Çevirmenlik, bir aşk evliliğidir.
Belki bir kelime oyunundaki bakışına vurulmuşsunuzdur. Belki bir sözcüğün içinde barındırdığı binlerce anlama. Zekâsındaki kıvraklığa, söyleyişindeki zarifliğe, akıcılığına, duruluğa. Evi, arabası, yatı, katı var mı diye bakmazsınız. Parasız da kalsanız, kuru ekmeğe talim de etseniz en olmadık zamanda gelir, tüm şatafatıyla elinizden tutar; başka bir şey düşünmez olursunuz. Var gücünüzle onu taçlandırmak, onurlandırmak, mutlu etmek için çalışırsınız. Kimse sizden talep etmese de daha iyisi, daha güzeli olmak için uğraşırsınız. Onun için. Kendinizden, uykunuzdan, hayatınızdan vazgeçersiniz. Tuşlara vururken çıkan düzenli müzik sesi, hayatınızın şarkısı; çeviri bittiğinde aldığınız derin nefes en huzurlu anınız olur.
Kimi zaman nefret edersiniz. Yalnız kalmayı düşlersiniz o yanınızdayken, “bir nefes almaya ihtiyacım var” dersiniz. Çoğu zaman bıktırır, çoğu zaman kavga halindesinizdir. Ama yokluğu olmaz, yokluğunda özlersiniz. Nicedir hayalini kurduğunuz tatile de gitseniz özlersiniz. Ayaklarınızı uzatır, bir kitap alırsınız elinize ve tam orada, bir cümlenin orta yerinde yakalar sizi büyüsüyle. Ondan kaçış yoktur. O yüzden kendinizi zorlamayın. Ya çevirmensinizdir, ya değilsinizdir. Çevirmenliği sadece iş olarak yapmaya çalışarak hem kendinizi hem etrafınızdakileri kandırırsınız, çünkü bu evlilik özen ister, disiplin ister, sorumluluk ister; her şeyden önce emek ve adanmışlık ister.
Çevirmenlik, bir aşk evliliğidir. Uzun, maceralı ve sonsuz. Bu yolculukta çoğu zaman yolumuzu kaybederiz. Önümüze birçok engel çıkar, başımıza türlü türlü olay gelir, o yüzden aklımızda hep çok fazla soru vardır. Cevapları ararız, ararız, bazen buluruz da. Binlerce bilge binlerce söz söylemiştir ama bizim aradığımız cevaplar, yolun varlığı ile değil, yolculukla ilgilidir ve ancak bu yola baş koyanlar tarafından verilebilir. Bu aşamada, keşke ama keşke bir kılavuzu olsaydı gemimizin deriz, keşke kaybolduğumuzda yolumuzu aydınlatacak bir deniz feneri ışıldasaydı. Bizimle aynı dertten muzdarip olanların sesini duyabilseydik, onlardan güç alabilseydik vaz geçiş anlarımızda.
Biz, çeviriye gönül verenler, işte tam da bu yüzden bir “Çeviri Kitabı” yazalım dedik.
Çevirmenlerin, akademisyenlerin, çeviri öğrencilerinin, çeviri işletmecilerinin ve çeviriyle ilgilenen herkesin yani sektörün tüm paydaşlarının yardımıyla hazırlanan bir kitap olsun istedik. Hem teoriye hem uygulamaya yönelik, herkesin anlayabileceği bir dilde yazılmış olsun. Çeviri dünyasında yer alan ya da yer almaya hazırlanan herkesin aklındaki soru işaretlerini silme amacını taşıyan bir rehber görevi görsün.
Öğüt versin, dert dinlesin, yol göstersin. Ne işler “çevirdiğimizi” cümle âleme gösterelim, sessizliklerden çıkalım istedik, neden önemli olduğumuzu, neden bize ihtiyaçları olduğunu, neden biz çevirdikçe dünyanın döndüğünü anlasınlar istedik. Biz, çeviriye gönül verenler, gönlümüzden gelenlerle yazdık bu kitabı.
Çünkü çevirmenlik, bir aşk evliliğidir. Bitmez…
Yazar: Senem Kobya
Senem Kobya Kimdir? Senem Kobya, Dijital Tercüme‘nin kurucusu ve CEO’sudur. Cağaloğlu Anadolu Lisesi‘nde 7 sene boyunca Almanca ve İngilizce eğitim almış; İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamlamıştır. 1999 yılında başladığı çevirmenlik mesleğinde yeminli çevirmen, çeviri editörü, yerelleştirme uzmanı veya proje sorumlusu olarak görev almıştır. Sprachdiplom, Dil Yeterlilik Ve Başarı Belgesi, Google Yetkili Çeviri ve Yerelleştirme Uzmanı unvanlarına sahibidir. Çeviri sektöründen 12000+ üyesi bulunan ve sektörü şekillendiren ÇeviriBlog grubunun kurucusu ve yöneticisidir. Her yıl düzenlenen Çeviri Yarışması’nın kurucusu ve ana sponsoru, Çeviri Kitabı yazarlarından biridir. Üstün Zekalı Çocuklar için Akıl ve Zeka Oyunları eğitmeni; Tema, Greenpeace ve Koruncuk Vakfı gönüllüsüdür.
http://www.cevirikitabi.com/onsoz/