Home ofis, Türkçe tabiri ile evden çalışma. Teknolojinin gelişmesiyle özellikle hizmet sektöründe telefon ve internet üzerinden yapılan görüşmelerin ofisten çıkıp eve girmesine verilen isimdir. Teknolojinin henüz gelişmediği zaman diliminde de evden çalışmalar mevcuttu bunlar daha çok halı, kilim işleme vb. işleri içeriyordu ama teknolojinin gelişmesiyle hem zaman hem de maddi açıdan tasarruf edebilmek açısından evden çalışma gittikçe yoğun bir hal almaya başladı.
Evden çalışma, cinsiyet ve yaş fark etmeksizin hemen herkesin yapabileceği bir çalışma biçimidir. Özellikle kadınların aile yaşamı ve çocuk bakımındaki dengeyi kurabilmesi için hem zamandan tasarruf edip hem para kazanabilmek için yarı zamanlı ya da tam zamanlı olarak seçtikleri bir iş türüdür.
Evde çalışmanın hem kişilere hem de ekonomiye pozitif anlamda katkı sağlıyor olması bu iş kolunun giderek daha da yaygınlaşmasını sağladı. Bu yaygınlaşmada çalışanların hakkını korumak evden çalışmanın olumsuzluklarını yok edip daha fazla olumluluk katabilmek adına hukuksal bir güvence altına durumu oluşmuştur. Bazı ülkelerde bu durum aşılmış olsa da ülkemiz dahil hala bu sorunu tam anlamıyla çözüme kavuşturamamış ülkeler de mevcuttur.
Home Ofis Kavramı
Home ofis çalışma, hem evde ofisten bağımsız bir şekilde çalışma hem de ücretli çalışmanın ortak bir paydada kesiştiği çalışma türdür. Bu tür literatürde “freelance” olarak karşılık bulmaktadır. Freelance, serbest çalışma anlamına gelmektedir. Eğer kişi kendi işini yapıyorsa serbest çalışan bağımsız olarak girişimci olarak karar verme yetkisine sahip, müşterilerini serbestçe seçme, fiyatlarını belirleme, ürününü tüketiciye pazarlama ile birlikte işletme riskini kendisi taşımakta ve kazanca da kendisi sahip olmaktadır.
Home ofis çalışan kişi eğer bir şirkete veya kuruma bağlı ise yine oranın zaman diliminden ayrı bir şekilde çalışma şansı bulup yol da kaybedilen zamandan tasarruf edilmesini sağlamakta fakat burada müşterisini kendi seçme şansı olmamaktadır.
Home Ofisin Biçimlenmesi
1970 sonrası Post Fordist süreç içerisinde standart kitlesel üretim yerine tüketici odaklı esnek üretim anlayışı oluşmuştur. Esas itibariyle esnek olmayan işgücü arzını işsizliğin temel sebebi olarak değerlendiren yeni liberal yaklaşım, mevcut ekonomik bunalımın temel önemli unsuru olarak özel sermaye göstermektedir. Bu gelişmelerle beraber bilgi iletişim teknolojilerinin de etkisiyle üretimin mekânsal yapısı değişerek evden çalışma yaygınlaşmıştır.
Endüstrileşmiş ülkeler dahil olmak üzere birçok ülke evde çalışma ile ilgili yasal düzenlemeleri geçen yüzyılın ilk yarısında yapıldığı tespit edilmiştir. Yani bu durum evden çalışanların iş hukuku gereğince korunmaya alındığı ve işçilerin tüm haklarından yararlanması amacıyla yasal statüye kavuşturulması manasına gelmektedir.
Bu düzenlemeler sonucunda evde çalışanlar uzaktan alışma, esnek çalışma gibi farklı tanımlarla yasal düzenlemeler içeresinde yerini almıştır.
Tam zamanlı evden çalışan ve yarı zamanlı evden çalışan olarak evden çalışmanın iki kategorisi mevcuttur. Tam zamanlı evden çalışan durumunda çalışan kişi gerekli malzemeleri almak veya toplantı dışında ofise nadiren giden, iş yükünün çoğunu evde yapan çalışana verilen isimdir. Yarı zamanlı evden çalışanlar ise işlerin büyük kısmını evde hazırlarken belirli günler ya da saatlerde ofise gidip oradan çalışması gerekenler için kullanılan zaman dilimine verilen isimdir.
Home Ofis Çalışmasında Kadınların Rolü, Hakları ve Kazanımları
Geleneksel bir tabirle evde iş yapmak denilince akla gelen ilk şey ev hanımlığı ve ev işleridir. Fakat artık bu algı teknolojinin gelişmesi ve serbest çalışmanın yaygınlaşması ile birlikte değişmeye başladı. Evde serbest çalışma işi erkeklere oranla kadınların daha fazla tercih ettiği bir çalışma sektörü olduğu araştırmalarla kanıtlanmış durumda. Evde çalışma sayesinde toplumdaki cinsiyetçi normların da böylece önüne geçilmesi hedefler arasında yer almaktadır. Yani home ofis kolaylığı sayesinde kadın çalışan evden istediği işi çok rahat bir şekilde yapabilme imkanına sahip olmaktadır.
Kadınlar açısından evde çalışmanın olumlu yönleri oldukça fazladır. Zaman tasarrufu sayesinde, çocuklarına yeterince vakit ayırabilme, kendi sosyal aktivitelerine yeterince vakit ayırabilme, yolun yıpratıcı durumlarından kurtulma gibi birçok olumlu etmen vardır.
Tabii ki bulanda geçmişte ve bazı yönleriyle hala hukuksal olarak oturtulabilmiş bir düzenin olmadığı düşünülmektedir.
“Çoğunluğu Toronto, Kanada’da yaşayan evden çalışan göçmen kadınlarla ile 19911993 dönemlerinde yapılan ankette, kadınların öğrenme becerileri ve eğitimleri dikkate alınarak çalışma yaşamındaki sorunları tespit edilmiştir. Buna göre, işverenler ücret artışına karşı sözleşmeyi imzalamaktan kaçınmakta, evden çalışanlara yönelik kanun maddelerine (Employment Standarts Act) uyulmamakta, tecrübe ve iş becerisi ücrete yansıtılmamakta, parça başı iş için ücret bilgisi verilmemekte, yapılmayan tatil ücreti ödenmemekte, iş ile ilgili sağlık ödemeleri yapılmamaktadır. Ancak yasal düzenlemeler çerçevesinde evden çalışanlar için özel sertifika izin belgesi düzenlenmektedir. İstihdam standartlarına (T4A) göre, evden çalışanlar, %4 tatil ödemesine hak kazanmakta, fazla mesai için haftada 44 saatin üstünde ek ücret ödenmesi, tatil ve sağlık desteği ödemeleri gibi hususlara uyulması gerekmektedir. İş gücü Kanunlarına göre evden çalışanların işle ilgili kullanılan makinelerin bakımı işverenin sorumluluğunda olup, çalışır durumda olması için gerekli masraflar üstlenilmelidir. Norveç’te Statoil firması tarafından evden çalışan 546 kadın katılımcı ile her biri 45 dakika süren telefon görüşmesi kaydedilmiştir. Katılımcıların %97 ‘sinden gelen yanıtlarda kendi ve aileleri açısından koşulların daha olumlu olduğu, çalışanlarla ve yöneticilerle daha iyi iletişim kurabildikleri, iş yükünün işyeri ile aynı olduğu günlük zamanı daha kolay ve verimli planlayabildiklerini ifade etmişlerdir.”
Bu araştırmalar sonucu evden çalışan kadınların, aynı işi yapan erkeklerden ücret olarak daha düşük ücret aldığını ve daha uzun çalıştıklarını, iş sorumluluğun getirdiği yıpratıcı yükten daha çok etkilendiği tespit edilmiştir.
Bulgaristan’ın AB’ye geçişi ile birlikte devlet politikalarında yapılan değişiklik sayesinde kadınlar daha fazla hak elde etmiş, gelirin yükseldiği, nitelikli iş yapan kadın çalışanların daha yüksek statü ve iş imkanına kavuştuğu gözlenmiştir.
“İşgücü arzı teorisi iki yaklaşımda bulunmaktadır. Biri, çocuk bakımı koşullarının kadının evde geçireceği zamanı belirlediğini ikinci yaklaşımın da çocuk bakım maliyetinin annenin maaşın üzerinde bir vergi etkisi yarattığı yönündedir. Yüksek çocuk bakım maliyetinin daha düşük net ücretle sonuçlanması nedeniyle istihdam ve ücretli çalışma saatlerini azalttığını ifade edilmektedir. Böylelikle, işgücü arzı bakımından, hanede çocuk olmasının kadının istihdam kararlarını etkilediğini öngörülmekte, çocuk bakım maliyetinin de kadının efektif piyasa ücretini düşürdüğünü belirtilmektedir. Araştırmalar cinsiyete dayalı farklı davranışlar sergilendiğini göstermektedir. Kadın organizasyon el kontrole tabi olma yanında aileye karşı yapılması gereken yükümlülükleri de üstlenmiş durumdadır. Evden çalışmada erkekten farklı olarak işini yaparken evin işlerine de odaklanmaktadır. Oysa erkeklerde evde bile olsa sadece işe odaklanmaktadır. Home ofis çalışma ortamı çocuğu okula götürmek gibi günlük işlerde gerekli kolaylık sağlamakla birlikte para kazandırmadığı halde üstlenilen işlerin yoğunluğunun kadında olduğunu göstermektedir. İşletmelerin esneklik gerekçesiyle istihdamı dışsallaştırarak parça başına çalışma sistemine geçmesi sonucu sürekli işlerini yitiren veya çocuk sahibi olduğu için işlerinden çıkarılan kadınlardır. İşverenlerin işe alma stratejileri incelendiğinde, kadınların ev ve çocuk bakımından sorumlu olduğu ve bazı işlere “doğal” yatkınlıklarının bulunduğu inanışına dayanan, geleneksel toplumsal cinsiyet tutumlarını özümsedikleri görülmektedir. Örneğin, Brezilya’da yapılan araştırmalarda öz disiplin, taahhüt ve ciddiyetin yüksek değerler olarak kabul edildiği ve orta yaştaki evli ve çocuklu kadınların bu değerleri taşıdığı algısının yerleşik olduğu saptanmıştır.”
Yurt dışındaki araştırmalar yukarıdaki sonuçların ve yorumların doğmasına vesile olmuştur. Evden çalışmanın Türkiye’deki yeri de şu şekilde kaleme alınmıştır:
“Türkiye’de evden çalışan kadın işçilerin haklarına ilişkin durum analizinde cinsiyet farkına dikkat çekilmektedir. Kadınların minimum ücret altı ve uzun saatler ve çoğunun kayıt dışı olarak çalıştığı ifade edilmektedir. Bir ücret sözleşmesi düzenlenmemekte, sigorta yapılmamakta, ücretler çok düşük olmakla birlikte sosyal koruma ya da işçi haklarının korunması yönünde politikalar yetersiz kalmaktadır. Evden çalışma sırasında kira, ısıtma, aydınlatma ve diğer genel masraflar çoğunlukla karşılanmamaktadır. Kayıtlı sektörün rekabet nedeniyle evden çalışanlara kayıt içine alınmasına olumlu bakmadığı, sosyal güvenlik sisteminde maliyetlerin çok fazla olması, evden çalışanların işçi statüsünde tanınmadığı gibi sorunlar sıralanmaktadır. TÜİK’in verilerine göre, Türkiye’de 2003 yılında evde çalışanların %90,94’ünü kadınlar oluşturmaktadır. Ev eksenli çalışan kadınlar grubu tarafından 2004 yılında düzenlenen 1. Ülke Konferansında evde çalışanların yaşadıkları ekonomik ve sosyal sorunlar her yönü ile ele alınmıştır. İfade edilen sorunların çözümünde ise kadınlar, sadece politika üreten bir grup olarak değil, konunun sosyal tarafı olarak tanınmak istediklerini bildirmişlerdir.”
Bazı kararlar verilirken, cinsiyetçi tabuların yıkılması ve yapılan mesleklerin benimsenmesi sadece kadınların değil ülke ekonomisinin de yararına olacağı göz önünde bulundurulmasının gerekliliği bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Home Ofis Çalışmasının Olumlu Yönleri
Gelişen teknoloji, arz-talep ve çalışanın daha verimli olabilmesi adına home ofis çalışması iş dünyasında hızla büyümeye devam etmektedir. Bu büyümenin hem çalışana hem işverene hem de ülke ekonomisine yararlarını maddeler halinde toplarsak:
- Zamandan tasarruf. En temel avantaj zamandan tasarruftur. Zamandan tasarrufla kast dilen yola geçirilen süre kaybının önüne geçmek ve yolun yaratmış olduğu yoruculuğun çalışanın verimini düşürmesini engellemektir. Böylece çalışan daha verimli olabilir ve işine daha iyi odaklanabilir.
- İşveren için iş yerindeki enerji tasarrufunun sağlanmasında büyük rol oynar. Ekibin bir kısmının yarı zamanlı evden çalışan olması iş yerinin enerji tasarrufuna olumlu yansıyacak bu da şirketin karında yardımcı olacaktır.
- Engelli istihdamında kolaylık sağlanması.
- Ofis imkanlarının maksimuma çıkarılması.
- Devamsızlıkların, hastalık sürelerinin ve fazla çalışma ödemelerinin azaltılması.
- İş gören verimliliğinin ve iş tatminin artırılması.
Hollanda’da yapılan bir araştırmaya göre, yolda geçen zaman evde çalışmaya göre ½19 oranında gelirde kayıp oluşturmaktadır.
“Hollanda da yapılan iki çalışma kapsamında, evde çalışanların haftalık saat başı ücretinin diğerlerine göre %18 daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bu çalışma koşullarında esnek iş gücü artışı ile ucuz araçlar ve ucuz ulaşım imkânları elde edilmektedir. İş gücünün büyük kısmı tele çalışma koşullarına ulaşmış olması halinde seyahat halindeki iş gücü açısından sonuçlar değerlendirildiğinde; özellikle trafiğin yoğun olduğu saatler de hava kirliliği, enerji tüketimi, kazalar gibi birçok çıktı katma değer oluşturmaktadır. İşverene maliyeti bakımından yapılan incelemede, evden çalışan işçilerin dışarıda çalışanların ücretinden %19 daha düşük olup bu fark internet aracılığıyla işlerin yürütülmesi halinde % 19’un % 80 i daha maliyetlerin düşürmekte böylece işveren gelirinin artması avantajını oluşturmaktadır. Çalışma sonuçlarında elde edilen verileri, yolda geçen zaman, teknolojinin olup olmaması, yaş, eğitim, cinsiyet ayrımı etkilemektedir. Yapılan araştırmalar, işletmelerin yıllık olarak evden çalışan kişi başına net 1.500 dolar tasarruf yaptığını göstermektedir. Bununla birlikte, evden çalışanların, evden çalışmayanlara göre ayda ortalama 4 saat daha fazla çalıştığı tespit edilmiştir. Maddi tasarrufların yanında zaman tasarrufu da sağlandığı ifade edilmektedir. Örneğin, AT & T firması, bir iş görenin her gün işe geliş ve gidiş için harcadığı 50 dakikayı, evden çalışma ile yılda yaklaşık 5 haftalık bir süre kazancına dönüştürmektedir. Ayrıca çevre üzerine olan olumlu etkileri (trafik yükü ve hava kirliliği azalabilir, yakıt tasarrufu) nedeniyle evden çalışma “yeşil bir etkinlik” olarak isimlendirilmektedir.”
Yine aynı şekilde ülkemizde yapılan bir araştırmanın sonucu ise şu şekilde yansımaktadır:
“İstanbul ilinde çalışan 664 bilgi işçisini kapsayan bir çalışmada, evden çalışmaya ilişkin tutumlarını belirleyen çok sayıda faktör ele alınarak anket çalışması yapılmıştır. Araştırmada cinsiyet, medeni durum, gelir, yaşı küçük çocuğa sahip olma ve ev-işyeri uzaklığı gibi bireysel ve ev niteliğine ilişkin sürükleyicilerin iş görenlerin evden çalışmaya ilişkin tutumları üzerinde etkili olduğu görülmüştür. Özellikle cinsiyet ve yaşı küçük çocuk değişkenleri açısından bu etkinin derecesinin daha da fazla olduğu tespit edilmiştir. Araştırmaya konu olan iş görenlerin %72’si evden çalışma düzenlemesine olumlu bakmaktadır. Verimlilik ve tatmin düzeyleri düşük olan ve iş ortamında üstleriyle iyi ilişki geliştiremeyen iş görenler, evden çalışmayı daha fazla istemektedirler. Ayrıca evden çalışma şeklindeki iş düzenlemesi uygulandığı takdirde iş görenlerin iş’ den ayrılma olasılıklarının azalacağı sonucuna ulaşılmıştır. Bu tarz çalışmanın ülkemizde, gelişmiş ülkelere kıyasla yeni gelişen bir uygulama olduğu düşünülürse, iş süreçleri ve bireysel açıdan doğurduğu yararlar nedeniyle evden çalışmanın olumlu sonuçlarından yararlanabilmek için gerekli olan örgütsel düzenlemelerin yapılması ve ortaya çıkabilecek örgütsel, bireysel ve toplumsal olumsuzluklara karşı önlemlerin alınması ve teşviklerin artması gerekmektedir.”
Home Ofis Çalışmasında Yaşanılan Sorunlar
Bu çalışma türünün oldukça fazla faydaları olsa da bu işin sürdürülebilmesi ve işin kontrolüyle alakalı zaman kayıpları söz konusu olabiliyor. Bazı firmaların kaçak şekilde işçilerini çalıştırması da söz konusu olabiliyor.
“TBK’nun hizmet sözleşmeleri ile ilgili hükümlerinin İş Kanunu’nun kapsamı dışında kalan işçileri kapsadığı hükmü bulunmaktadır (İş Kanunu’nun 4/I-d maddesinde). Bununla birlikte, evde hizmet sözleşmesinde iş sağlığı ve iş güvenliği önlemleri, iş süresi, fazla çalışma kavramı gibi konulara yasal güvence sağlayacak şekilde yer verilmediği görülmektedir. Evde kaçak çalıştırılanlara asgari ücretin altında ödeme yapılmaktadır. Gelirlerinin vergi eşiğinin altında kalmasına bağlı olarak vergi indirimi gibi düzenlemelerden yararlanamamaktadırlar. Vergi, sigorta primi ve işten çıkarma ödemelerinden kaçınmak isteyen işverenler haftada 36-40 saat arasında çalışan kadınları kısmi süreli çalışanlar olarak kaydettirebilmektedir. Ücretin bir kısmının gizlenmesi anlamına gelen “açıktan ödeme” yöntemi, genel giderlerin azaltılmasının en yaygın yolu olarak kullanılmaktadır. Ekonomik faaliyet ile yakın akrabalık bağlarının birbirine karışması halinde çalışan işçilerin bu uygulamalara karşı koymaları güçleşmektedir. Bu nedenle, “aile” ortamı yarı kaçak faaliyetleri kolaylaştırmaktadır.”
Evde çalışmanın işçi olup olmadığını belirliyebilmek için önemli kriter, ortada iş sözleşmesine dayanan bir çalışma olup olmadığının tespit edilmesidir.
“Evde çalışmalarda, çalışma süreci içinde işverenin işçi üzerindeki yönetim ve denetim yetkisi zayıflamakta, işçinin işverenin emir ve talimatları ile bağlı olduğunu kabul etmek zorlaşmaktadır. Bu da evde çalışmalarda, iş sözleşmesinin belirleyici unsuru olan hukuki bağımlılık unsurunun bulunmaması nedeniyle çalışan ve çalıştıran arasındaki ilişkinin bir iş sözleşmesi niteliği taşımayıp istisna akdi olduğu ve dolayısıyla da özel bir yasal düzenleme olmadıkça ev çalışanlarının iş mevzuatının dışında kaldığı iddialarını beraberinde getirmektedir (Kandemir, 2014:150). Evde çalışma da kayıt dışılık olduğunda ve işle ilgili masraflar çalışanlar tarafından karşılandığında parça başına ücretin düşük olması, makinelerin arıza yapması durumunda hem onarım maliyetine katlanmak hem de zaman kaybı yaşamak zorunda kalınmaktadır. Ayrıca teslim süresi aşıldığında da parça başına ücrette indirim yapılması gibi cezalar da uygulamaktadır. Ancak düzensiz ve yetersiz olan gelire rağmen artan işsizlik ve yoksulluk, kadınları, evde daha çok çalışmanın yollarını araştırmak zorunda bırakmaktadır.”
Türkiye’nin iş gücünde gittikçe büyüyen ev çalışması modeli yani Home ofis çalışmasının sağladığı faydalar göz önünde bulundurulduğunda, yukarıda sayılan olumsuzlukları giderebilmek adına yasal hakların ve yasal zorunlulukların gözden geçirilerek iş hukukuna göre tekrar düzenlenmesi ve sağlam bir güvence ile doğa bilecek olumsuzlukların önüne geçilmesi gerekmektedir.
Home Ofis için Vergi Uygulaması
Evde çalışmanın sağlamış olduğu en önemli şeylerden biri işsizlik ile mücadelede yardımcı rol oynuyor olması. Gelişmekte olan ülkelerin ihracat bölümünde de önemli bir yer tutmaktadır. Fakat home ofis sisteminde bulunan bazı hukuksal aksaklıklar sebebiyle yeterli ölçüde yapılamayan denetimlerden dolayı kayıt dışı olan home ofis çalışan oldukça fazla bu da vergi kaybına yol açmaktadır. Bu durum şu şekilde izah ediliyor:
“… Kayıt dışı ekonomi içinde kaldığı için devletin vergi gelirlerinde büyük kayıplara yol açmaktadır. Ayrıca evde çalışma, kayıtlı işyerleri için haksız rekabet oluşturmaktadır. Bu anlamda, evde çalışma ile ilgili düzenlemelere vergi mevzuatında yer verilmesi ve bu çalışma yönteminin avantajları ile kayıt içine alınmasını sağlayacak düzenlemeler yapılmaktadır. Bu çerçevede, vergi muafiyet, indirim, iade yapılan ülke örnekleri görülmektedir.
VUK md. 156’a göre, “Ticari, sınaî, zirai ve mesleki faaliyette iş yeri; mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınaî, zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerdir.” şeklinde tanımlanmıştır. Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere iş yerinin tanımı yapılırken, ticari, sınaî, zirai ve mesleki faaliyetin yapılması ve yürütülmesinde kullanılan yerlerin neler olabileceği nitelenmiş ve tanımda belirtilen yerler “gibi” denilmek suretiyle kesin bir sınırlama yapılmamıştır. Bu nedenle, internet üzerinden satış faaliyetinin organizasyonun internet üzerinden yapılması durumunda kullanılan internet sitesi iş yeri olarak nitelendirilmektedir.”
Bu tedbirler ile birlikte kayıt dışılığın önüne geçilmek hedeflenilmektedir. Çeşitli ülkelerin home ofis için sağlamış olduğu vergi kanunları mevcut.
Evde çalışma ile elde edilen kazançla alakalı Maliye Bakanlığının 2015’te yapmış olduğu açıklama şu şekilde:
“Evden internet üzerinden yürütülen işler sonucunda elde edilen kazancın sürekli olup olmamasına göre değişen şekilde vergi mükellefiyeti doğmaktadır. Kazancın sürekli değil de arızi kazanç olarak 29.000 TL ye kadar kısmı vergiden muaf olup bu tutar üstündeki gelir için gelir vergisi beyannamesi vererek verginin ödenmesi gerekmektedir. Yapılan iş süreklilik arz ediyorsa o zaman serbest meslek erbabı olarak vergi mükellefiyeti doğduğundan her ay düzenli Katma Değer Vergisi, muhtasar beyanname, 3 ayda bir geçici vergi beyannamesi ve her yıl yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmesi gerekmektedir (Erdağ, 2013). Örneğin çevirmenlik faaliyeti ara sıra devamlılık arz etmeyecek şekilde yürütülüyorsa, sadece gider makbuzu kesilmesi ve 2015 yılı için gelirin 29.000TL aşmaması şartıyla, çevirmenin kazancı arızi kazanç olarak kabul edilmekte ve çevirmenin vergi mükellefi olup işyeri açmasına gerek kalmamaktadır. Kazancı gelir vergisine tabi olan mükellef için müşterisi tarafından maliyeye beyan edilerek ödeme söz konusu olacaktır. Böylece vergi muafiyeti söz konusu olmayıp sadece stopaj yoluyla gelir vergisi ödenmiş olmaktadır. Gelir vergisi mükellef kaydı durumunda işyeri açılışından itibaren 30 gün içinde işyerinin bağlı olduğu vergi dairesine bildirimde bulunulur. Yoklama memuru evin işyeri açılışını kayda geçirmek üzere yoklamada bulunur. Yoklama aşaması sonrasında temin edilen serbest meslek makbuzu ve serbest meslek kazanç defteri ve yoklama fişinin notere onaylatılması gerekmektedir.”
Ülkemizde home ofis ile alakalı uygulanan vergi kanunu hakkında detaylı bilgiye Maliye Bakanlığının sitesinden rahatlıkla ulaşılabilmektedir. Vergi kaçakçılığın önüne geçilmesi için öncelikle yapılan işin yasal hükümlerini ve çalışanı tamamen tanıyan bir iş hukuku sisteminin oluşturulması daha sonra da bu sistem üzerinden kayıt dışıların belirlenip bunların önüne geçilmesi için bir düzenleme yapılması taktirde ekonomik olarak elde edilen gelir arterken işsizlik oranı da önemli ölçüde çözüme kavuşabilir. Bunların oluşumu için freelance çalışan kişileri önce iş hukuku çerçevesinde her türlü güvence altına alınması en temel etmenlerden biridir.
Home Ofis Çalışma
Bu çalışma Yrd. Doç. Dr. Funda KARAKOYUN’un çalışması baz alınarak gerçekleşmiştir. Home ofis hayatında kadının rolü ve vergi kısmını tam anlamıyla toparlayabilmek adına, kendisinin bu konuyla ilgili sonucunu paylaşarak yukarda yazılanların toparlanmış olması hedeflenmektedir.
Yrd. Doç. Dr. Funda KARAKOYUN’un home ofis çalışan kadınların durumuyla alakalı sonucu:
“Kadınların sosyo-ekonomik ve kültürel yapının etkisiyle çalışma koşullarında karşılaştıkları güçlüklerin cinsiyete dayalı bir rol taşıdığı birçok ülke araştırmalarında tespit edilmektedir. Geleneksel nedenlerle çalışma hayatının dışında kalan, kayıt dışı çalışarak haklarından faydalanamayan ancak avantajlarından dolayı home ofis çalışmayı tercih eden kadınlar için home ofis çalışma şeklinin yeniden ve ilgili tüm yasalarda düzenlenmesi gerekmektedir. Böylelikle, dengeli bir aile yaşamına katkı sağlaması yanında çalışma koşullarının iyileştirilmesi ile home ofis çalışma farklı yönleriyle ele alınmalıdır. Zira, kadınlar için çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalarda kamu desteğinin bu yönde çalışma yaşamına üretkenlik sağlayan politikalarının aile ve birey ekonomisine katkı sağlamasıyla birlikte istihdam alanında da verimliliğin arttıracağı düşünülmektedir. Çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalarda evden çalışmanın sadece maddi katkısı değil zaman tasarrufu sağladığını ölçümlenmiştir. Buna göre, kadınların sosyo-ekonomik koşullarını iyileştirmeye yönelik yerel ve bölgesel koşullar ülkeye özgü değerlendirilmelidir. Çalışma örgütleri, karar alıcılar, araştırmacıların çalışmaları ele alınarak evden yapılan işlere formel bir yapı içinde çalışma standartları oluşturulmalıdır. Çocuk bakımı ve ev işlerinin sorumluluğu altında çalışamama durumunda kalan kadınlara evden çalışma şeklinin avantajları sunularak kadın istihdamı teşvik edilmelidir. Bunun yanında, çalışan ancak kayıt dışı kaldığı için yasal haklarını kullanamayan kadınların da evden çalışmalarını kayıt içine alan yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Ancak, tüm home ofis çalışanları için bu yasal düzenlemelerin teşvik kapsamlı düzenlemeler içermesi evden çalışma şeklini zorlaştırmayacak koşullar ile gerek işverenlere gerek girişimci olan serbest meslek edinen kişilere kolaylık sağlayıcı olması gerekmektedir. Bu amaçla yasal düzenlemelerin kolay ve anlaşılır olması, evden yürütülen işlerin kayıt altına alınması teşvik edilirken, elde edilen kazancın vergi sistemine katılımını da arttıracağı kanısındayız.”
