22 Aralık 2013 tarihinde başlayan maceramızın bugün sonuna geldik.
Çeviri dünyasında yer alan sorulara en güzel yanıtların yine sektörce verileceğini düşünerek bir kitap yazdık;
El değmemiş soruları sorduk, sorunları eşeledik, beyin fırtınası yaptık, çözüm önerileri sunduk..
Bir rehber olsun, yol göstersin, dert dinlesin, sorun çözsün diye 75’ten fazla uzmandan yanıtlar aldık, inanın alana kadar da peşlerini bırakmadık!
Kitabı yazdık, bastık, dağıttık, ulaşabildiğimiz tüm çevirmenlere, Türkiye’deki her çeviri okuluna, yurt dışından talep eden çevirmen dostlarımıza, akademisyenlerimize, çeviri işletmecilerine, çeviri bürolarına, çeviri kulüplerine gönderdik.
Reklam almadık, sponsor kullanmadık, kimseyi öne çıkarmadık.
Beraber yazdık, ekipçe derledik, şimdi de beraber okuyoruz!
Bir internet sitesi yaptık, okunur halde yayınladık; cevirikitabi.com
Son olarak da kitap.online’dan e-kitap olarak indirebilirsiniz diyoruz, dijital kütüphanenizde de bulunsun.
Yine ceviriblog.com‘dan da okuyabilecek ve sosyal medya paylaşımlarımızdan da takip edebileceksiniz.
Biz bu sırada okul okul dolaşıp akıllardaki sorulara yanıt veriyor olacağız.
Bu kadar oturmak bana fazla!
Beraber kitap yazıyoruz!
Her gün en az 20 soru cevaplıyorum çeviri ile ilgili fakültelerin öğrencilerinden. Facebook, ÇeviriBlog, Linkedin mesaj kutularım, kişisel e-postam dolup taşmış durumda. Cep telefonundan ulaşanları veya Dijital Tercüme’ye çat kapı gelenleri de bilgilendirmeye çalışıyorum. Sadece öğrenciler değil, hali hazırda çevirmenlik mesleğini icra edenler, kanunlar ve işleyiş hakkında kafaları karışık olanlar, MYK’nın Çevirmen Standardı, Yeterlilikleri ve Uygulaması hakkında soruları olanlar, sınavı destekleyenler ve desteklemeyenler, kişisel fikrimi soranlar (destekliyorum), benim başını şişirdiğim değerli hocalarım, tezlerini yazan ve hiçbir yerde istatistik olmadığı için veri eksiği olan sevgili akademisyenlerimiz, koşa koşa Türkiye turu yaparak gittiğim tüm illerdeki beni resmen soru yağmuruna tutan mesleğimizin gelecekleri, çeviri bürolarından paralarını alamayanlar, bir tercümandan şikayet eden tercüme büroları, mesleğe nasıl başlarım diyenler, bileği ağrıyanlar, gözleri bozulanlar, stresten gözüne uyku girmeyen çevirmenler, çözüm önerileri sunanlar, gecenin üçünde beni çevrimiçi görüp “bir cümeley takıldım” diyenler, işin doğrusunu öğrenmek için peşinde koşturduğum ve röportaj yaptığım, aradığım, buluştuğum mesleğin duayenleri ve bu konuda çok emek harcayan saygın derneklerin tüm üyeleri ve ÇeviriBlog vasıtasıyla bana ulaşan başka bir iş yapan ama gönlü çevirmenlikte olan herkes ile konuşuyorum, yazışıyorum, ama bu böyle olmayacak, yetmeyecek, yetemiyorum. Yel değirmenlerine çatıyorum her seferinde. Oysa beraber bir üflesek yıkılacaklar.
Yanlışlarım olsa da bir misyon edindiğimin farkındayım, pes edecek de değilim. O yüzden ÇeviriBlog’taki tüm yazılardan, sorulardan, bahsedilen veya çözüm bulunan tüm sorunlardan derlenmiş, işin akademik değil de sektörel bazdaki en azından ortak sorularına cevap verecek nitelikte bir kitap yazmaya başlıyorum. Örneğin akla bir soru geldi ” Mütercim tercümanlık 3. sınıf öğrencisiyim, neler yapmalıyım? ” Hop, kitaba bakacağız. Cevabı yoksa ekleyeceğiz. Kendini geliştirecek, güncelleyecek, büyüyecek.
Tabii ki E-kitap mantığında olacak ve herkesin ücretsiz erişimi olacak, yazılı hali gerekirse de basımını kendim üsteleneceğim. O konuda “akıllanmayacağım” beni eleştirdikleri üzere. Ben mesleğe aşığım, işletmeci ve ticari kimliğim bunun önüne geçemez. Bilgiye herkes erişebilmeli. Ama manevi desteğinize ihtiyacım var. Lütfen en önemli sorulardan 40-50 tane derleyelim. Anketler yapalım, istatistikler ve veriler tutalım. Meslekte veri yok doğru düzgün. Burada herkese ihtiyacım var. Küçük, büyük demeden herkesi göreve çağırıyorum. Küçükler yapamam demesin, büyükler burun kıvırmasın. Buraya yardım etmeyip de dışarda sektörden şikayet edenler olmasın. Herkes azıcık da olsa bir işin ucundan tutsun. Bir veri çalışmasına vereceğiniz bir oy bile gerçeği görmemizde ne kadar önemli, bir düşünün. Kitabı 2014 yılının 30 Eylül’üne yetiştirmek isterim. Ve başlangıcı da bu an yapıyorum. Sabaha kadar uyumadan, yazıları okumaya başlıyorum. Çünkü herkesin bildiği üzere: Çevirmen uyumaz, çevirmen yemek molası vermez, çünkü yemek yemez, çevirmen tatil yapmaz, çevirmen konuşmaz, çevirmen işine bakar:
Hepinize gönülden saygı ve selamlarımla, Senem Kobya- Almanca ve İngilizce Çevirmen