Kasım 2016’ın ilk günlerinde Londra’da gerçekleşen Google Story isimli etkinlikte konuşan Google CEO’su Sundar Pichai, yapılmış güncellemeler ve süregelen çalışmalardan söz ederken Google Translate’teki yenilikleri de vurguladı. Buna göre nöral makine çevirisi sistemi ile çalışan Google Translate’ın son zamanlarda çeviri kalitesinde büyük gelişme kaydedildiğini ve araştırma sonuçlarının heyecan verici düzeyde olduğunu belirtti.

Google Translate uygulamasının dayandığı temel nöral makine çevirisi sistemi, çeviri esnasında kaynak metindeki cümleleri bir bütün olarak algılıyor ve söz öbeklerini bölerek veya kelimelere birebir karşılık vermek yerine, tüm içeriği en doğru/en yakın karşılığı bulabilmek amacıyla bir defada çevirmeye çalışıyor.  Tabana dile ait gramer/dilbilgisi yerleştiriliyor ve üst katmanlarda uçtan uca öğrenme metodu ile sürekli kendini yenileyen ve geliştiren bir sistem ekleniyor. Burada hedeflenen her seferinde daha doğal, daha insan kullanımına yakın bir çeviri. Bildiğiniz gibi, bu uygulamaya ait şikayetler ve sonuçlara ait eleştiriler kelime kelime çeviri ve dil yapısını daha matematiksel temelle çözmeye çalışması idi. Sundar Pichai’nin Türk çeviri sektörü başta olmak üzere, genel olarak çeviri dünyasını etkileyecek diğer bir açıklaması ise nöral makine çevirisinin dünya nüfusunun üçte birinin ana dili olan ama iş alanı ve küresel ticaretteki önemleri düşünülürse yarısından çoğu tarafından ikinci dil olarak da tercih edilen  İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, Portekizce, Çince, Japonca, Korece ve Türkçe dillerinde etkin olması.  Bu dillerin seçilmesinin sebebi ise Google Çeviri sorgularının yüzde 35’inden fazlasını oluşturmaları elbette. Hedefleri ise 103 dilde de, yukarıda saydığımı 9 dilde başlangıç yaptıkları uygulamayı başarılı biçimde kullanmak.

Buraya kadar normal bir çeviri haberi okuduğunuzu düşünebilirsiniz. Fakat bu açıklamayı okuduktan sonra şu ana kadar Türk çeviri sektörünce özellikle ticari temelli ve uzmanlık alanı çevirilerinde pek de itibar edilmeyen Google Translate uygulamasını deneyen ve gelişme gözlemleyen çevirmenlerce, çevirmen ve çeviri bloglarında birçok tartışma başlatıldı. Çevirinin geleceğini sorgulayan, çevirmenlerin yakın gelecekte işsiz kalacağını düşünen ve henüz çeviri öğrencisi olup mesleği yolun başında bırakmayı düşünenler olduğu kadar olaya daha serin kanlılıkla yaklaşan ve bu uygulamanın hali hazırda 103 dil çiftinde kullanıldığını ve hiçbir ülkede böylesine bir panik yaşanmadığını, çünkü kurumsal çevirilerin, global çeviri sekötürnün %80’inden fazlasını oluşturduğunu ve zaten kurumsal çeviri ihtiyacına sahip bir kişinin tamamen bir makine çevirisine güvenerek alamayacağı kadar çok riske sahip olduğunu belirtenler de oldu.  Biz de Çeviri Blog’ta gündemi oldukça meşgul eden bu konuyu biraz derinlemesine, biraz sakin kafayla, biraz da eğlenceli bir şekilde ele alalım ve konuşalım, birlik olalım, sektörümüz, mesleğimiz adına beraber çalışalım istiyoruz.

İlk olarak sektördeki panik havasını biraz incelemek gerek. Sergilenen davranışların kategorize edilmesi ise mizahi bir dille Alpay Baykal tarafından şu şekilde yorumlandı:

1- Bir şey olmaz ya. Ahan da edebi metni verdim sağı solu dağıldı rahat olun.

2- Yasaklamak lazım, ekmeğimizi alacak namussuz.

3- Sektörün ruhuna el fatiha. Ben kebapçı açıyorum. Chicken translate ile dalga geçiyorduk şimdi harbiden tavuk çevirip satacaz.

4- Simültane veya ardıl çevirecek hale gelmesi için bir süre daha gerekir. Sözlü çeviriye hücum.

5- En kötü editörlük yaparsın arkadaşım, sen yeter ki profesyonel ol. Ama fiyatları yüksek tut, çakallık yapmasınlar.

6- Ya tercümanlık okumaya başladım Google nöral sisteme geçti, çöldeki bedevi olsam bu kadar olurdu. Bölüm mü değiştirsem.

7- Elinden geleni ardına koyma Google. Biraz geliştin diye de şımarma. El mi yaman bey mi yaman görelim.

8- Bu canavarı kendi ellerimizle biz yarattık. Trollemek de bize düşer. Haydin gardaşlar, dayayın Google Translate veritabanlarına abuk subuk çevirileri, gün trollemek günüdür.

Açıklamanın hemen ardından oluşturulan Çeviri Blog-Haftanın Anketi bölümünde ise “Google Translate’in, aralarında Türkçenin de bulunduğu 9 dilde yapmış olduğu güncellemelerle bu arayüz kullanılarak yapılan çevirilerde büyük gelişme gösterdiği açıklandı. Bu konuda Çeviri Blog olarak ne düşünüyoruz? Son sürümle bir deneme yaparak fikirlerinizi paylaşabilir misiniz?” sorusuna ise yaklaşık 500 çevirmen yanıt verdi. 100’den fazla çevirmen “Belki kişisel konuşmalarda işe yarar ama profesyonel anlamda kullanılamaz” olarak cevap verirken, 100’e yakın oylarla “hangi firma önemli bir evrağında ona kesin güvenebilir ki?, belki teknik çevirilerde başarılı olabilir ama edebi çevirilerde imkansız, uzmanlık alanı çevirilerinde başarılı olacağına inanmıyorum” yorumları çevirmenlerin son sürümde yaptıkları denemelerle, makine çevirisinin Türkçeye veya Türkçeden yapılacak uzmanlık alanı çevirilerinde çevirmenlerin yerini doldurmasının yakın bir gelecekte mümkün gözükmediği noktasında birleştiler. Bunun yanında yine azımsanmayacak bir grubun ise gelişmenin hızı ve algoritmasının göz önüne alınarak mesleğimizin sonu geliyor düşüncesinde olduğunu da vugulamak gerektiğini düşünüyorum.

Sosyal medya platformlarında yapılan tartışmalarda genel olarak şu sonuçlara ulaşıldı:

  • Tercümanın tam anlamıyla yok olması için içeriğin-belgenin-sesin yani kısaca tercümeye konu olan ne varsa insan elinden değil bigisayarlar-robotlar tarafından oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Ancak tercüman teknolojinin geldiği noktadaki tüm imkanları kullanmalı ve kullanmayı iyi biliyor olması gerektiği kanaatindeyim.
  • İnsanın ürettiği herhangi bir sözlü ya da yazılı metni önceden verili kodlara göre çalışan bir sistemin anında uygun çeviriyle sunabileceğine inanmıyorum. Dil, insan etkeni nedeniyle bu kadar değişken iken önceden belirlenen bir sisteme aynı değişkenliğin otomatik olarak yüklenmesi çok zor. İnsan kontrolü yine de gerekli bence.
  • Türkçe>İngilizce çevirilerde müşterinin Türkçe bilgisi zayıf olduğu sürece çevirmenlere iş çıkar. Hep şikayetçi olunan durum artık işe yarar belki.
  • Çok hızlandırdı şahsen beni, iyi yönünden bakıp Google’a teşekkür de edebiliriz. Çünkü %100 olana kadar bize faydası var. %100 olduktan sonra laf edelim bence. Her türlü mutfak aleti var ama aşçılık bitmedi, her türlü hesaplama programı var ama muhasebecilik bitmedi, işin kısası her zaman bir kontrolör ihtiyacı olacak. Kalifiye olmayanlar da elenecek, bu iyi bir şey.
  • Çeviri CD’leri çıktığında da “çevirmenlik bitiyor” denmişti. CD’ler çıktığında işimden bile olmuştum. Ancak, bir haftalık, falan gibi. Adamlar bahsedilmekte olan o CD’lerden satın aldılar. CD geldiği gün,hesabı kapattılar, gereken ödemeleri yaptılar, teşekkür ettiler, gönderdiler. Ancak, adamlar bu CD’nin nasıl kullanılmakta olduğunu bilmedikleri için, önce Ankara’da, sonra İstanbul’da var olan tanıdık bilgisayar uzmanlarını çağırmışlar, işin içinden çıkamamışlar. Tekrar beni çağırdılar. Ben de tercüme etmek istedikleri herhangi bir parçayı vermelerini istedim. Oturup metni word belgesi haline getirdim. Adamların yanında yaptım bunu, yani Rusça metnin daktilosunu yaptım. Verdik makineye. Aldık sonucu. Sonuçta mayın tarlasının Türkçe tercümesi patlıcan tarlası olarak karşılarına çıkınca adamları görmek gerekiyor, anlatmak mümkün değil. Hala da satın alıp deneyebilirsiniz, canınız mayın yerine patlıcan istediğinde.
  • Önümüzde çok uzun bir zaman var makineler gerçek anlamda çeviri sektörünü domine etmeden evvel. Makine çevirisine dusman, rakip olmak yerine onun mühendisi olmayı deneyemez miyiz? Biraz tiyatral belki ama, amacımız dünyadaki iletişim bariyerlerini kaldırmak değil mi, idealist dusunursek? Babil Kulesi’ni yeniden dikemez miyiz? İnsanların birbirleri ile makine yardımıyla aninda, kesintisiz iletişim kurabilecekleri bir dünya daha iyi olmaz mı? “Ee, peki makineler işimizi elimizden alınca biz ne yapacağız?” diye düşünebilirsiniz… Açık konuşmak gerekirse, ateşli silahların kullanıldığı bir dünyada samuraylar oluruz… Peki, biz diğer insanlara göre sektorler arasında daha sık gidip gelmiyor muyuz? Bir gün bir sözleşme çevirirken, obur gün X bir sektörde iş yapan bir firmanın iş yemeğinde bulunmuyor muyuz (örneklere takılmayin lütfen). Vademiz dolduğunda farklı iş alanlarına yönelecek zekaya ve birikime sahip değil miyiz sizce?
  • Kısa ve öz görüşüm: pompein son günlerinde, paniğe kapılıp, fiyatları ve piyasayı düşümeyelim.. bu sektörün kural koyucuları da biziz.. edit ücretini de tercüme ücreti kadar verirsek en azından teknolojinin bize yaradığı bir hale sokmuş oluruz.. ve benim asıl endişem teknolojiden değil… bu işinin piyasasını 3 kürüşa düşürecek olan meslektaşlarımızdan geliyor… aslında her zaman derdimiz buydu..
  • Bugün zaman ayırdım ve Google Translate’de denemeler yaptım. Kendi görüşüm: Asla güvenip yaptığı çeviriyi kullanamam. İşine gelmeyen sözcükleri atlıyor. Sözcüklerde yaygın kullanımı seçiyor. Noter tasdiki de yapamıyor. Uzun cümlelerde anlam yok. vs vs vs.Sonuç henüz sektörümüzü engelleyemez.
  • Bu tip uygulamalar kullanarak işlerini döndürmeye çalışan bir kişi vizyonu, planı, projesi olmayan bir iş adamıdır. Karşısındaki kişinin ne demek istediğini üstünkörü anlamayı kendine yeterli gören biridir ve yaptığı işlerde de düzen, intizam, kalite olmayacaktır. Aklı başında, işini geliştirmeyi kafasına koymuş bir iş adamı makine tercümesi ile iş yapamaz.
  • Google translate bir oyuncaktır, bir oyundur, ciddi insanlar için değildir. Tercüman arkadaşlarımızın bir rakip olarak görmelerini anlayamıyorum.
  • Düne kadar makara konusuyken bugün profesyonel çeviriyle kıyaslanıyorsa bu bir dramdır.
  • Google Translate kısa vadede mesleğimizi önemli ölçüde etkilemeyecektir tabii ki, yalnız gözden kaçan nokta kendisini sürekli geliştirdiği, açık mecralarda bulunan çevirilerle veritabanını sürekli güncellediğidir. Algoritmanın öğrenme hızı oldukça yüksek o nedenle belki 5 veya 10 yıl sonra çok başarılı çeviriler yapabilir hale gelebilir. Türkçe olarak tek şansımız açık kaynaklardaki çeviri miktarının sınırlı olması, bu sayede Google Translate’in veritabanı İngilizce-Fransızca dil çiftinin veritabanı kadar hızlı gelişmiyor
  • Formalite gereğil yada merak-gündelik yaşamda ihtiyaç duyulan çevirilerde kullanılır. Edebi, hukuki, tıbbi ve akademik metin ve konuşmaları “uzman ve birikimli” mütercimler yapmalı ve yapacaktır.
  • Konuyu sadece Google Translate olarak görmek buzdağının sadece görünen kısmına bakmak olur. Machine Translation son 5-6 yıldır uluslararası piyasada giderek büyüyen, gelişen ve güçlenen bir konu. Özellikle çok fazla bilgisayar destekli çeviri birikimine sahip İngilizce-Almanca ya da benzer dillerde çeviri motorları artık gerçekten çok ciddi güce kavuştu. Özellikle teknik kılavuzlar, montaj talimatları, kullanıcı kılavuzlar gibi standart kalıpların ve cümle yapılarının kullanıldığı metinlerde çok başarılı sonuçlar elde ediliyor. Hedef ya da kaynak dil olarak Türkçe henüz bu noktada değil ancak test uygulamalarını gördüğüm bazı şirketler gerçekten çok başarılı sonuçlar elde etmiş. Şu anda Machine Translation ve Post Editing sektörün bir gerçeği ve bundan kaçınmak çok da mümkün değil. Ama dediğim gibi bunu Google Translate’e indirgemek olayı çok hafife almak olur. 5 yılda gelinen noktaya bakınca 10 yıl sonra nerede olunur kestirmek çok da kolay değil.
  • Denemeye tenezzül bile etmedim. Google ın tercümanlığı bitireceği tartışması çok saçma ve çocukca. Gündemde çok daha önemli konular varken bunlara ancak ‘geyik’ diyebilirim. Kim çıkardıysa bu paranoyayı işi gücü yoktu sanırım.
  • Bir Machine Translation gerçeği var ve bence elbette bu bizi de kısa sürede etkilemeye başlayacak (ki zaten CAT tool’lar vs ile uzun süredir etkiliyor zaten). Çevirmenlere olan ihtiyaç daha uzun süre ortadan kalkmaz belki ama hem teknolojiye adapte olmak zorunda kalacağız, hem de çevirmen ihtiyacında büyük bir düşüş olacak. Şöyle ki, şu anda ciddi bir projenin farklı kademelerinde en az 3 çevirmen çalışırken, ileride bu sayı 2, hatta 1 olacak. Bu kademelerden bazıları yapay zekaya devredilecek, devrediliyor. Bize de muhtemelen redaksiyon kısmı falan kalacak. Kaldı ki yaptığım denemelerde gördüğüm kadarıyla, özellikle teknik çevirilerde programın gayet başarılı olduğunu ve umduğumuzda çok daha hızlı bir şekilde gelişeceğini düşünüyorum. Unutmayın bu daha ilk hali ve çok hızlı öğreniyor :) Kimse yakın bir gelecekte, tüm çevirileri komple Google’a devretmekten bahsetmiyor yoksa. Küçük, amatör firmalarda işler tek çevirmenle yürüyor olabilir ama daha büyük firmalarda tek bir metnin çevirisinden ekmek kazanan proje yöneticisinden, QA uzmanına kadar pek çok insan var. Şu anda bile çoğu çevirmen için doğru düzgün işler bulmak bir dertken, bize olan ihtiyaç azaldığında işsiz kalan çevirmenlerin olacağı çok net bence. Buna göre düşünüp hareket etmekte fayda var. İşinin ehli çevirmenlere daha uzun bir süre ihtiyaç var, o programların geliştirilmesi için bile bu geçerli ama rekabetin bu denli yüksek olduğu bir sektörde, endişeler de son derece haklı.
  • Google bu alanda çalışan diğer şirketlerden avantajlı bir konumda. Bir kere çok büyük bir tekel. Sektörde yapılan çevirilerin hatırı sayılır bir bölümü Google ve alt markaları/ürünleri için yapılıyor. Hem kendi online tool’ları var, hem de başka online tool’ların veritabanlarını satın alabilecek maddi güce sahipler. Google Books gibi kitapların farklı dillerde çevirilerinin yer aldığı devasa bir platformları var. Yapay zekayı daha da geliştirmek için gereken her şeye sahipler kısaca ve bu beni çok korkutuyor.
  • Kimse önemli belgeleri, noter onaylı belgeleri ya da kitap-makale-tez cevirileri için (daha uzatılır da bu tarz kamuya açılacak metinler için) böyle bir riske girmez. Google yaptı Yandex üstüne bir koyar, Google bastırır vs. ilerleme böyle olur. Bizim çeviri yaparken kullandığımız satın aldığımız programlar da var. (memsource , across, trados) Gelişim ve teknolojiyle savaşarak başarılı olamayız. İbrahim mütefferrika olayı gayet açık. Matbaa bu topraklara 200yıl sonra geldi sebep? Hattatlar işsiz kalacak!..