Home ofis vergi durumunu ise şu şekilde özetliyor:
“Vergi mevzuatı incelendiğinde çeşitli ülkelerin home ofis çalışmalara yer verdiğini görmekteyiz. Zira, bilgi iletişim ve teknoloji alanında evin ofis olarak kullanımı daha da yaygınlaşmış, evden yapılan işlerin çeşitliliği artmıştır. Bu hususta yasal boşluğa ve vergi hukukunda da kıyasa sebep vermeyecek izahların yer aldığı düzenlemelere ihtiyaç doğmuştur. İşle ilgili olmak şartıyla home ofis giderlerin masraf olarak vergi indirimine tabi tutulduğu yöntemler geliştirilmektedir. Evden çalışarak iş yaşamına katılan iş gören ve girişimcilerin home ofisin vergi avantajlarından faydalanması başta ABD’de olmak üzere çeşitli ülke örneklerine rastlanmaktadır. Bilindiği üzere hayatın doğal akışı içinde günün ekonomik, teknolojik gelişmelerine paralel iş yaşamının da çalışma usul ve koşulları değişebilmektedir. Vergi sistemi de vergileme ilkelerinde belirtildiği gibi bu değişime uyum sağlayacak esneklikte, açıklıkta ve belirlilikte olması gerekmektedir. Vergi mevzuatı bakımından yapılan işin devamlılığı söz konusu olduğunda Gelir Vergisi Kanunda düzenlenmiş olan ilgili maddelerine göre mükellefiyet doğmaktadır. Ancak evden çalışan girişimciler için çok çeşitli işler özellikle e-ticaret kapsamında elde edilen kazançlar düşünüldüğünde vergi mevzuatında bu hususlara cevap verecek kapsamda düzenlemeler yeterli görülmemektedir. Bu durum ancak yoklama, vergi denetimi olması halinde tespiti mümkün bir yapı içinde sürdürülmektedir. Evden çalışma mükellefin bildirimine, değerlendirilmesine imkân sağlayan açık, kayıt içine katılımı teşvik edici, uygulaması kolay yasal düzenlemeler içermelidir. Bu anlamda, vergi sisteminde ülkenin çalışma koşullarına etki eden diğer yasalarla da uyumlu evden çalışma tanımlanmalıdır. İşverenler ve girişimci olanlar adına vergi mevzuatında evden çalışmaya ilişkin kavramların açıklanması ile birlikte bu çalışma şeklini teşvik edici yasalara daha geniş yer verilmeli, işveren karar mekanizmalarını bilinçlendirmeye yönelik çalışmalara da süreklilik kazandırılmalıdır. Bu sayede ekonomiye olumlu katkılarıyla yeni bir dinamik yapının kazandırılacağı kanısındayız.”
Kaynakça:
HOME OFİS -EVDEN ÇALIŞMA- YÖNTEMİ VE VERGİ HUKUKUNDAKİ DÜZENLEMELER* – Yrd. Doç. Dr. Funda KARAKOYUN