Çeviri sektörünün ne kadar sınırsız olduğunu hepimiz biliyoruz. Dil uzmanları olarak artık tek görevimiz çeviri yapmak değil. Son zamanlarda metin uyarlaması (transcreation) adını daha da fazla duyar olduk. Peki metin uyarlaması nedir, hangi özellikleriyle çeviriden ayrılır? Gelin hep birlikte bakalım.
Birçok dil uzmanı; muhasebe, mühendislik ve hukuk gibi farklı alanlarda çeviri yapma niteliğine sahiptir. Bu da dil uzmanlarının, bu alanlarda fazlasıyla uzmanlaşmış oldukları için bu tür çevirileri yapmakta oldukça iyi olduğu anlamına gelir.
Bazı çevirmenler yaratıcı metinler üretme ve yazma konusunda daha yeteneklidir. Bu yüzden çeviri şirketleri bu dil uzmanlarıyla daha çok pazarlama, reklamcılık ve medya metinleri gibi projelerde çalışmayı tercih ederler. Tam anlamıyla yaratıcı metinler üretmek için, çevirinin bir adım daha öne götürülmesi gerekir. İşin bu kısmında da metin uyarlaması devreye girer.
Metin uyarlaması ele alınan bir kavramı başka bir dilde baştan yaratmayı içerir. Bu genelde bir fikir, ürün ya da hizmet uluslararası bir kitleye pazarlanırken uygulanan bir yöntemdir. Dolayısıyla dil, hedeflenen kitle üzerinde yankı uyandırmalıdır.
Metin uyarlaması ve çeviriyi birbirinden ayırt etmenin en iyi yolu bir süreliğine de olsa çeviriyi tamamen unutmaktır.
Yeni bir ürün ya da hizmeti piyasaya sürmek üzere olan bir şirketle çalıştığınızı düşünün. Sizin göreviniz ise bu ürün ya da hizmeti sadece hedef kitleye tanıtmakla kalmayıp aynı zamanda hayata geçirecek hatta insanları buna gerçekten inandıracak yaratıcı ve etkileyici bir tanıtıcı metin yaratmak. Bu metnin insanların ilgisini çekmesi, onları büyülemesi ve hatta gerçekten onu bir an önce satın almaları için müşterileri teşvik etmesi gerekmektedir. İşte metin yazarlığı dediğimiz şey tam da bu!
Peki, mevcut olan tanıtıcı mesajları bir dilden ana dilinize dönüştürmeniz nasıl mümkün olabilir? Böyle bir durumda metin uyarlaması devreye girer. Ancak bu, çeviri yaklaşımından daha farklı bir yaklaşım gerektirir.
‘’Sadık’’ ve ‘’kesin, doğru’’ gibi kelimeler genelde çeviri içinde niteliği tanımlamak için kullanılır. Ancak metin uyarlamasına gelince, ‘’yaratıcılığın’’, ‘’orijinalliğin’’ ve ‘’cesurluğun’’ sınırlarını çok iyi düşünmelisiniz. Ayrıca çeviri normalde tek bir dil uzmanı tarafından gerçekleştirilirken metin uyarlaması bir ekip işidir. Bu ekip, metnin geliştirilmesine katkı sağlar. Metni uyarlayan kişi, müşteri taleplerinin karşılandığından emin olmak için onlarla sürekli iletişim halinde olmalı ve yakından çalışmalıdır.
Gramer doğruluğu ve metinde akıcılık çeviri için oldukça elzemdir ve bu konuda asla hataya yer yoktur. İşte tam da bu yüzden, bir çevirmenin ana diline çeviri yapması tercih edilmelidir.
Şirketlerin neden hedef ülkede sıfırdan bir metin üretebilecek metin yazarları ekibiyle değil de metin uyarlayan kişilerle çalışmak istediklerini merak ediyor olabilirsiniz. Şöyle ki, çoğu müşteri orijinal metindeki duygunun sürdürülmesini ve hedef kitleye birebir aktarılmasını ister. Bu da bir kişinin kaynak dile dair ayrıntılı bir bilgi sahibi olmasını gerektirir.
Yani metin uyarlamasının amacı başka bir dilde ifade edilen şeyin aynısını söylemek değildir. Zaten genelde başka bir dilde ifade edilen şeyi birebir yansıtmak, açıklamak da mümkün değildir. Metin uyarlamasındaki amaç her dilde aynı etkiyi yaratmaktır. Ancak çeviride bunun başarılabileceği pek söylenemez.
Kaynak: http://www.articulatemarketing.com/translation-vs-transcreation