  • Kimse dil öğrenmesin mi? O seçilen 9 dilden biri olma mevzusu en çok kullanıma göre seçildi. demek ki çok talep var Türkiye’de bu işe, demek ki çok insan dili bilmek istiyor ama kullanmadığının da farkında aynı zamanda. ama çabalıyor hala.
  • Güncel kullanım için yardımcı olacak bu durum. Ya da okuduğu makaleyi anlayamayan öğrenciler açıp faydalanacaklar.
  • Bilgiye hızlı ve doğru ulaşabilmemiz için geliştirilen bir yeniliği kucaklamak yerine neden korkuyorsun? Eğer gerçekten iyiysen gelişim seni korkutmaz. Çünkü gerçekten iyi bir çevirmen olmak başkaları da iyiyken fark atabilmektir.
  • En iyimser tahminle 5 yıl içinde piyasadaki çevirmen sayısı ihtiyacı %20, 10 yıl içinde %50 azalır. Tedbir almakta fayda var. 5 Yıl içerisinde çevirmene ihtiyaç %90 oranında azalacak bence. Birden söylemek istemedim, ama yüksek ihtimal. Sözlü çevirmenler dahil buna. Bence herkes şimdiden alternatif bir meslek için hazırlıklara başlamalı. Dil öğretmenliği de kalkacak bence
  • Esasında gerçek manada çığır açacak, insanlar arasındaki çok önemli bir bariyeri ortadan kaldıracak gelişmeler bunlar. Dil öğretmeye ihtiyaç kalmaması birçok yönü ile insanlığa çok büyük bir hizmet olacak.
  • Gelistirme sadece applere geldi
  • Şimdilerde Skype Translator mevzusu var. Görüntülü konuşmalarda farklı diller soz konusu olduğunda konuşma sürecinde program simültane ( belki de ardıldır, şahsen denemedim) çeviri yapıyormuş. Algoritmalar, milyonlarca insanın görüntülu konuşmalarında kullandıkları kalıplar ile giderek sekillenmek suretiyle çeviri kalitesinin de kümülatif olarak artacağını okumuştum.
  • Belki asla “google’a emanet” çeviri olmayacak ama ileride yalnızca google translate üzerinden alınan çevirilerin editlenmesi söz konusu olabilir. machine learning dediğimiz şey ivmesi artarak hızlanan bir mekanizma. önümüzdeki yıllarda çok daha başarılı çeviriler görmemiz doğal o yüzden
  • Google milyonlarca çevirmen kiralamadı. Maalesef, tüm çevirmenler günü kurtarabilmek için çevirilerini google’a kendileri verdiler.
  • Ne kadar iyi olursa olsun mütercimlik yerini tutacak kadar geliştiremezler
  • Ben az önce bir anlaşmayı denedim. Çeviri iyi ancak hatasız değil. yine de epey hata var ve düzeltilmesi gerekiyor. Yine de etten kemikten insana gereksinim var. Bu yüzden, lütfen herkes emeğini değerini düşürmeden satsın. Ehh işte artık daha az zaman harcayacağız öyleyse daha ucuz olsun diyenlerle lütfen çalışmayın. Eğer bu fiyatlar da düşerse bu meslek tamamen biter.
  • Otomasyon başladığı yıllarda da işçiler iş bulamayacak artık denmişti. Çok gelişmiş, kabul ediyorum. Ancak çeviriyi gönderen şirkette doğruluğunu kim kontrol edecek? Sonuçta iş yine “bu çeviri ellerinizden öper” denerek çevii firmalarına, çevirmenlere gelecek. Hangi ciddi firma bir sözleşmeyi, bir ihaleyi, bir hukuk çevirisini kesin doğrudur diye Google’da çevirip kullanabilir ki?
  • Bence duruma şöyle bakmak gerekiyor. Makine Çevirisi bilgisayar ve internetten çok eski çalışmalara dayanıyor. Yarım asırı geçti. Google’dan önce en iyi sonuçları veren IBM bile projesini uzun yıllar çalıştıktan sonra iptal etti. Ondan sonra bayrağı Google aldı ama bu sefer bu işin sonunu bırakacak gibi değil. Şunu kabul etmek gerekiyor ki; Google Translate eskisinden çok daha iyi. İster normal metinler, konuşma metinleri olsun isterse akademik düzeyde bol terminolojinin olduğu metinler. Sonuç yeterince iyi ve Büyük Veri alanında çalışanların çok iyi bildiği gibi “yeterince iyi” genellikle yeterince iyidir. Eğer bu sistem mükemmellik seviyesine yaklaşırsa Google Translate’in bulut üzerinde kullanılan versiyonu gibi bu da ücretli olacaktır. Hâlâ veri toplama, analiz etme ve milyonlarca matematiksel modelleri ve algoritmaları deniyorlar/dır). İlk başta sadece bazı diller için (9 dil) Türkçe’nin de olmasının bir sebebi de kuşkusuz insanların doğru çeviri için yaptıkları önerilerdir. Biliyorsunuz Google bunun için bir servis kurmuştu bir çok gönüllü katılımcı da sırf can sıkıntısını gidermek için bile önerilerde bulundu. Burada insanların veri paylaşması veya paylaşmaması çok bilinçli yapılan bir şey değil ve sonuç olarak yine bu veriler toplanacaktı. İnanılmaz şekilde tüm kütüphaneleri, deşifre metinlerini, aklınıza gelebilecek her türlü veriyi kullanıyorlar zaten.
