hali olduğunu gösterir niteliktedir. Ne var ki hangi dilde olduğu ile ilgili net bir bilgi bulunmamaktadır.
İngilizceye ya da herhangi bir Avrupa diline benzemeyen tuhaf bir dil ile yazılmış olması bu elyazmasını gizemli kılan bir durum olarak görülmektedir. 20. yüzyılın en iyi şifre çözücüleri bile bu kitap karşısında hayrete düşmüştür. Kitap 196 yılında Yale Üniversitesi Beinecke nadir kitaplar bölümüne New York’lu antika kitap satıcısı N.P. Kraus tarafından bağışlanmış olup, ebatları 15 cm.ye 22,5 cm’dir ve 240 sayfadan oluşmaktadır. Ancak tamamının 270 sayfayı bulduğu düşünülmektedir. Şifalı otlar, astronomi, anatomi, farmakoloji ve reçeteler olmak üzere beş bölüm bulunmaktadır.
Gizemi sürüyordu…
Amerikalı sahaf William Voynich, 1912’de İtalya’da üzerinde anlamsız sembol ve resimler bulunan 240 sayfalık bu belgeyi satın aldığında kendisi de çözülemeyecek bir dilde yazılmış gizemli bir kitap aldığını tahmin edememiştir.
Voynich hayatını metnin deşifresine adamış ancak hiçbir şekilde başarılı olamayacağına karar verip 1969 yılında kitabı Yale Üniversitesi’ne bağışlanmıştır. Voynich el yazması/ kitap olarak bilinen bu gizemli belge, şifre çözücülerin merak ve ilgi odağı haline gelmiştir.
Kitabın içerikleri hiçbir yolla deşifre edilemediği gibi içerisindeki resimler de oldukça ilginçti. Kimileri bunların uzaylıların gönderdiği birtakım şifreler olduğunu iddia ederken, bazıları da bunların ilaç tarifi olduğunu söyledi. Kitapta resmedilen bitkilerin hiçbirinin dünya üzerinde daha önce görülmemiş olması ise gizemin en büyük parçası idi. Hatta bir grup araştırmacı, bu kitabın bir ölümsüzlük ve tanrı korkusu hakkında olduğunu bile iddia etti, onlara göre bu kitabın dili çözüldüğünde ölümsüzlük iksiri de bulunmuş olacaktı.
Bir iddia ise bu kitabın tamamen kandırma amaçlı yazıldığı yönünde idi. Ancak öyle sistematik biçimde yazılmıştı ki bu iddia diğer iddiaların yanında ciddiye bile alınmamıştır.
Kitabın içinde tekrarlanan sembollerin, “Tanrı korkusu” ve “Ölümsüzlük” anlamına geldiğini ileri sürenlerden biri olan, Japon savaş kodlarını çökerten Amerikalı şifreci William Friedman tarafından oluşturulan takım, aylar süren çabalarının sonunda belgeyi, “Çözülemez” olarak nitelendirmiştir (2001). Ayrıca şifre çözmekte uzman bilgisayarlarla yapılan çalışmaların da sonuçsuz olması üzerine Friedman, “Bu işe hayatımı verdim bir de kitap yazdım ama hepsi boşaymış” sözleri ile açıklama yapmıştır.
Gizemli bu kitap için yaptıkları çalışmalara, Yale Üniversitesi 2001 yılında son vermiş ve çevrimiçi kütüphanesine yazmanın sayfalarını koymaya karar vermiştir. (Kitap hâlen Yale Üniversitesi’nde saklanmaktadır.)
Gizemli kitaba dair bilinenler…
- Kitapta var olan içerikler rastgele karalamalardan, resimlerden ya da hiyerogliflerden oluşmuyor. Yazarının, kendisinden başka kimsenin bilmediği bir dil geliştirmiş olduğu ve o dilin alfabesi ile düzenli olarak yazılmış olduğu biliniyor.
- Avrupa geleneklerine uygun olarak kaleme alınmış olduğu biliniyor. Kullanılan harfler de, harflerin soldan sağa kullanım şekli de Avrupa geleneklerine tamamen uyuyor ancak herhangi bir dil ile ilişkilendirilemiyor.
- Yazılarda kullanılan 25-26 kadar harfin aynı olması, kelime başında ve sonunda şekil değiştirmemesi de Avrupa geleneklerine uygun bulunuyor. Kitabın yazımında herhangi bir duraksama ya da akışında bir bozukluk, aksaklık bulunmamasından dolayı kimi uzmanların, kitabın yazarının bu dile aşina olduğunu düşündüğü biliniyor.
4. İçeriğinde gizli bir şifreleme sistemi olduğu biliniyor. Bunun rahatça söylenmesi ise daha önceki maddelerde de yazıldığı üzere bir alfabetik sistemin söz konusu olmasıdır. Ancak bu bilgiler de gizemin çözülmesine yetmedi.
Esas soru: Bu kitap kim tarafından ve ne amaçla yazılmış olabilir?
Bir çok iddia olsa da kanıtları olmadığından dolayı yalnız iddia olarak kalmaktadır. Kitabın, gelecekte kaos ortamı yaratmak ve insanları çılgın bir bilinmezliğe sürüklemek adına yazılmış olabileceği iddiası en çok desteklenen iddia olmakta. Diğer iddia ise, yazarın yaşadığı dönemde bir sistem ile kitabı yazdığı ve zamanla insanların bu sistemin gizemini çözebileceğini düşündüğü için açıklamalara yer vermemiş olması yönünde. Son teori ise, yazarın dünya dışı zeki varlıkların yardımıyla yazmış olabilirdi, yani kitabın yazarı bir anlamda uzaylılardı.
Yıllarca bu kitabın gizemini ve şifresini çözmeye çalışan kriptoloji uzmanlarının ve tarihçilerin maalesef akli dengelerini kaybetmiş olduğu bilim tarihine geçmiştir.
Türkiye’de de yazılmış olabilir…
2014 yılında İngiltere’deki Bedfordshire Üniversitesi’nden uygulamalı dilbilim profesörü Stephen Bax, Yale Üniversitesi’nde korunan kitaptaki 10 sözcüğün şifresini çözdüğünü, 14 sembolün ise ne anlama geldiğini tespit ettiğini açıklamıştı. Üniversitenin ödüllü profesörü, adeta Indiana Jones’un ayak izlerini takip edip analitik bir yaklaşımla 600 yıllık elyazmasının şifresini kırdığını ileri sürmüştü.
Kitabın, karbon tarih saptamasına göre 1404-1438 yılları arasında yazılmış olduğu düşünülmüştür. Rönesans dönemi İtalyası’na ait olma ihtimali yüksek bulunmuş ancak sayfalarda bulunan ay çiçeklerinin 15. yüzyıl Avrupası’nda henüz yetişmiyor olması gerçeği bu teoriyi yıkmıştır. Kitabın bir çalışma grubu tarafından elde edilen bilgileri aktarma amaçlı yazılmış olma ihtimali de yüksek bulunmuş olup, yine aynı grup, Avrupa’ya yakın bir yerde, örneğin Türkiye, İran ya da Kafkasya’da yazılmış olabileceğini düşünmüştür. Dikkatli bir dil analizi sonrasında metin kelime kelime incelenmiş olup, çalışmalar şöyle özetlenmiştir:
“Metindeki belli kelimeleri incelerken zamanında Mısır hiyeroglifleri ve diğer gizemli metinleri başarıyla çözümleyen yaklaşımları takip ettim. Sonra da bu kelimeleri kullanarak metni anlamaya çalıştım. El yazması yıldızların ve bitkilerin illüstrasyonlarını içeriyordu. Bazılarını Arapça ve ortaçağa ait diğer dillerdeki bitki reçetelerinden isimleriyle teşhis etmem mümkün oldu. Ve sonra şifre çözümlemelerine başladım ve heyecan verici sonuçlar elde ettim.”
Pax’ın çözümlediği sözcükler arasında yedi yıldız çiziminin hemen yanında yer alan ‘Taurus’ (Boğa burcu) ve kantoron bitkisinin resminin yanında görülen ‘Kantairon’ sözcüğü bulunmaktadır. Bax’ın çözümlemeleri el yazmasının bir kısmını içeriyor olsa da, dilbilim ve kriptoloji dünyasında heyecan yaratmak için yeterliydi. Çalışmalar, metnin tamamen çözülmesi yolunda bir dönüm noktası olarak görülmüş ancak tamamının çözülmesi konusunda yine bir başarı söz konusu olmamıştı.
Stephen Bax sayesinde az da olsa bilgilendik. Yıllardır belgesellere konu olmuş, çalışmaların ana maddesi haline gelmiş ve “okumayı, çözmeyi deneyeni delirten kitap” olarak adlandırılan bu el yazmasının sizce yıllar içinde tamamı çözülür mü?
Sizin fikriniz nedir?
Kaynakça
Görseller
Cok etkileyici. Bu denli gizemli seylerle ilgilenenlere “Grimm” dizisini öneririm.
:) Mutlaka bakacağım!