Her gün bir şeyler çevriliyor. Bazen yurt dışı bir şirket ile anlaşmaya çalışan bir firma sahibinin sözleşmesi, bazen tıptaki gelişmeleri takip etmek isteyen bir doktorun makalesi, bazen İngilizce öğretmeninin İngilizcesini geliştirmesi için öğrencisine okuması için verdiği küçük bir hikâye kitabı, bazen çok ünlü bir yazarın romanı, bazen yurt dışından ithal edilen bir makinenin kullanım kılavuzu… Ancak her çevirmen her tür metni çevirmeyi kabul etmez. Kimileri sözleşme çevirmeyi tercih ederken kimileri tıp makalesi çevirmeyi tercih eder.
Çevirmenliğe başladığım günden bu yana daha çok anlaşmalar, sözleşmeler, vekâletnameler, nüfus cüzdanları, diplomalar, pasaportlar, transkriptler, mevzuatlar, yasalar, mahkeme kararları, patent başvuruları, dava dilekçeleri, ödeme ve icra emirleri, tanık ifadeleri gibi belgeleri çevirmeyi tercih eden bir çevirmen olarak çeviri işinin kolay olmadığını, hukuk çevirisinin hiç kolay olmadığını itiraf etmek zorundayım.
Hukuk çevirisi yaparken tercümanı zorlayan temel unsur, iki ülkenin hukuk yapısının farklı olması ile ilgilidir. Bilindiği üzere ülkelerin hukuk sistemleri kendi kültürlerinden beslenmektedir. Türkiye Roma Hukukuna dayanırken İngiltere Ortak Hukuka dayanmaktadır. Farklı sistemlerin olması farklı terimlerin de ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu kelimeler çevrilecek dile uygun bir şekilde aktarılabilmesi için iyice incelenmelidir. Hukuk terimleri, sözlüklerden karşılıklarına bakılarak bulunabilecek ve doğru kullanılabilecek terimler değildir. Terimlerin doğru kullanılmaması da kişilerin mağdur olmalarına, hak kaybetmelerine dikkat edilmelidir.
Hukuk çevirisinde çevirmenin zorlanmasına neden olan diğer bir unsur ise hukuk dilinde eski ve yabancı kelimelerin kullanılması. Özellikle Türkçeden İngilizceye çeviri yaparken neredeyse ilk önce Türkçe metni Türkçeye çevirmeniz, daha sonra İngilizceye çevirmeniz gerekmektedir. İngilizceden Türkçeye çeviri yaparken ise genel İngilizcede çok kullanılmayan ‘KNOW ALL MEN BY THESE PRESENTS’ , ‘herein, therein, hereinbefore’ gibi karşınıza çıktığında bir an için de olsa şaşırtan kalıplar vardır.
Çeviri yaparken sadece hukuk çevirisi yapan kişilerin değil tüm çevirmenlerin dikkatli olması gereken konu imladır. Çevirmenin yaptığı çevirisini imla hatalarından arınmış bir şekilde teslim etme yükümlülüğü altındadır. Ancak yine de çok dikkatli olunmasına rağmen gözden kaçan ufak tefek hatalar olabilmektedir. Bu ufak tefek hatalar belki bir makinenin kullanım kılavuzunda hoş görülebilirken bir hukuk metninde asla kabul edilebilir bir durum değildir. Özellikle özel isimlerin yazılmasındaki bir hata metnin tekrar çevrilmesini gerektirebilir. Bu da hem zaman kaybına, belki de zamanında teslim edilmesi gereken bir evrakın geciktirilmesinden kaynaklanan bir hak kaybına yol açabilir.
Hukuk çevirilerin karşılaşılan güçlüklerle başa çıkmak için öncelikle her iki ülkenin de hukuk sistemini iyi tanımak, öğrenmeye istekli olmak, öğrenilenlerden mutlu olmak gerekir. Çevirinin başarılı olabilmesi için çevirinin yapıldığı dilde anlaşılmasını sağlamak için yeterli araştırmanın yapılması gereklidir. İki sistem arasındaki farklılıktan dolayı tam karşılığı olmayan terimler için araştırma yapmak gereklidir.
http://www.abgs.gov.tr/files/Sozluk/Sozluk_Baski.pdf gibi bakanlıkların hazırladıkları sözlüklere göz atmak faydalıdır. Yine http://www.turkhukukkurumu.org.tr adresinden ulaşılabilecek hukuk terimlerinin karşılığını veren bu tür sadece hukuki terimlere özel hazırlanmış sözlüklerden faydalanmak gereklidir. Belki de yeni bir terim üretmeye çalışmak, bulunamıyorsa da o terimi açıklayarak kullanmak gereklidir.
Disiplinli çalışmayı, çok özenli olmayı, bir kelime için belki saatlerce araştırma yapmayı gerektiren bu alanda çalışmak çevirmene çok katkı sunmaktadır. Hukuk metni çevirisi yaptıkça sadece çevirileri değil her şeyi bir bütün olarak ele alıp sonra ayrıntılara inmeyi öğreniyorsunuz. Daha sonra, bu sistemleri besleyen kültürleri öğrenmeye başlıyorsunuz. Türkiye’de iki renkli yapılan nüfus cüzdanlarını İngilizceye çevirirken sadece ön tarafındaki ve arka tarafındaki kelimelerin İngilizceye çevrilmesinin yeterli olmadığını, renkler ile ifade edilen cinsiyet unsurunu çevirmenin gerekli olup olmadığını düşünüyorsunuz ve sonra da anlaşabilmek için sadece harflerin, kelimelerin yeterli olmadığını görüp iyi de bir hayat dersi alıyorsunuz. Ve daha da önemlisi giderek globalleşen dünyamızda özellikle de Avrupa Birliği ile olan ilişkiler nedeniyle hukuk çevirisi alanına talebin artmasından dolayı kendinizi önemli hissediyorsunuz.
Özetlemek gerekirse çevirmene hem entelektüel anlamda hem de dünya görüşü alanında çok katkı sunan, kelimesi kelimesine tercümeye edilmeye çalışıldığında çok kaliteli sonuçları elde edemediğimiz bu alanda titiz, dikkatli ve hukuki sorumluluğu üstlenecek şekilde hareket etmek son derece gereklidir.
Yazar Hakkında
Edibe Yılmaz
Kırklareli doğumludur. Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü mezunudur. Öğretmenlik deneyimi bulunmaktadır. 2004 yılından beri çeşitli alanlarda çevirmenlik yapmaktadır.