  • Yalnızca teknik çeviri açısından fikrimi belirtebilirim. Her şirketin kendine ait kurumsal terminoloji tercihleri olduğunu biliyoruz. Google Translate’in, bağlama göre anlamlı çeviriler sunabiliyor olması, çevirmenin erişebildiği veritabanıyla kendini dayatan terminolojik tutarlılığı sağlayabilmesini mümkün kılmaz. Sözgelimi, “soğutma suyu” ve “soğutma sıvısı” karşılıklarının her ikisi de “coolant” için kullanılabiliyor. Ama TM’de “soğutma suyu” dendiği halde, “soğutma sıvısı” dersem, o çeviri, matchleri ile birlikte tutarsız ve amatör görünür. Google bu gibi terminolojik tercihleri öngöremez. Ancak, esnek ve anlaşılır metinler sağlayabilir. Kısaca, ironik biçimde, çevirmenin tam da makine kadar kusursuz, veritabanıyla tutarlı çeviri sunmasının talep ediliği noktada, Google Translate’in bu tutarlılığı yakalaması ve önceden gelen, tahmin edilemez terminolojiye uygun çeviri sağlaması -naçizane fikrimce- mümkün değil.
  • Süper bir ilerleme kaydettiği kesin ve kesinlikle tüyleri ürperten bir durum bana göre…Yakın gelecekte edebi ve hukuki metinler dışında pek çok şeyi çözecek gibi görünüyor… Tarzancadan bayağı uzak şu anda…
  • Google’ın yaptığı etik değil de ne demek? O zaman Gutenberg’in yaptığı da etik değildi, makineleri icat edenlerin de. Ekonomide önemli olan amaç neyse ona ulaşmaktır. Google herhalde “çevirmenler mesleklerinden olmasın” diye düşünecek değil.
  • Şimdiye kadar google çeviri yapanlar telaşlansın. Onların ellerinden işleri gitti. Biz neden telaşlanalım ki? Kaliteli iş yapan insana her zaman ihtiyaç var.
  • Ben de bir edebi çeviride makinenin duygu aktarımlarını verebileceğini düşünmüyorum. Ancak pek tabii teknolojinin nereye kadar ilerleyebileceğini öngöremiyoruz. Hep birlikte göreceğiz.
  • Bence, burada “ay keşke gelişmese”, “zaten hiç de iyi değilmiş ki, hıhh” tepkileri yerine duruma nasıl adapte oluruz diye düşünsek daha iyi değil mi? Sonuç olarak bugün mükemmel olmasa da bu ilerleme hızıyla birkaç yıl sonra çok daha iyi sonuçlar verecektir.
  • Mesleğe yazılımcılığı da ekleyip yeni çeviri araçları yapılmasını sağlayabiliriz diye düşünüyorum. bugün yaptığımız anlamda çeviri 10 yıl sonra yokolabilir ama dil sürekli değişen bir şey. Meslek bence sürecek ama 10 yıl sonra bugünkünden çok farklı olarak yazılımla iç içe geçmiş şekilde.
  • Bu gelişmeyle birlikte “Google Translate Post-Editing” taleplerinin daha da artacağını düşünüyorum. Müşteriler belki de çeviri yaptırmak yerine çeviriyi Google’da yapıp, çevirmenlere de düzeltme yaptırmayı tercih edecek. Bir başkasının yaptığı çeviriyi bile düzeltmek kimi zaman işkenceye dönüşürken, Google Translate düzeltmelerinde durumu düşünemiyorum bile. Bu çok daha fazla mesai isteyen bir şey. Belki bu bir tercih meselesidir ama fazla titiz biri olduğum için kontrol/düzeltme projeleri benim için daha yorucu, doğrudan çeviri ise kendimi daha rahat hissettiğim bir alan. Ama dediğim gibi kişiden kişiye değişebilir, fakat bu durum, herkes gerekli bilince sahip olmazsa, verilecek tavizlerle mesleğin daha da batmasına yol açacaktır.
  • Bu firmalar (Google vs.) bu çevirileri kendileri yapmıyorlar. Bu çeviriler, çevirmenler tarafından online çeviri veritabanları kullanılarak (örn. Google Translation Kit) kendi ellerinizle bu firmalara teslim ediliyor.
  • Artık makine çevirilerinin eskisi gibi dalga geçilecek bir hali kalmadı. 1001 şey’deki yazıda belirtildiği gibi, günlük hayatta kullanılan cümleler için gayet düzgün çeviriler sunuyorlar. Tek bir kelimenin bile çok önemli olduğu teknik çevirilerde ise şimdilik çok yeterli olmasalar da zamanla bu durum da azalacaktır. Orta vadede edebi çeviri hariç bütün çeviri türlerinde iş akışının makine çevirisi + işine hakim çevirmenin yaptığı post-editing’e döneceğini öngörmek çok da hatalı olmayacaktır sanıyorum. Bu hem çeviriyi bir meslek değil, boş vakitte para kazanmak için yapılan bir iş olarak gören çevirgenlerin, hem de binlerce niteliksiz çeviri bürosunun sektörden çekilmesine yol açacağı için çeviri sektörü için o kadar da kötü olmayabilir.
  • İşte bunlar hep dünyayı İngilizce’den ibaret sanmaktan, google translate’i profesyonel çeviride kullanmaktan ve de bit kadar bir dünyada yaşayan kişiler olmaktan. Halbuki bu uygulama 100’den fazla dilde hizmet veriyor; bunların hepsinde düzenlenen internet siteleri var ve bazı insanların dünyası bit kadar olmadığı için ilgi alanları ile ilgili araştırma yaparken değişik dillerde sitelere rastlıyorlar, “acaba burada konu ne?” diye merak ettikleri için google translate’i kullanıyorlar. Google translate bunun için vardır. Profesyonel tercüme için değil. Ha, bu arada Google Translate’de artık ifadeler de algoritmaya katıldığı için çok başarılı görünen çeviriler çıkıyor. Bağlama göre ifadeler algoritmaya katılana kadar daha çevirmenlere ekmek var.

Çeviri Blog Facebook sayfasındaki yorumların derlenmiş hali bu şekilde. Gördüğünüz gibi birçok farklı bakış açısı mevcut. Konuşulmaya ve tartışılmaya da devam ediliyor. (Sosyal medyada yer alan isimlerin farklı bir yazıda izinsiz olarak burada kullanılmasını doğru bulmadığımdan ve isimlerin yorumun önüne çıkmaması ve asıl tartışmak istediğimiz konuya farklı bakış açıları olduğundan bu şekilde yorum derlemesi yapmamızın daha uygun olduğunu düşündük.)  Yine beyninin hem sol lobunu bu denli iyi kullanan ve entellektüel bilgi birikimi çok yüksek bir meslek mensupları olduğumuz için orantısız zeka kapsamında espirili yorumlar da olmadı değil.

  • .. büyük patron, milyarder, para babası, arama motorları sahibi Google… sen mi büyüksün? Hayır! Ben büyüğüm ben, Yaşar Usta :) Dokunma çevirilerime, dokunma mesleğime, dokunma.
  • Ben hep 50 liralık çeviriyorum, beni ilgilendirmez!

Makine çevirisinin mesleğimize olan etkisi konusu bir anda ortaya çıkmış gibi algılanmasına rağmen aslında çok uzun süredir hakkında araştırma yaptığımız, algoritmalarını, kalite puanlarını incelediğimiz, hangi uzmanlık alanlarında hangi hızda gelişme gösterdiğini çok yakından takip ettiğimiz, makaleler okuduğumuz bir başlık.

Panik havasının sebepleri düşünüldüğünde

  • makine çevirisinin anlık durumunun bu kadar detaylı biçimde bilinmemesi
  • Türkçenin çift nesneli yapısı sebebiyle nöral makine çevirisi kapsamında ele alınmayacağı düşüncesi
  • Gelecekte çevirinin tamamen makinlerce yapılacağı ve mesleği kaybetme korkusu
  • Perşembenin geleceği çarşambadan değil ta pazartesi akşamından ortaya çıkınca stratejik açıdan bir yol haritasının bulunmamasının yarattığı belirsizlik.

Bu tip durumlarda korkmak, en son tepki olmalı, en iç güdüseli olsa da! Ve hepimizin içini sarsa da. Bu durumda beraberce hareket etmek gerek.

Lütfen önce aydınlanalım! Karanlıkta yürümeye devam edildikçe düşme ve kendimize zarar verme riskimiz daha fazla. Hadi o zaman bir yol haritası çizelim beraberce. Yerimizde durmak, bizi sadece olduğumuz yerde bırakmaz, yanımızdan geçip gider meslektaşlarımız, gelecek ve hayat, geride de kalırız. Öncelikle karanlığı yok edebilmek için bulunduğumuz yeri güzelce analiz etmek zorundayız. Makine çevirisi düşmanımız mı dostumuz mu? Ona karşı nasıl hareket  etmeliyiz? Ne kadar güçlü? Neler yapabilir? Güçlü yanlarımız, zayıf yanlarımız, ortak özelliklerimiz nelerdir vs.

Ne istiyoruz? Meslek hakkında her türlü olumsuz eleştiriyi dinleyip, sonra yine de çevirmen olmak ise bunun cevabı önce kararlı olmak gerek!

Sonra analiz edeceğiz. Neredeyiz, yolumuz nereye çıkıyor, virajları nerelerde, zemini nasıl, ne kadar uzunlukta? Makale okumak, araştırmak, çalışmak gerek.

Bunları belirleyip sonra önümüzü aydınlatmamız lazım. Bize ışık kaynakları ne olacak? Çeviri teknolojilerini benimsemek, hızımızı arttırmak, terim çalışmak, uzmanlaşmak, bir konuda en iyisi olmak için çabalamak. Güncel kalalım!

Yol arkadaşı edinelim! Dikkatlice ilerlemek gerek sonra bir anda ben her şeyi bilirim dememek gerek. Birçok çeviri blogunda bizimle aynı derdi, aynı sıkıntıyı yaşayan çevirmen arkadaşlarımıza sorarak, paylaşarak, beyin fırtınası yaparak ortak çözümlere ulaşalım.

Ve hep işimize bakalım! Kararlı olalım. Bizim kulağımıza geldiği kadar çeviri müşterisinin de kulağına giden bu yorumlar ve haberler için donanımlı olur, karşı tarafa mesleğimizin ne kadar gerekli, çevirideki insan dokunuşunun ne kadar olmazsa olmaz, makine çevirisi deneyiminin ne kadar riskli, yaptıkları işin ne kadar da hata kaldırmaz olduğunu anlatabilirsek, doğru izah edebilirsek ve bunu yaparken de değerimizi koruyabilirsek güzel bir yol kat edeceğimize inanıyorum. Altın bileziklerimizin sayısını arttırmak ( aynı zamanda editörlük, uzmanlık alanı çevirmenliği veya sözlü çevirmenlik yapabilmek) hiçbir zaman bize kötü sonuçlar getirmeyecek bir yatırım. Kendine yatırımdan daha güzeli olabilir mi?

Hedeflediğimiz müşteri profili de inanın risk alamayacak kadar akıllı, üstün körü bir idrak yerine doğru çeviriye güvenecek kadar vizyon sahibi. Çevirmenler olarak, gelişmeyi kabul edebilir, geleceği ön görebiliriz, fakat bir anda “her şey bitti, bundan sonra tüm çeviriler makinelere emanet!” manşetlerine mantıklı savlarla karşı durmak zorundayız diye düşünüyorum. En azından bilinçlenmeli ve sektörü de bilinçlendirmeliyiz!

Senem Kobya

 

Tags: