Herkese merhaba,

Yazıya başlarken ne kadar umutlu olduğumu belirtmek istiyorum. Büyük emekler verdiğimiz Çeviri Kitabı’nın çıkmasına çok az kaldı.  Daha önce hiç yapılmamışı yapmanın verdiği bir heyecan var üzerimde, ancak bunun yorgunlukla karışık bir heyecan olduğunu söylemem gerekiyor. Pek kolay değil gerçekten, hiç denenmemiş bir proje olması da yorgunluğumuzun artmasına sebep oluyor. Kolay değil evet, ancak az sürede çok işler başaran ekibimiz sayesinde çalışmalarımız aksamadan devam ediyor. Tüm çabasını ortaya koyarak çalışan, bunu yaparken de  büyük bir özveri örneği gösteren ekibimiz kitap için çok umutlu. Başta Senem Kobya olmak üzere, Seda Karacan, Pınar Göğüş, Aziz Eralp Kuru, Aybüke Yılmaz, Betül Gökçe Güneş, Hazal Baysan, Hüseyin Deniz Altunlu, Kardelen Alaçam, Müge Altınçınar, Sinem Çam ve desteğini esirgemeyen diğer tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür ederek çalışma sürecimize değinmek istiyorum.

Dört ay önce başladık her şeye. O ilk adımı atarken duyumsadığımız heyecan bize ilham verdi. Bir çeviri kitabında ne olmalıydı, kimlere ulaşmalıydık, neler yazmalıydık, nerelere değinmeliydik? Yanıtlanacak o kadar çok soru vardı ki! Öncelikle konseptimizin sınırlarını belirledik, asla kar amacı gütmeyeceğimiz, salt gönüllülük ilkesine bağlı kalarak yürüteceğimiz bir proje olmalıydı bu. Çeviri kitabının çıkmasına sebep olan şey de buydu: akıldaki soru işaretlerini silmek. Çevirmen olmak isteyen lise öğrencisinden, çeviri eğitiminde akademik kariyer yapmak isteyen mezunlara, kendi işletmesini kurmayı düşünenlerden, sadece çevirinin ne olduğunu merak edenlere kadar herkesin ulaşabileceği bir rehber çıkarmak! Birkaç toplantı sonrasında hala yanıtlamakta zorluk çektiğimiz sorular vardı. Bu toplantı süreci ekibimizin her türlü teknolojiden yararlandığı, iletişim kurabilmek için telefonuna sarıldığı, klavyesinin dayanıklılık sınırlarını zorladığı, internet şifrelerini soradurduğu ilginç bir süreçti doğrusu! Ekibimizin bir kısmı ülkenin diğer ucunda olunca böyle şeyler yapmamız çok normal, ancak diyorum ya ekibimiz sağlam. Gülüp geçiverdik olanlara, proje ertelenemezdi. Peki dört ay böyle bir kitap çıkarmak için yeterli bir süre miydi? Olmadığını bildiğimiz için vaktimizi daha iyi kullanmamız gerektiği bilinciyle çalışmalarımıza dört elle sarıldık. Elbette herkesin yoğun olduğu bir dönemde böyle bir çalışmayı ortaya koyabilmek için dinlence vaktimizden kısmamız gerekti, finaller bittikten sonra arkadaşlarımız tatile çıkarken bizim kitapla ilgilenmemiz gerekti, zor bir çeviriyi bitirdikten sonra kahvemizi yudumlamak yerine kitap taslağı çıkarmamız gerekti. Fakat bunun keyfini hep birlikte sonradan çıkarmayı umuyoruz, yapacaklarımıza dair beslediğimiz umut bize enerji veriyor.

