Özellikle noter satışlarında sıkça karşımıza çıkan ve çevirmenleri zorda bırakan Osmanlıca terimlerin açıklamaları Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Arşiv Dairesi Başkanlığı Şube Müdürü Hayrettin Gültekin tarafından hazırlanmış. Kendisine teşekkür eder, terimceyi hem burada, hem de word dosyası olarak sözlüklerimiz kısmında paylaşmak isteriz.

1) ESKİ TAPU KAYIT VE SENETLERİNDE YAZILI KELİME VE TERİMLERİN AÇIKLAMASI

-A-

Ahkâm : Hükümler
Ahz u kabz : Her iki sözcük, almak anlamına gelir.
Ahz u itâ : Alıp verme
Akâr : Gayrimenkullerden kirâ yoluyla sağlanan gelir
Akârât : Gelir sağlayan gayrimenkuller
Akârât-ı Vakfiyye : Vakıf gayrimenkuller; evler, dükkânlar ile bunların getirdiği gelir
Akçe : Osmanlı döneminde gümüş para cinsi ve birimi
Âmm : Genel, umumi, herkese ait
Âmme emlakı : Kamu taşınmaz malları
Âmm ve şâmil : Umumi ve kapsamlı
Amme arâzisi : Kamu toprağı
Arâzi-i mîrîye : Mîrî yani devlete ait topraklar, arazi-i emiriyye
Arz : Toprak; sunma, bildirme
Arzen : Genişlik, en
Arâzi-i mahmiyye : Geliri (rakabesi) Hazineye ait bulunan araziden koru, mer’a, yol, pazar yerleri gibi halkın gereksinimlerine
ayrılmış yerler
Arâzi-i mukâta‘a : Maktû (götürü) bir vergiye bağlanmış arazi, kesime verilmiş topraklar; devlete hizmeti geçen önemli kişilere bizzat devlet tarafından geliri veya vergisi terk edilen topraklar
Arâzi-i mahlûle : Tasarruf sahibinin intikal sahibi bırakmaksızın ölümü ile
hazineye dönen miri arazidir.
Arâzi-i mektûme : Devlete ait olduğu halde, devletin hakkı çiğnenerek haksız
ve fuzulen işgal edilen arazi
Arâzi-i mezrû‘a : Ekilen arazi
Arâzi-i selîha : Çıplak arazi
Arazi-i seniyye : Saltanat makamını işgal edenlere ait toprak
Asabe-i nesebiyye : Kan ve soy yoluyla akraba
Asiyâb : Değirmen
Aslah (eslah) : En uygun (Vakfiyelerde en uygun oğul diye geçer)
Atîk : Eski

-B-

Bâ : Farsça ile, -li, lu eki
Bâ-temessük : Temessük ile (tasarruf olunan toprak)
Bâ-hüccet : Hüccet ile (tasarruf olunan toprak)
Bâ-tapu : Tapu ile (tasarruf olunan toprak)
Ba‘de : Sonra
Ba‘demâ : Bundan böyle
Bâc : Örfî vergi
Bâd-i hevâ : Kayıt dışı, önceden belirlenenin dışında gelen gelir;
Bedava, parasız
Bâb : Bölüm, kapı
Bâni : Kuran, yapan, bina eden
Bedel-i ferâğ : Miri arazi ve çifte kiralı (icareteynli) vakıf taşınmazlarının
tasarruf haklarının devredilmesi karşılığı alının paradır.
Bedel-i misl : Arazi hukukunda tasarruf hakkı karşılığı emsaline uygun
ödenen para
Bedel-i müsemmâ : Akitte tayin olunan bedel
Benûn : Üç veya daha ziyade çocuklar
Ber-mûceb-i âtî : Aşağıda geleceği gibi, Aşağıda ifade olunacağı üzere
Ber-mu‘tâd : Alışılageldiği üzere, devamlı yapılagelen usule göre
Berî‘ü′z-zimme : Zimmetten veya borçlardan kurtulmuş, temize çıkmış
Bey‘-i bi′l-istiglâl : Satış ve kiralamanın aynı anda yapıldığı satış, malı satıp aynı anda gelir ve menfaatını elinde tutuma
Bey‘-i bi′l-vefâ : Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden evvel yapılmış
gayri menkul rehni, vefaen satış, satılanın ileride satan tarafından geri satın alınması şartıyla yapılan satış
Bey‘-i bi′ş-şart : Şartla satım, şartlı satım
Bey‘ u şirâ : Alış-veriş, alım-satım.
Beyninde : Arasında, aralarında
Bidâyet : Başlangıç
Bin : Oğul
Bint : Kız
Bilâ : -sız ekinin görevinde olmak üzere Arapça sözcüklerin
başına getirilerek sıfat yapar ve bileşik yazılır.
Bilâ-zevc : Kocasız, kocası sağ olmadığı halde
Bilâ-zevce : Karısız, karısı sağ olmadığı halde
Bilâ-veled : Çocuksuz, çocuğu olmayan
Bilâ-ebeveyn : Anası ve babası olmayan
Bu dahi : Bu da bir öncesi gibi, yukarıda geçenin aynısı

-C-
Câr : Komşu
Câri : Uygulanan
Cânib : Taraf, cihet, yön
Cânib-i yemîn : Sağ taraf
Cânib-i yesâr : Sol taraf
Cihet-i i‘tâ-yı senet : Senetin veriliş sebebi, (iktisâb)
Cebel : Dağ
Cenâh : Yan taraf
Cenâb : evin yan tarafı, avlu (hürmet bildirilen sıfat olarak da
kullanılır)
Cenûb : Güney
Cedîd : Yeni

-D-

Dâyin : Alacaklı
Dâimi kayıtlar : Tapu İdarelerinde iş sahiplerinin müracaatı üzerine
tutulan kayıtlar
Deyn : Borç
Defter-i Hâkânî : Eskiden taşınmazlar hakkındaki kayıt ve tescillerin
işlendiği defterin adı. Tapu-Tahrir Defterleri için de bu ad kullanılmıştır. Bugünkü tapu sicilinin karşılığıdır.
Defter-i Hâkânî İdaresi: Şimdiki tapu dairelerinin eski adı.
Defter-i Hâkânî Nâzırı: Osmanlı Devleti zamanında tapu ve kadastro işlerine
bakan nâzır, bakan
Der-Sa‘âdet : Osmanlı Döneminde İstanbul′a verilen ad
Derûn : İçinde
Devir ve temlîk : Bir hakkın bir kimseden başka bir kimseye geçmesi

-E-

Eb : Baba, ata
Eben an cedd : Babadan oğla (Ebâ an cedd)
Ebnâ : Oğullar
Ebnâ-yı ebnâ : Kız ve erkek çocukları ile kız ve erkek torunları ifade eder.
Ebeveyn : Ana, baba
Ebvâb : Kapılar
Ekber : Daha (en, pek büyük), vakfiyelerde geçer.
El-yevm : Halen, bugün
Emâkin : Mahaller, mekanlar, mevkiler, yerler
Esbâb : Sebepler
Esâmi : İsimler
Eşcâr : Ağaçlar
Eşcâr-ı müsmire : Meyveli Ağaçlar
Eşcâr-ı gayr-i müsmire: Meyvesiz ağaçlar
Eş :Onun
Eşhâs : Şahıslar
Erba‘a : Dört
Erbâb : Sahipler, malikler
Etrâf-ı erba‘ası : Dört tarafı
Evkâf : Vakıflar
Evkâf-ı Hümâyûn : Padişahların ve padişahlara mensup olanların vakıfları
Evlâd-ı sulbiyye : Vakıfta bir kimsenin çocuklarını anlatan terimdir. Bir
adamın torunları onun evlâd-ı sulbiyyesidir.
Evlâd-ı ümm : Ölenin ana bir oğlan ve kız kardeşleri
Evrâk-ı müsbite : Tapu sicilini tamamlayan belgeler
Evlâd-ı inâs : Kız çocukları (vakfiyelerde geçer)
Evlâd-ı yol : Çoluk çocuk (vakfiyelerde)

-F-

Ferâğ : Satış (Bir mülkün tasarruf, sahip, olma hakkını başkasına
terk etme, Arazi Kanununda ise miri veya vakıf arazinin
yararlanma hakkının satışı)
Fevk : Üst
Fevkânî : Binanın üst kısmı, binanın üst katı
Fevkânî tahtânî : Altlı üstlü
Fevt : Ölüm

-G-

Garb : Batı
Gars : Ağaç, fidan dikmek
Gayr-i menkûl : Taşınmaz mal
Gayr-i musakka : Susuz

-H-
Hafîd :Torun

Hakk-ı karâr : Arazi Kanunun 78 nci maddesinde belirtilen nizasız 10
yıllık zilyetlik
Hakk-ı şurb : Su hakkı
Hâne : Ev
Hatt : Çizgi, sınır çizgisi
Hüccet : Delil
Hüccet-i şer‘iyye : Şeriyye mahkemelerinden sırf mülk taşınmazlar için
verilen belge
Hâvî : İçine alan, ihtiva eden

-İ-

İbn : Oğul, erkek çocuk
İbniyye : Ölenin oğlunun kızı veya oğlunun oğlunun kızıdır.
İbnân : İki çocuk
Îcâr : Kiraya verme
İcâre : Kira, gelir
İfrâz : Parçalara ayırma
İhyâ : Diriltme, canlandırma, tazelik verme
İhyâen : (Ham arazinin) ıslahıyle iktisap
İhyâ-yı mevât : İşlenmemiş toprağı ekime elverişli bir hale getirme, işleme
İntikâl : Geçirim; geçme, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının yasa
ile belli kesimlere geçmesi
İntifâ : Yararlanma, kullanma
İrs : Veraset, soya çekim

-K-

Kuyûd : Kayıtlar
Kuyûd-ı kadîme : Eski Kayıtlar
Kadîm : Eski
Kal : Sökme, çıkarma (ağaç)
Kâin : Bulunan, mevcut olan
Karye : Köy
Kebîr : Yaşça büyük, kebîre: büyük kız evlat (vakfiyede geçer)
Kurâ : Köyler
Kürûm : Bağ çubuğu
Köm : 1- Küme , yığın
2- Küçük ağıl

-L-

Lâ-bî-şartın : Şarta dayanmaksızın
Leb-i derya : Deniz kenarı, sahil
Li-ebb : Baba bir kardeş
Li-ümm : Ana bir kardeş
Livâ : Sancak; Osmanlı döneminde sancak olarak tanımlanan idari birim. Başında sancakbeyi bulunurdu. Tanzimat sonrası dönemde livânın başında bulunan görevliye mutasarrıf da denilmiştir.
Li-ecli’l imâr : İmar edilmek üzere

-M-

Maâdîn : Madenler
Ma‘an : Beraber, birlikte
Mâbeyn : Ara
Mâbeyn senedi : Ara senedi
Mâfevk : Üst mahal
Mağrib : Garp, batı, batıda bulunan
Mahal : Yer
Mahdûm : Oğul, evlat
Mâ-i câri : Akarsu
Mâ-i lezîz : İçilecek su, lezzetli su, memba suyu
Mahdum :Oğul, evlat
Mâlik : Mülk arazinin sahibi
Ma‘rûf : Herkesçe bilinen
Ma‘tûh(e) : Bunamış, bunak; sakat, kötürüm, amelmânde
Ma‘tûk : Azat olunmuş, azatlı
Mazbata : Tutanak
Mazbût vakıflar : Yönetimi devlet tarafından ele alınmış vakıflar; bir vakıf
iki şekilde mazbut vakıf olur; ya bütün vakıf yöneticileri
ölmüştür veya vakfeden kişi yönetici göstermemiştir. Bu
durumda bu vakıfların yönetimi devlet tarafından ele
alınır; devlet bu yönetimi Vakıflar Genel Müdürlüğü eli ile
kullanır.

Mebâni : Binalar, yapılar
Mebde’ : Başlangıç
Meccânen : Ücretsiz, parasız,karşılıksız
Meclis-i idâre : İdare meclisi, yönetim kurulu
Mecmû‘an : Toplu olarak, toptan
Mecmû‘u : Tümü, tamamı
Me’cûr : Kiraya verilen şey, kiralanan

Mecelle : Osmanlı İmparatorluğu′nda Tanzimat′tan sonra yapılan
kanunlaştırma hareketleri sırasında, Ahmet Cevdet
Paşa’nın başkanlığı altındaki bir bilim kurulu tarafından
hazırlanan, dayanağı İslam dini olan, daha çok borçlar
hukukunu ve kısmen de eşya hukuku ile yargılama
hukukunu içine alıp, aile ve miras hukukunu kapsayan,
kazuist metoda göre hazırlanmış 1851 maddelik bir yasa.
Menzil : Mesafe, yollardaki konak yeri, bir günlük yol, ayrıca ev anlamında da kullanılır
Mesâha : Ölçme, ölçümleme, yüz ölçümü
Mesken : Kişinin fiilen oturduğu yer, konut
Mezkûr : Zikredilen, sözü edilen
Mıntıka : Bölge, yer, mahal
Merbût : Bağlı
Merhûn : Rehnedilen mal
Mer‘iyyet : Yürürlük
Memât : Ölüm
Memlûk : Birinin malı olan
Menâfi : Menfaatler
Metrûk : Terk edilmiş
Mevrûs mal : Miras yolu ile edinilen mal
Mikyas : (Ölçek) Kıyas edecek alet, uzunluk ölçüsü
Mine′l-kadîm : Oluşuna, kimsenin bilemeyeceği kadar eski olan bir zamanı
ifade etmektedir.
Mîrî arâzi : Çıplak mülkiyeti devlete, sadece tasarruf hakkı şahsa ait
(Arz-ı mîrî) olan taşınmaz (tarla; çayırlık, yoncalık, harman yeri,
yaylak, kışlak ve koruluk gibi)

Mu‘accele : Önden alınan. Vakıf kiraların ya da mâlikâne usulü ile işletilen mukataalardan peşin alınan kısmına da denir.
Mu‘addel : Değiştirilmiş, tadil edilmiş
Mubâdil : Başkasının yerine getirilmiş, bir şeye bedel tutulmuş
Mu’eccel : Tecil edilmiş, mühletli, sonraya bırakılan, peşin olmayan
Muharrer : Yazılı
Muhtevi : İçinde bulunan, ihtiva eden
Mukâtaa : Arapça mukâtaa kelimesi bir bütünün kısımlara ayrılması ve kesim olarak belirlenmesi anlamına gelir. Osmanlı toprak sisteminde veya devlete ait gelir kelemlerinin belirli kısımlara ayrılması anlamında kullanılmıştır. Daha sonra bu kısımlar belli bir ücret karşılığında kiraya verilir. Aynı zamanda bağ, bahçe, arsa durumuna getirilen ekim toprağı için verilen vergi için de kullanılır.
Mukayyed : Kaydedilmiş
Munkalib : Değişen
Musakkâ : Sulu (suyu olan) tarla, gayr-i musakkâ: susuz tarla
Musakkaf : Üstü damla örtülü (bina), gayrimenkul kiralarına ilişkin
Musakkafât : Ev, han ve dükkan gibi üstü dam ile örtülü yerler
Mutasarrıf : Tasarruf hakkı ve salahiyeti olan kişi. Bir malın sahibi. Eskiden vilâyetten küçük olan sancak ya da diğer adı ile livânın yöneticisi. Mîrî veya vakıf araziye tasarruf eden kimse
Muteber : İtibar edilen, kabul gören
Müceddeden : Yeniden, zilyetlikten
Mülâhazat : Açıklamalar
Mülhak Vakıflar : Vakfın vakfiyesindeki şartlara göre vakfın işlerini gören
(mütevellileri) tarafından idare olunan vakıflardır.
Vakıflar Genel Müdürlüğü denetimine tabidir.

Mülk arâzi : Hem tasarruf hakkı, hem de rekabesi (geliri) kişilere ait
olan her nevi emlak
Mültekâ-yı nesâb : İki veya daha çok kimsenin neseplerinin birleştiği şahıstır.
Münâkale : Bir taşınmazla ilgili yeni kayıtla eski kayıt arasında
bağlantı kurma. (tedavül)
Münhedim : Yıkılan, çöken (binalar için), yıkık
Müseccel : Tescil edilen
Müstakilen : Yalnız, kendine ait
Müstegallât : Vakfa gelir getirmesi için tavanlı, damlı ve damsız
vakfedilmiş olan mallar anlamına gelen müstegal
kelimesinin çoğuludur. Çatısı bulunmayan arsa bağ bahçe gibi yerler
Müştemilât : Taşınmazın kullanılmasını kolaylaştıran ek tesis
Müte‘âkib : Sıra ile, birbirinin arkasına gelen
Mütesâviyen : Eşit olarak
Müteselsil : Ardarda
Müteveccihan : Dönülerek
Müteveffâ : Vefat etmiş (erkek)
Müteveffiye : Vefat etmiş (kadın)
Mütevelli : Bir vakfın idaresine memur edilen kimse

-N-

Neslen ba‘de neslin : Nesilden nesile

-P-

Peder : Baba
Pedereş : (Onun) babası

-R-

Ra : Rebi‘ü’l-âhir ayının kısaltma işarettir
Rab‘ : Vasat, orta boylu. Avlulu ev
Rabbu′l-mâl : Mal sahibi, İslam Hukukunda mâlik anlamında kullanılır.
Rabbe : Üvey ana
Rakabe : Kuru mülkiyet, çıplak mülkiyet, Bir arazinin asıl mülkiyeti.
Rekabe etmek : Vakfın gelirini aslına ilave etmek

-S-

Sağîr : Küçük yaşta erkek
Sağire : Küçük yaşta kadın
Sâlis : Üçüncü
Sâlisen : Üçüncü olarak
Satıh : Yüzey, bir şeyin dış yüzü
Sehim, sehm : Hisse, pay.
Semen : Satışlarda verilen para, değer, tutar
Sübût-ı-şer‘i : Şer’i esaslara göre sabit olan haklar
Süknâ : Oturma (oturulacak yer)

-Ş-
Şimâl : Kuzey
Şark : Doğu

-T-

Tahcîr : Arazinin çevresinde başkaları tarafından el konulmaması
için taş ve benzeri şeyler koymak
Tahtânî : Binanın alt kısmı
Tahte′l-arz : Yer altı
Tahvîl : Değiştirme
Tahrîr : Yazma
Tapu Temessükü : Tapu memurları tarafından eski tarihlerde verilen senet
Tarîk : Yol
Tarîk-i âmm : Geniş yol, cadde, genel yol, kamuya ait yol.
Tarîk-i hâs : Bir veya birkaç eve mahsus çıkmaz sokak, özel yol
Tarafeyn : Taraflar
Tasdikli Yoklama
Defteri : Yoklama memurları, ihtiyar heyetleri ve idare
kurullarınca tasdik edilmiş defter.
Tasdiksiz yoklama
Defteri : İl ve ilçe idare heyetlerinin tasdikinden geçmemiş,
tahakkuk ettirilen tapu harçları tahsil yönüne gidilmemiş
ve Defterhane’ye gönderilmemiş yoklama esas
defterleridir. Hukuki kıymeti yoktur. Ancak isbat vesikası
mahiyetindedir.
Tebâdül : Değişme
Tehcîr : Göç ettirmek
Temâdi : Birbirinin devamı, devam etmek.
Temlîk : Mülk olarak vermek, mülkiyeti bir bedel karşılığında
başka birine nakletmek
Temellük : Mülk edinmek
Temessük : 1- Eski hukukta borç senedi
2- Has, timar ve zeamet sahipleri ile mütevelliler tarafından verilen, miri ve vakıf arazide tasarruf yetkisini bildiren belge
Terkîn : Silme (kayıttan düşürme)
Teselsül : Zincirleme
Tevliyet : Vakıf malları üzerinde kullanma yetkisi, vakıf işine bakma
görevi. Bu görev sahiplerine mütevelli denir.
Tezyîd : Artırma
Tefvîz : Para mukabilinde hükümet tarafından verilen veya satılan
bir hak mukabilinde hükümet tarafından verilen
Takdîr-i bedel : Bir gayrimenkul malın emsaline göre bedelini takdir etme
Tashîh : Düzeltmek
Tûl : Uzunluk
Tûlen : Uzunluğu
Tedâvül : Tapu kayıtları tesis edildikten sonra alım, satım, ifraz,
intikal gibi sebeplerden dolayı şahıslar arasında gelen
değişiklikler.
Tevsîk : Vesikalandırma, sağlamlaştırma, yazılı hale getirme
Teb‘a-i Devlet-i Aliyye : Osmanlı Devletine bağlı, tabi
Tekye : İbadet ve ders için toplanılan yer

-U-

Uhde : Bir kimsenin üzerinde olan iş, sorumluluk

-V, Y-
Vakıf Temessükü : Vakıf memurları tarafından eski tarihlerde verilen senet
Vakf-ı müstesnâ : Vakıflar idaresinin müdahale ve mürakabesi olmaksızın,
doğrudan doğruya mütevellileri tarafından idare olunan
vakıflar
Veled : Oğul (gayri müslimler için)
Vefâen ferâğ : Taşınmaz mal rehni
Veledân : Çocuklar (Gayri Müslimler için)
Yoklama Kayıtları : Rumi 1288-1325 tarihleri arasında miri arazinin, yetkili
memurlar tarafından mahalline gidilerek, yerinde görülüp
incelenerek tutulan kayıtlar.
Yemîn : Sağ
Yemîni : Sağ taraf
Yesâri : Sol taraf
Yemîn ü yesâr : Sağ ve sol

-Z-

Zabıt Kayıtları : Kadastro (tapulama) görmeden önce taşınmazlarla ilgili
tutulan tapu kayıtları.
Zâde : Oğul, evlat
Zâviye : İbadet ve ders için toplanılan yer
Zahri : Arkası, arkaya ait.
Zevc : Koca
Zevce : Karı
Zımn : İç taraf

2)KAYITLARIN NEVİ VE İKTİSAP SÜTUNUNDA GEÇEN
HİSSE ORANLARI ARAPÇA BAYAĞI KESİRLER

Nısıf : 1/2, yarısı
Sülüs : 1/3’ü
Sülüsan (sülsan) : 2/3’ü
Rub‘ : 1/4
Râbi‘ : Dördüncü
Râbi‘an : Dördüncü olarak
Hums : 1/5
Südüs : 1/6
Subu‘ : 1/7
Sümün : 1/8
Tüs‘ : 1/9

3) ESKİ KAYITLARDA BULUNAN VE DEĞİŞİK YÖRELERDE KULLANILAN MAHALLİ ÖLÇÜLER

Eski yüzölçümü birimleri:
1 Atik Dönüm =1600 Arşın kare = 918,672m2. 1 Atik Evlek = 400 Arşın kare = 229, 668 m2.
1 Arşın kare = 0, 57417 m2.
1 Cedid Dönüm = 2500.00 m2.
1 Cedid Evlek = 100.00 m2.
1 Kirah = 1 dm2.
1 Cerip = 60X60=3600 Zira=2067, 012 m2.
1 Zira = 0, 57417 m2.

Eski uzunluk ölçü birimleri:
1 Fersah = 7500 Arşın = 5685 m.
1 Berid = 4 Fersah = 22740 m.
1 Merhale = 2 Berid = 45480 m.
1 Kara mili = 2500 Arşın = 1895 m.
1 Kulaç = 2, 5 Arşın= 1, 895 m.
1 Arşın = 0, 75774 m.
1 Parmak = 1/24 Arşın= 0, 03157 m.
1 Hat = 1/12 Parmak= 0, 00263 m.
1 Nokta = 0. 00022 m.
1 Urup = 0, 085 m.
1 Endaze = 0, 65 m.
1 Adım = 0, 75774 m.
1 Hatve = 0, 75774 m.

Kullanıldığı Yöreye Göre Değişen Ölçü Birimleri

Bölgesi Ölçü birimi Metrik karşılığı
AFYON 1 Dönüm 2000, 00 m2.
ANKARA 1 Mucur 32, 3544 m2.
“ 1 Şinik 129, 1883 m2.
“ 1 Yarım 516, 753 m2.
AYDIN 1 Satraç 0, 57417 m2.
ARHAVİ 1 Kıyye 150, 00 m2.
BURSA 1 Muzur 4643, 36 m2.
ÇUMRA 1 Dönüm 2500, 00 m2.
“ 1 Havayi 17 Litre
ELAZIĞ 1 Kot 229, 668 m2.: 4=57, 417 m2. “ 1 Ölçek 229, 668 m2.
“ 1 Urub (Rusu) 918, 672 m2.
“ 1 Kil 3674, 688 m2.

Bölgesi Ölçü birimi Metrik karşılığı
ESKİŞEHİR 1 Araba ot 4- 6 Dönüm
ERZURUM 1 Batman 459, 336 m2.
ERMENEK Kutu 4, 5 ¬¬¬- 5 Kg.
GAZİANTEP Kile 160 – 170 Kg.
“ Timin 1/8 Kile
GİRESUN Kod 1500, 00 m2.
“ Kıye 2500, 00 m2.
GİRESUN Karış 20 cm.
HADİM Mandal 30- 40 m2.
‘’ Evlek 250. 00 m2
HADİM Dönüm 1435, 4247 m2.
İSTANBUL 1 Kile 1837, 344 m2.
“ 1 Müd 36746, 88 m2.
İZMİR 1 Satraç 0, 57417 m2.
KARAPINAR Çiftçi dönümü 2500. 00 m2.
“ Yeni dönüm 2025. 00 m2.
“ Hükümet dönümü 10000. 00 m2.
K.MARAŞ Çiftlik 3000, 00 m2.
KELKİT Kile 918, 672 m2.
NİKSAR ½ teneke buğday 1300, 00 m2 REŞADİYE Kil 2067, 75 m2.
“ Kot 459 m2.
“ Evlek 229, 75 m2.
SAMSUN Kil 918, 672 m2.

ÇARŞAMBA Kesim 2765.00 m2 (Yeşilırmak’ın Doğu Bölgesi)
2025,00 m2
(Yeşilırmak’ın Batı Bölgesi)

TERME Kesim 3600 m2.
ALAÇAM Kabak 8000,00 m2.
SİVAS Ölçek 918,672 m2.
SİVAS Evlek 229,668 m2.

Bölgesi Ölçü birimi Metrik karşılığı
SİVAS Kile 12861,408 m2.
TOKAT Rublağ 1837,344 m2.
TRABZON Kot 1200,00 m2.
URFA Timin 1837,344 m2.
“ Kile 14698,752 m2.
“ Ölçek 918,672 m2.
YOZGAT Kile 918,672 m2.
“ Çerik 150,00 m2.

4) ESKİ TAPU KAYITLARINDA YER ALAN TAKVİMLER VE BUNLARIN BUGÜNKÜ KARŞILIKLARI

a) Hicri Takvim
Hicrî takvim Hz. Muhammed′in ölümünden sonra, günlerin hesaplanması konusunda ortaya çıkan bazı anlaşmazlıklar üzerine düzenlendi. Hz. Muhammed’in Mekke′den Medine′ye göç yani hicret yılı olan 622 Miladi yılı bu takvimin başlangıç yılı kabul edildi. Hicretin gerçekleştiği ayın Muharrem ayı olduğu anlaşılınca takvimin başlangıç ayının da Muharrem olması kararlaştırıldı. Böylece 1 Muharrem gününe denk gelen 16 Temmuz 622 Milâdî tarihi Hicrî takvimin başlangıç günü oldu. Hicrî yılı Milâdî çevirmek için Hicrî yıl 33’e bölünecek, bu bölümden arta kalan sayı dikkate alınmadan bölüm olarak elde edilen sayı Hicrî yıldan çıkartılıp 622 sayısı eklendiğinde Milâdî yıl bulunmuş olacaktır.
Örneğin 1391 yılının Milâdî karşılığını bulalım: Önce Hicrî sayı olan 1391′i 33′e böleceğiz. Karşımıza sonuç olarak 42, kalan sayı olarak da 5 çıkmaktadır. Bu kalanı hesaba katmadan Hicrî rakam olan 1391′den bölüm olarak tespit edilen 42′yi çıkarıp, kalana 622′yi ilave edeceğiz. Bu durumda;
1391 : 33 = 42, kalanı 5.
1391¬¬ – 42 = 1349
1349 + 622 = 1971
Sonuç olarak Hicrî 1391′in karşılığı Milâdî 1971′dir.

Tapu Kayıtlarında H.1263 (M.1847) ila H.1287 (M.1871) Tarihleri Arasında Hicrî (Arabî) Takvim Kullanılmıştır.

Hicrî / Arabî Aylar Sembolü Kaçıncı Ay Oldukları
Muharrem Mim harfi I. ay
Safer Sad harfi II. ay
Rebi‘ü’l-evvel (R.Evvel) Ra, elif harfleri III. ay
Rebi‘ü’l-âhir (R.Ahir) Ra harfi IV. ay
Cemâziye’l-evvel (C.Evvel) Cim, elif harfleri V. ay
Cemâziye’l-âhir (C.Ahir) Cim harfi VI. ay
Receb Be harfi VII. ay
Şaban Şın harfi VIII. ay
Ramazan Nun harfi IX. ay
Şevval Lam harfi X. ay
Zilka‘de (Z.Kade) Zel, elif harfleri XI. ay
Zilhicce (Z.Hicce) Zel harfi XII. ay

b) Rûmî Takvim
Rûmî sene M.Ö. 46′da Roma İmparatoru Jül Sezar adına düzenlen takvim esasına dayanır. Yılbaşı Mart kabul edilir. Rûmî sene ile Hicrî sene arasında süre farkı vardır. Hicrî ayların 29 veya 30 gün sürmesi, bu aylarla, Milâdî aylar arasında yılda 10 günlük farkın oluşmasına neden oldu. Aradaki bu fark, her 33 yılda bir Hicrî yılın Milâdî ya da Rûmî yıldan düşürülmesine neden olmuştur. Buna sıvış senesi denir. Rûmî seneyi bulmak için Miladi seneden 584 çıkartılır. Örneğin: 1985 Miladi seneye çevirmek için 1985 – 584 = 1401 şeklinde Rûmî seneyi buluruz. Rûmî seneyi Miladi seneye çevirmek için örneğin 1331 senesini ele alalım. Miladi seneye çevirmek için 1331 senesine 584 ekleriz Bu durumda 1331 + 584 = 1915 şeklinde Miladi sene bulunur. Rumi sene 1840 yılında yeniden düzenlendi ve bu takvim 1925 yılına kadar mali işlemlerde kullanıldı.

Tapu Kayıtlarında R.1287 (M.1871) ila R.1334 (M.1918) Tarihleri Arasında Rûmî Takvim Kullanılmıştır.

Tapu kayıtları tutulmaya başladığı Hicri 1263 / Miladi 1847 tarihinden itibaren miri araziye ait kayıtlarda Hicri takvim esas alınmış, H.1287/M. 1871 senesine kadar kullanılmıştır. Bu seneden sonra kayıtlarda Rûmî takvim esas alınmış, kimi kayıtlarda Hicri ve Rumi yan yana verilmiştir.

Rûmî Aylar Hangi Aya Tekabül Ettiği
Mart Mart
Nisan Nisan
Mayıs Mayıs
Haziran Haziran
Temmuz Temmuz
Ağustos Ağustos
Eylül Eylül
Teşrin-i Evvel (T. Evvel) Ekim
Teşrin-i Sânî (T. Sani) Kasım
Kânûn-ı Evvel (K. Evvel) Aralık
Kânûn-ı Sânî (K. Sani) Ocak
Şubat Şubat

1334 (1918) Yılında, Rûmî Malî Yılbaşı Olarak Kânûn-ı Sânî Kabul adilmiş ve 1341 (1925) tarihine kadar Rumi Takvim kullanılmıştır.

Buna göre;

Rûmî Aylar Hangi Aya Tekabül Ettiği
Kânûn-ı Sânî Ocak
Şubat Şubat
Mart Mart
Nisan Nisan
Mayıs Mayıs
Haziran Haziran
Temmuz Temmuz
Ağustos Ağustos
Eylül Eylül
Teşrin-i Evvel (T. Evvel) Ekim
Teşrin-i Sânî (T. Sânî) Kasım
Kânûn-ı Evvel (K. Evvel) Aralık

c) Miladi Takvim
Tapu Kayıtlarında M.1926 (R.1342) tarihinden sonra Miladi Takvim kullanılmaya başlanmıştır.