Yaşar Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık Bölümü Araştırma Görevlisi olarak görev alan Sn Tutku Öncü’nün Mart 2016’da çeviribilim alanında sunduğu tezi jüri tarafından kabul edildi. Akademik kariyerin en zor olduğu alanlardan birinde göstermiş olduğu bu başarısı için kendisini tebrik ediyoruz ve Çeviri Blog ekibini kırmayarak, çeviri alanında akademik çalışma yapmak isteyen gençlere önerilerini, bu sürecin artılarını eksilerini, çeviri bilimin ülkemizdeki yeri hakkındaki fikirlerini ve birçok önemli yorumunu paylaştığı röportajını iletiyoruz. Keyifli okumalar..
- Çeviri biliminin ülkemizdeki yeri hakkında ne düşünüyorsunuz? Geliştirilmesi adına neler yapılmalı?
Ülkemizde özellikle son yıllarda çeviri eyleminin profesyonel bir çerçevede değerlendirildiğini görüyoruz. Buna bağlı olarak Çeviribilimin bir bilim dalı olarak akademik platformdaki varlığı güçleniyor. Bu noktada öncelikle lisansüstü eğitim veren programların ele alınmasını gerekli görüyorum. Özellikle alana akademisyen yetiştiren doktora programlarının açılması çok önemli. Bu programların dünyadaki gelişmeleri takip ederek Çeviribilim çerçevesinde araştırma konularını ele alması büyük önem taşıyor. Bu programlarda eğitim veren ve bu alandan yetişen nitelikli akademisyenlerin varlığı programlar için hayati öneme sahip. Profesyonel kimliğe sahip akademisyenlerin yetişmesi ileriye dönük hem lisans düzeyinde hem lisansüstü düzeyde eğitimin niteliğini artıracak, yeni araştırmalara kapı açacak ve Çeviribilim alanına katkıda bulunacaktır.
Öte yandan, bilim dallarının kuram ve uygulama ayaklarının bir bütün olarak ve birbirini destekler nitelikte ele alınması gerekir. Bu açıdan baktığımızda akademi ve piyasa işbirliğini pekiştirmeye yönelik düzenlenen etkinliklerin öneminden de bahsetmek mümkün. Hem çeviri eylemine hem de bilimsel bir alan olarak Çeviribilime ait sorunların ortak bir platformda farklı bakış açılarıyla paylaşılması ve tartışılmasının Çeviribilim alanına katkısı vardır. Bu bağlamda sorunlara çözüm üretme ve alanın ülkemizdeki gelişimine katkıda bulunma süreçlerinde ortak hareket edilmesinin hem akademiyi hem de piyasayı besleyen bir tutum olduğu inancındayım.
- Çeviri alanında yüksek lisans tezi yazma sürecinizi artıları ve eksileriyle anlatır mısınız?
Tez yazma sürecinin önemli bir deneyim fırsatı olduğunu düşünüyorum. Ancak bu sürecin her aşamasının aynı rahatlıkta geçmediğini söylemek zorundayım. Özellikle meslek hayatınızı da aynı anda sürdürmek zaman zaman zor olabiliyor. Mesai saatleri içinde okulda bulunduğunuzda tez yazmak için düzenli çalışmaya fırsatınızın olduğunu düşünebilirsiniz ancak bu durum her zaman mümkün olmuyor. Ders hazırlığı, idari konularda çıkan görevler ve gün boyunca yaşadığınız yorgunluklardan arta kalan vaktinizde okuma yapmak sürecin kesintiye uğramasına neden oluyor. Bunun üzerinden gelmenin ancak günü planlı yaşayarak mümkün olduğunu düşünüyorum. Tabii ki birlikte çalıştığınız kişilerin bu süreçteki tutumu da çok önemli. Yaşar Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık bölümü hocalarımın hepsine tez yazma sürecimdeki özverileri ve hoşgörüleri için minnettarım.
Tez yazma süreci en temel haliyle öne sürdüğünüz bir düşünceyi savunmak için fikrinizi geliştirmek, okumak, araştırmak ve yazmaktan oluşuyor. Okuma yaptıkça, yeni kaynaklara ulaştıkça düşünceleriniz gelişiyor ve farklı açılardan konuyu irdelemeye başlıyorsunuz ancak bu okuma evresinde yazdıklarınızdan uzaklaşabiliyorsunuz. O nedenle okumayla birlikte yazının taslağını oluşturmak önemli. Bunun ardından konuyla ilgili kaynakları bulabilme, konunuzun sınırlarını net olarak belirleyebilme ve sistemli çalışabilme ise tez sürecinin diğer aşamaları. Elbette bu süreçte deneyim ve fikirleriyle zor zamanlarınızda yanınızda olan danışman hocalarınızın olması en büyük şansınız.
- Akademisyenliği seçmek isteyen genç çevirmenlere öneriniz?
Yaşar Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık bölümü öğrencisi olduğum süre boyunca üniversitede kalmak istedim. Bu dönemde hocalarımın oluşturduğu aile ortamı bu isteğimi artıran etkenlerden biri oldu. Meslek seçerken belki de en önemli şey ne istediğinizi ve ne istemediğinizi bilmek. Bu çözümleme size olmak istediğiniz yeri ve yapmak istediğiniz mesleği açıkça gösterecektir. Kişiliğinizle uyumlu bir meslek seçmek size sevdiğiniz bir işte çalışmak için çabalama gücü verecektir. Akademide kalmanın aynı anda farklı görevler üstlenmeyi gerektiren bir iş olduğunu düşünüyorum. Bir taraftan araştırma ve öğrenme sürecinde hep öğrenci olarak kalmak, bir taraftan öğrendiklerinizi yazıya dökerek metin üretmek bir diğer yandan bildiklerinizi başkalarıyla paylaşmak eğitim sürecini farklı bakış açıları ile değerlendirmenizi sağlıyor. Tüm bu aşamalarda bol bol okumayı, araştırmayı, yazmayı ve anlatmayı seviyorsanız akademide kalmak sizin için keyifli bir yolculuk olacaktır.
Gerçekten başarılı bir yazı olmuş tebrikler..