Kitabın yoğun bir çalışmayla belirlediğimiz başlıklarından söz edelim biraz. Çeviri Kitabı – Çevirmenler Ne İşler Çeviriyor giriş niteliğinde bir kitap olduğu için daha çok çevirmenlerin neler yaptığının, çevirmenin kim olduğunun, çevirmenin bilmediğimiz yönlerinin, çevirinin aslında nasıl bir süreçten geçtiğinin anlatıldığı çok başlık var.  Yazar kadromuz, çeşitli üniversitelerden akademisyenler, çeviri işletmecileri, çeşitli uzmanlık alanlarında profesyonelleşmiş çevirmenler, proje yöneticileri, çeviri teknolojisiyle yakından ilgilenenler, yıllarını çeviriye adamış olan çok değerli kimselerden oluşuyor. Böyle bir kadroyu bir arada görebilmek bizler için de çok değerli olmakla birlikte kitabımızın kalitesi konusunda şüphe duymayacağınızı gösteriyor. Kitap içinde yer alan başlıkların hepsi en çok sorulan sorulara cevap niteliğinde hazırlandı, herkese hitap edebilme ilkemiz unutulmadı ve yazıların dilinin anlaşılır olması önemsendi. Yazarlarımız “Genç Çevirmenlere Öğütler” başlığında öğrencilerin ve mesleğe yeni adım atmış çevirmenlerin en çok merak etttiği “biz ilerde ne yapacağız”  sorusuna yanıt bulmaya çalışırken akademisyenlerle yaptığımız röportajları derlediğimiz bölümde çeviri eğitimine dair önemli tartışmalar yürütüldü. “Ne Zaman Çevirmen Oldum Diyebiliriz” başlığında çeviri edinci ve bu edincin sürecine dair önemli bilgiler paylaşıldı.  “Çevirmenin Hakları” ve “Yasalar Karşısında Çevirmen” başlıklarında çevirmenlerin en büyük sorunu olan emeğinin karşılığını alamama, hakların sınırlı olması sorunlarına ışık tutuldu. “Çeviri Programları” başlığında çevirmenlerin ve çevirmen adaylarının bilgilerini güncel tutması gereken çeviri teknolojileri hakkında önemli paylaşımlarda bulunuldu. “Kitap Çevirmenliği” başlığında kitap çevirmenlerinin vaktini nasıl kullandıkları, kitap çevirirken karşılaştıkları zorlukları ve kitap çevirmenliğinde önemli olan noktalar üzerinde duruldu. “Uzmanlık Alanları ve İşin Uzmanlarından Öğütler” başlığında çeşitli uzmanlık alanlarında kendini kanıtlamış çevirmenler çok değerli deneyimlerini paylaştı. “Çevirmen Tanıtımı” başlığı altında mesleğe yeni başlamış bir çevirmenin kendini nasıl ön plana çıkaracağı, deneyimlerini kanıtlamak için hangi yolları izlemesi gerektiği hakkında faydalı yazılar paylaşıldı. “Çeviri Sözleşmesi ve Önemi” başlığında pek çok çevirmenin yeterince bilgi sahibi olmadığı çeviri sözleşmeleri ele alındı. Bunlar mevcut başlıkların bir kısmı sadece. Çeviri Kitabı’nda hepimizi çok daha fazlası bekliyor.

Kitabımızın %70’i hazır diyebilirim.Elbette bunun daha dizgi, düzenleme, son okuma süreçleri de var. Elimizdeki projeyi en iyi şekilde sunmak istiyoruz bu yüzden her aşamayı titizlikle tamamlamaya çalışıyoruz. Yazarlarımızın yoğun temposu içinde bize yazı gönderdikleri gerçeğini de düşünürsek biraz daha zamana ihtiyacımız var. Ancak geliyor, Çeviri Kitabı çok iddialı bir şekilde geliyor hem de. İlk olacak ve devamı da gelecek.

Ekibimiz Çeviri Kitabı’nı bitirdikten sonra da boş durmamakta ısrarlı. Çeviri Kitabı tamamlandıktan sonra Çeviri Yarışması ve Çeviri Kitabı 2 hazırlıklarına başlayacağız. Biliyoruz Çeviri Kitabı çok kısa bir sürede hazırlanıyor, ancak ikincisi için daha geniş bir zaman dilimi ayırmayı ve daha farklı bir çalışma yürütmeyi düşünüyoruz. Yeni şeyler yapmanın heyecanı var üzerimizde, desteğinizle daha güzel şeyler yapmayı umuyoruz.

Herkese teşekkürler!

 

Tags: