Oulipo akımına gönül veren yazarların en çok tercih ettiği diğer teknik ise Snowball tekniği. Snowball tekniği, tıpkı isminden de anlaşılacağı üzere her satırının tek bir kelimeden ve birbirini izleyen her bir kelimenin de diğerinden bir harf daha uzun olduğu yazılar yazılması için kullanılan bir tekniktir.
Örneğin,
Diğer bir teknik ise, yazıda belli bir ya da birden fazla harfin kullanılmaması ile bir eser oluşturulması amaçlanan Univocalism‘dir. Yine isminden anlaşılacağı üzere, Univocalism kullanan bir yazar eserindeki tüm kelimelerin sesli harflerinin aynı harften oluşmasına önem verir. Yani “a” harfini seçen bir yazar, yazısı boyunca “a”dan başka bir sesli harfin geçtiği herhangi bir kelimeyi kullanmaz. Bunun yerine anlatmak istediklerini “a” harfinin geçtiği kelimeleri kullanarak anlatır.
2011 Univocal Challenge kazananlarından birisi olan Alister MacQuarrie’nin Sam’s Grand Slam adlı şiir univocalism tekniğine güzel bir örnek oluşturur:

“Sam flaps past, calm as a mad bat,
Hasn’t a map, sans hat, fad clad,
A sad dad at a crap party. Grabs a stand and –
Hardly a bard, Sam plays anyway. Crazy jams
and whammy bars and… flat, flat, flat.
Can’t play any jazz, and jazz fans pack all stands –
Sam’s bad day. Cats can’t stand Sam’s pap – a car crash.

Sam’s hands slap at bass, a last gasp. Slam’s a wrap, Sam, that’s all…

Cram that! Sam’s hands warp, amass an attack – rad Sam’s back –
And my Gawd, that man can play!”

“All roads lead to Rome” ve “A rolling stone gathers no moss” cümlelerinin birbiriyle iç içe geçmesiyle “All roads gather no moss.” ve “A rolling stone leads to Rome.” olarak iki farklı cümle oluşturması tekniğine ise Perverb ismi verilmiştir.

Eye Rhyme 
ise, bir şiirdeki kafiyelerin telaffuzu açısından bir ritim oluşturmak yerine göz açısından yani heceleme açısından bir benzerlik göstermesi için oluşturulmuştur.

Örneğin, “sew” ve “blew”,  “read” ve “dead”, “love” ve “prove”, “derange” ve “orange” kelimelerinde olduğu gibi.

Sonuncusu ise, Lipogram adını verdikleri bu teknikte ise esas olan yine Univocalism’de olduğu gibi bir harf belirlemek ve bu kez, belirlenen harf olmadan bir yazı oluşturmaktır.

Bu tekniğe başvuran yazarlardan birisi de Georges Perec’dir. Perec’in otuza yakın bölümden oluşan La Disparition (Kayboluş) adlı romanında hiç “e”harfi yoktur, ki orijinal dili Fransızca olan kitabın en çok ses getiren yönlerinden birisi de budur çünkü Fransızcada “e” harfinin kullanılmamasıyla kelime haznesinde yaklaşık %30-40’lık bir daralma meydana geldiği düşünülmektedir. Tüm bu tekniklerden göreceğimiz üzere, yukarıdakilerden seçebileceğimiz bir teknikle yazı yazmak çok eğlenceli olabileceği gibi çok da zorlayıcı olacaktır. Peki bir yazar olarak değil de, bir çevirmen olarak Oulipo akımının benimsendiği bir kitabın çevrilmesi nasıl olacaktır? Eminim eğlenceli olacağı kadar da uzun zaman alacak ve zaman zaman çevirmeni çıkmazlara sürükleyebilecektir. Örneğin bir yazarın söylemek istediği şeyi bir harfi kullanmayarak söylemeye çalışması dahi dili sınırlandırırken, bir de çevirmenin hem anlamı hem biçimi koruyarak bu eseri çevirmesi çok da kolay olmayacaktır. Peki Perec’in ünlü eserini çevirmenler nasıl çevirmişler, gelin göz atalım.


La Disparition’ı A Void 
ismiyle İngilizceye çeviren Gilbert Adair çevirisinde sözdizimsel ve anlambilimsel kaydırmalara ve yerelleştirmelere daha sık başvurmayı tercih ederken; Vanish’d ismiyle kitabı İngilizceye çeviren John Lee, Adair tarafından yerelleştirilen kültürel unsurları değiştirmemeyi tercih etmiş. Eserin Türkçeye kazandırılmasını sağlayan Cemal Yardımcı ise, çevirisine eserin amacını korumaya çalışarak bulmacalar ve söz oyunları eklemiş. Örneğin, Perec kitabı yazarken “e” harfini hiç kullanmadığı gibi, bölümlere ayırdığı kitapta “e” harfinin verileceği bölümü yazmamış diğer harfe atlamıştır. Bu kısmın çevirisinde Cemal Yardımcı bir 5.bölüm eklemiş ve bölümün başında “Burada, kitabın yarı yazarı C.Yardımcı zorunlu olarak lafa karışır…” ifadesiyle çevirisinde izlediği stratejilere dair fikirlerini belirtmiştir. Kimilerince Yardımcı’nın kitaba 5.bölüm eklemesi kitabın formatını değiştirmek olarak eleştirilirken, kimilerince kitabın ve yazarın okurlarca daha iyi anlaşılması için bunun gerekli olduğu belirtilmiştir.

Kısacası,  Oulipo grubu matematik-mantık-edebiyat üçlüsünü birleştirme amacıyla metinlere çeşitli sınırlamalar uygulayarak yeni biçemlerin ortaya çıkmasını ve edebiyata yenilikler getirilmesini sağlamıştır. Bu metinlerin çevirisinin ise,  önce metinleri ve sınırlamaları orijinal dilinde çözümledikten sonra aynı sınırlamaların hedef dile de aktarılmasını sağlayarak yapılabileceğinden ya da yapılmaya çalışılabileceğinden bahsetmek mümkün.

KAYNAKÇA: 
Tags: