Çok sık ölüm haberi alır olduk son zamanlarda. Henüz şaşkınlığımızı üzerimizden atamamışken yenileri eklendi durdu. Henüz yitip gitmiş olanlara üzülüyor, ardındansa hemen unutuyoruz. Herkesin unutmaya pek müsait olduğu bu dönemde ben Tahsin Yücel’i anmak istiyorum. Edebiyat ve göstergebilim alanında önemli çalışmalar yapmış olan Tahsin Yücel pek çoğumuzun meslektaşıydı. Ancak bu noktada bitmiyor hikayesi; yazar, eleştirmen ve akademisyen kimliğiyle de büyük başarılara imza atmış olan Yücel, dili ustalıkla kullanmasıyla da ön plana çıkıyordu.

Kahramanmaraş doğumlu olan Yücel, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. 1969’da doktor, 1972’de doçent, 1978’de profesör unvanını aldı. Edebi alanda verdiği eserler Yücel’e pek çok ödül kazandırdı.

90’a yakın sayıda kitap çevirisine imza atmış olan Tahsin Yücel’in bazı çevirileri şöyledir: Stefan Zweig (Amok-1954, Usta İşçi-1954), Steinbeck (Bir Numaralı Evde Olanlar – 1955), Albert Camus (Sisifos Efsanesi-1962, Tersi ve Yüzü-1963, Başkaldıran İnsan-1967, Yaz-1994, Sürgün ve Krallık-1996), Alexandre Dumas (Kamelyalı Kadın-1963), Gustav Flaubert (Madam Bovary-1956), J. P. Sartre (Sinekler-1963), André Gide (Vatikan Zindanları-1958, Dünya Nimetleri-1959, Aynı Yol-1960, Yeni Nimetler-1960, Kadınlar Okulu-1967),Roland Barthes (Yazının Sıfır Derecesi-1989, Çağdaş Söylenler-1990,  Göstergeler İmparatorluğu-1996).

Aynı zamanda Peygamberin Son Beş Günü, Bıyık Söylencesi, Vatandaş, Yalan, Gökdelen, Sonuncu gibi eserler üretti ve büyük ilgi uyandırdı.

Sait Faik Hikaye Armağanı, TDK Öykü Ödülü, Çeviri Üstün Hizmet Ödülü, Yunus Nadi Roman Ödülü gibi ödülleri tüm çalışkanlığı ve emeğiyle kazandı.

Değerli aydınımızı saygıyla anıyoruz…

Tags: