Sözlük yazarları, Türkçe ve İsveççe’yi benzerlikleri açısından kaleme almışlar ve ortaya şaşırtıcı bilgiler çıkmış.
Konuya başlarken şunu belirtelim ki; İsveç tarihinin kurucusu sayılan Prof. Sven Lagerbring, yaptığı araştırmalar sonucunda hem dilsel ortaklıklardan hem de mitolojik benzerliklerden hareket ederek, İsveçlilerin atalarının Türkler olduğunu ortaya koymuştu. Lagerbring, İsveççe’nin, bir Türk kabilesi lideri olan Oden tarafından getirildiğini de tespit etmiştir.
Türk ve İskandinav milletlerinin benzerliği, Şaman oldukları bilinen ve Kuzey İskandinavya’da yaşayan Laponlar’a dayanmaktadır.
Dilbigisinde sessiz harflerde d-t, k-g, b-p, f-v, f-b çiftlerinin, kelimenin anlamını değiştirmeksizin birbirine dönüşebilmesi, Türkçe-İsveççe gramer yakınlığını gösteren Lagerbring’i bir kez daha doğruluyor.
Sözlük yazarı, konunun temeline inebilmek adına ilk sözlüklerimizden biri olan Divan-ı Lugatit Türk’e başvurmuş ve kanıt niteliğinde örnekler paylaşmış.
Merhaba = hallå : ‘Merhaba’, Türkçe bir sözcük olmamasına rağmen İsveççe’sindeki ‘hallå’ya kök oluşturan ‘al, allamak’ öz Türkçe’dir ve ‘selamlamak’ anlamına geliyor. Sadece İsveç dilinde değil; İngilizce ve diğer Germen dillerinde de bulunan ‘hello/halla’ kelimeleri öz Türkçe’den geliyor.
Nasılsın = hur mår du : Evet, ‘hur mår du’ kalıbı da, Kaşgarlı Mahmut’un, sözlüğünde yer verdiği, ‘hal hatır sormak’ anlamındaki ‘turgardu, turgarmak’tan geliyor.
İyiyim = jag mår bra : ‘Yaşamak, iyi olmak’ anlamına gelen, öz Türkçe ‘yaqmarmak, yaqurmak’tan geliyor.
Barış = fred : ‘Anlaşma sağlanılması’ anlamında kullanılan ‘beredmek, bredilmek’ten geliyor.
Aşk = älskar : ‘Kurtarmak, sevmek, sahiplenmek’ olan ‘alsqımak’tan geliyor.
Korku = rädsla (İsveççe) = Röd/öd (öztürkçe)
Nefret = hat (İsveççe) = hate (ing.) = eyt (öztürkçe)
Tanrı = gudom (İsveççe) = kuday/kutay (öztürkçe)
Yapılan diğer tespitlerde; ‘kuday’ kelimesinin Hint-Avrupa dillerine ‘hüda’ olarak geçtiği ve son şeklini ‘god’ olarak aldığı dile getirilmiş. Örnekleri çoğaltacak olursak; Slav ve Helen coğrafyalarında kullanılan ‘jelena, helena, selena’ gibi isimlerin kökeni de Türkçe’de ‘rüzgar tanrıçası’ anlamında kullanılmış olan ‘yel ana’.
Sonuç olarak, hem Türkçe kaynaklara hem de İsveççe tarihçisi Lagerbring’in araştırmalarına bakılırsa, sözlük yazarı gayet başarılı bir tespit yapmış. Her ne kadar “öz Türkçe” olarak sahip çıkamasakta , dilimiz Türkçe’nin, dünya üzerinde pek çok dilin kaynağı olduğunu bilmek gurur verici.
AKADEMIK ÇEVRE NE DÜŞÜNÜYOR?
Türkiye’de bu konuyla ilgilenmiş isimleri başında Abdullah Gürgün geliyor. Yaşamını Türkiye-İsveç arasında geçiren Gürgün, İsveçlilerin Türk Kökenleri Üzerine adlı kitabında, Divan-ı Lugatit Türk’e varıncaya değin değerli tarihsel belgelere ve bilimsel kaynaklara yer verdi. Prof. Lagerbring’in Isveççe’nin Türkçe ile Benzerlikleri adlı kitabını Türkçe’ye kazandırdı. Hem Gürgün’ün hem de Lagerbring’in kitabı basında ve akademik çevrede büyük yankı uyandırdı. Bir yandan Gürgen’in kitabına İsveçlilerden bile ilgi gelirken bir yandan da itirazlar yükseldi. Öyle ki, İsveçli Türkolog Lars Johansson, Gürgen’in kitabı için, “Arşivin tozlu raflarından bir kitap çıkarmış, uydurma bilim yapıyor.” sözlerini kullandı. Bunun üzerine Gürgen, yazdığı kitabın asıl kaynaklarının Kraliyet Kütüphanesindeki kitaplar ve Lagerbring’in kitabı olduğunu açıkladı. “Lagerbring’in işaret ettiği kaynaklara daldıkça ben de şaşkınlığa düşürecek bağlar bulmaya başladım. Türk dünyası ile Iskandinavya arasında çok şaşırtıcı bağlar var.” diyor Gürgen.
Kaynak: